AB, SIRBİSTAN’A KOSOVA İLE İLİŞKİLERİNİ NORMALLEŞTİRMESİ İÇİN ‘ULTİMATOM’ VERDİ

Sırbistan’ın Avrupa Birliği üyeliğine giden yolu, artık Kosova’nın Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi gibi uluslararası örgütlere katılımına vereceği sessiz rızaya bağlı.

Lüksemburg’da 22 Nisan’da bir araya gelen Avrupa Birliği dışişleri bakanları, Sırbistan’ın birliğe katılım müzakerelerine ilişkin belgenin 35’inci fasıl olarak bilinen önemli bir bölümünü değiştirme kararı aldı.

Bu değişiklik, Kosova ile ilişkilerini normalleştirme konusunda bir anlaşmaya varmaması halinde Brüksel’in Sırbistan’ın bloğa katılım sürecini donduracağı anlamına geliyor.

Sırbistan’ın yerine getirmesi gereken başlıca koşul, Kosova’nın kilit uluslararası örgütlere katılma çabalarını engellemekten vazgeçmesi.

Değişiklik doğrultusunda Belgrad ayrıca Kosova yönetimi tarafından verilen, ülkenin ulusal sembollerini taşıyan plaka ve pasaport gibi resmi idari belgeleri de tanımak zorunda kalacak.

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksander Vucic Aralık 2023’te “Ohri Anlaşması’nın 35’inci fasla dahil edilmesinin mümkün olmadığı görünüşünü taşıdığını, çünkü bunun fiilen Sırbistan’a (AB) kapıyı kapatmak anlamına geleceğini” açıklamıştı.

Kosova’nın Avrupa Konseyi üyeliği

AB’nin bu hamlesi, 17 Nisan’da Avrupa kıtasının insan hakları örgütü Avrupa Konseyi Parlamenterler Komitesi’nin Kosova’nın üyeliği yönünde olumlu tavsiyede bulunmasının ardından geldi.

Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu 16 Mayıs 2024 tarihinde Kosova’nın 47’inci üye olarak örgüte katılımını görüşecek.

Ancak Sırbistan bu gelişme Sırbistan’da tepkiyle karşılandı. Cumhurbaşkanı Vucic, “Kosova’nın Avrupa Konseyi’ne katılması halinde Sırbistan’ın kendi Avrupa Konseyi üyeliğini sorgulamaya hazır olduğunu” söyledi.

Belgrad, Strazburg merkezli insan hakları örgütünün kararından duyduğu derin hayal kırıklığını göstermek için Kosova sınırında büyük çaplı askeri tatbikatlar gerçekleştirdi.Sırbistan neden karşı çıkıyor?
1991 yılında dağılan Yugoslavya’nın bir parçası olduğu dönemde Sırbistan’a bağlı özerk bir vilayet olan Kosova, 2008 yılında Sırbistan’dan bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana BM, Avrupa Konseyi, AB ve NATO’ya katılmak için diplomatik adımlar attı.

Ancak Belgrad Kosova’nın bağımsızlığını reddediyor ve Sırp hükümeti bu tür konulara, Kosova’nın ayrılmasını dayatan NATO ile 1999’da yapılan savaştan bu yana sistematik olarak karşı çıkıyor.

Sırbistan, bir BM üyesi olarak, Kosova’nın uluslararası kurumlara üyeliğini kabul etmenin, onu devlet olarak zımnen tanımak anlamına geleceğinden çekiniyor.

Durumun çıkmaza girmesi üzerine AB dışişleri bakanları, Sırbistan ve Kosova’nın neredeyse otuz yıllık çalkantılı ilişkilerini “normalleştirmeyi” amaçlayan ve Ohri anlaşmasını 35’inci fasla ekledi.
Anlaşma adını, 2013 Brüksel anlaşmasını teyit etmek ve yeniden başlatmak üzere 2023 baharında imzalandığı Kuzey Makedonya’nın Ohri gölünden alıyor. Brüksel, Sırbistan ve Kosova arasında varılan bu anlaşma ile Kosova kurumlarının yönetim yetkisi tanındı.

Bu belgede yer alan taahhütlerin sadece birkaçı hem Kosova hem de Sırbistan tarafından uygulandı. Bu nedenle AB dışişleri bakanları Ohri anlaşmasındaki hükümleri Sırbistan için bir tür “al ya da bırak” kriteri olarak bağlayıcı hale getirdi.

Sırp toplumunu ikilemde bıraktı

AB tarafından 22 Nisan’da getirilen koşullar Belgrad için siyasi bir yapboz oluşturarak siyasi liderliğini ve tüm Sırp toplumunu dayanılmaz bir ikilemle karşı karşıya bırakıyor: Ya Kosova’yı tanımak için yavaş ve aşamalı bir süreç başlatacak ya da orta vadeli AB üyeliği umudunu unutacak.

Nisan 2022’de yapılan bir IPSOS anketine göre, AB üyeliğine karşı çıkan Sırpların sayısı ilk kez AB üyeliğini destekleyenlerden daha fazla oldu.

Bu ankete göre Sırpların çoğunluğu AB’nin genişleme konusunda ağırdan aldığını ve yeni üyeleri kabul etme konusunda isteksiz olduğunu düşünüyor.Öte yandan çoğunluk nüfusu etnik Sırplardan oluşan Kosova’nın kuzeyi iki ülke ilişkilerinde sorun olmaya devam ediyor.

Kosova, kuzeyin bir tür Sırp Cumhuriyeti’ne dönüşmesinden kaygı duyarken, Sırplar da, anavatanla bağlarını kopararak kendilerine karşı ayrımcılık yapacak bir ülkede ikinci sınıf vatandaş haline gelmekten korkuyor.

Batılı başkentler Kosova’yı Avrupa’nın kalbinde potansiyel bir istikrarsızlık kaynağı olarak görüürken, Belgrad ve Priştine birbirlerine güvenmiyor. Her ikisi de karşı tarafın ihanetine uğrayabilecek tavizler vermekten korkuyor.

Kosova’nın güvenliği NATO’nun varlığı ve AB’nin hukukun üstünlüğünü savunan örgütlere verdiği destekle sağlanıyor.

Yine de istikrarsızlık hayaletleri kol geziyor.

Ilgili Haberler