Kosova’nın Sırbistan Tarafından Tanınmasının Bedeli Ne Olacak?

Bayram POMAK

Neredeyse son üç yıldan fazla bir süredir Kosova ile Sırbistan müzakerelerinin nihai anlaşması konuşuluyor. Her ne kadar ortaya çeşitli senaryolar atılsa da tam olarak nihai anlaşmanın nasıl olacağı konusunu hiç kimse kestiremiyor. Sınırların değişmesi, Sırp Belediyeler Birliği vb.konular ısıtılıp ısıtılıp gündeme getiriliyor. Tam bu noktada nihai anlaşmanın nasıl olabileceği ve nereye ulaşılmak istendiği konusunu incelerken ulaştığım bir kaynağın anlattıkları konuyla alakalı olarak durumun netleşmesini ve nereye ulaşılmak istediğini anlamak açısından önemliydi.

Ulaştığım kaynak bizzat kendisinin katıldığı bir toplantının bilgilerini aktardı. Bundan iki buçuk yıl önce Sırp ve Kosova taraflarının ve ABD büyükelçiliğinin Chatham House kurallarına (toplantıda konuşulan herşey açıktır ancak konuşmacıların kimliği gizli tutulur) göre yapılan bir toplantıda Sırbistan’ın Kosova’yı tanıması için istediği bedel Sırbistan’a yakın hükümet temsilcileri tarafından açıklanmıştır. Buna göre:

–    Birincisi, Kosova’nın en kuzeyinde bulunan Leposaviç belediyesinden itibaren olan bölge Sırbistan’a bağlanacak.
Sırbistan bu belediyeleri Sırbistan kamuoyunu yatıştırmak ve Arnavut köyleri Kosova’ya verirken kamuoyuna bunu açıklamak için kullanmak istiyor. Bunu açıklayan Sırp yetkili de o toplantıda bunu bu şekilde açıklamıştır!

–    İkincisi, Kosova içerisinde Sırpların yaşadıkları belediyeler için yürütme yetkisi bulunan Sırp Belediyeler Birliği’nin kurulması.
Sırp Belediyeler Birliği Kosova ile Sırbistan arasında Brüksel’de yapılan anlaşmada yer almaktadır; ancak, Kosova Anayasa Mahkemesi bu anlaşmanın Kosova Anayasası’na aykırı olduğuna hükmetmiştir. Diğer yandan Kosova, bu Birliğin yürütme yetkisi olmadan kurulabileceğini belirtmekte, Sırbistan ise Birliğin yürütme yetkisinin de olması konusunda direnmektedir.

–    Üçüncüsü, Kosova ile Sırbistan sınırında bulunan Preşova ve Buyanovfça belediyelerine bağlı olan Arnavut köylerinin Kosova’ya bağlanması.
Sırbistan bu köylerin Kosova’ya bağlanmasını kabul etmesinin arkasında yatan sebep bu yerlerin herhangi bir stratejik değerinin olmayışı ve halihazırda nüfusça çoğunluğu Arnavut belediyeleri olan Preşova,Buyanofça ve Medvece belediyelerini“Arnavut çoğunluklu belediye” statüsünden çıkarıp Vranje belediyesine bağlayarak Sırbistan içerisinde Arnavut belediyelerin olmamasını sağlamak.

–    Dördüncüsü, Kosova’nın Sırbistan’dan savaş tazminatı talep etmemesi.

–    En şaşırtıcı olan beşinci husus ise, Kosova’nın Arnavutluk’a bağlanması.

Sırp yetkilinin son şartı orada bulunan herkesi şaşkınlığa uğratarak Kosova’nın Arnavutluk’la birleşmesini Sırbistan’ın istemesinin nedeni merak edilmiştir. Aynı Sırp yetkiliye yukardaki dört maddenin kiminle müzakere edileceği sorulunca onun cevabı“biz bütün bunları Tiran’la görüşmeye hazırız” şeklinde olmuştur. Her ne kadar Sırp yetkililer Kosova’nın Arnavutluk’la birleşme gibi bir şeyin olmayacağını, ABD’nin yaptığı bütün bu yatırımların Kosova’yı bağımsız bir devlet oluşturmak için olduğunu bilmelerine rağmen bu maddeyi masaya getirmelerinin birden çok amacı bulunmaktadır.Bunlardan biri Kosova’yı tanıma bedelini en üst perdeden açmak ve ikinci hedef ise uzun vadede böyle bir durumun olması durumunda Balkanlar’daki büyük Arnavutluk’un içerisinde yürütme yetkisi bulunan bir Sırp varlığını koymak ve uzun vadede Kosova ile Arnavutluk’un birleşmesi durumunda Sırbistan’ın da RepublikaSırpska ile birleşme yolunu açmaktır.

AlbinKurti savaş tazminatı konusunu bildiği için 6 Ekim seçimlerinde birinci çıktıktan sonra yaptığı ilk açıklamalarından biri Sırbistan’dan savaş tazminatı talep edeceğini bildirmesi de Sırbistan’ın bu şartını bilmesinden kaynaklanmaktadır.

Her ne kadar bu talepler Sırbistan devletini temsil eden kaynaklardan gelmiş olsa da bu senaryoları üreten ve rapor haline getiren kaynak Belgrad Açık Toplum Enstitüsüdür. Bir Soros kuruluşu olan Açık Toplum Enstitüsünün Balkanlar’da Sırbistan, Bosna Hersek, Kuzey Makedonya, Kosova, Arnavutluk, Karadağ ve diğer ülkelerdeki etkinliği herkesçe malumdur. Hatta bu ülkeler bu yapının çalışmalarından rahatsız olmaya başlamış olmakla birliktebu faaliyetlere ses çıkaracak güçleri yok. Enstitünün bu çalışmaları her ne kadar Kosova-Sırbistan nihai anlaşması projeksiyonu olarak gözükse de orta ve uzun vadede Balkanlar’ın nasıl dizayn edilebileceği konusunda da içerisinde bir düşünce barındırmaktadır.

ABD açısından Kosova’nın Sırbistan tarafından tanınmasının ve uluslararası kurumlara dahil edilmesinin Balkan Stratejisi çerçevesinde önemli bulunmaktadır. Kosova’nın Sırbistan tarafından tanınması diğer beş AB ülkesinin de Kosova’yı tanınmasının yolunu açacaktır. Ayrıca Sırbistan’a koşulacak olan şartlardan biri de Sırbistan’ın Kosova’nın uluslararası kurumlara üye olmasını engellememesidir. Bu şekilde ABD Rusya’yı bypass ederek Kosova’nın BM’ye üye olmasını sağlayacaktır. Kosova’nın BM’ye üye olmasının ABD için önemi BM’de artı bir oyu olmasıdır. Sırbistan’ın Kosova’yı tanımasıyla birlikte bu yol açılacaktır. Aynı şekilde Kosova’nın NATO’ya dahil edilmesiyle birlikte NATO’nun Balkanlar’daki genişlemesi devam edecektir. Bu şekilde NATO, uluslararası hukuk bakımından da Kosova’yı Sırbistan’dan koparacak ve Sırbistanhukuken de Kosova “davasından” vazgeçmiş olacaktır.

Nihai anlaşmanın nasıl ve ne zaman olacağı hala muamma. Anlaşmanın Kosova açısından 90’lı yıllardan itibaren her süreçte yer alan LDK kanadı ile savaşçı kanatla yapılması planlanırken Vetëvendosje hareketinin seçimlerden birinci çıkması süreci biraz etkiledi. Vetëvendosje ile LDK’nın seçimlerden birinci ve ikinci çıkmaları üzerine aralarında anlaşacaklarına kesin gözüyle bakıldığı ve ciddi bir kamuoyu desteğinin bulunduğu bir ortamda henüz bir anlaşmaya varamamış olmalarının altında yatan en büyük sebep nihai anlaşma konusudur. Bir önceki hükümetin düşürülmesi de bu konuyla alakalıdır. LDK’nın işi yokuşa sürmesi ve süreci geciktirmesi de başka türlü açıklanamaz.

Her ne kadar Vetëvendosje hareketi birinci çıksa da gelişen süreç içerisinde hükümeti kuramama ihtimali devam ediyor. Kuramaması halinde LDK’ya hükümeti kurma görevi verilebilir. Şayet LDK hükümet kuracaksa, bunu savaşçı kanadını hükümete dahil ederekyapması gündeme gelebilir. En iyi ihtimalle Vetëvendosje hükümeti kursa bile, bu hükümet AlbinKurti’yi yıpratmak ve oy oranını aşağı çekmek için çalışılacaktır. Böyle bir hükümet uzun ömürlü olamayacaktır. Bu senaryonun gerçekleşmesi durumunda Vetëvendosje’nin kazanmasıyla umutlanmış olan Kosova halkı büyük bir hayal kırıklığına uğrayacak ve Kosova’da millet iradesinin değil uluslararası iradenin hâkim olduğuna şahit olunacaktır.

Ilgili Haberler