9 Kasım 1993 günü saat 10.16’da, Hırvat Savunma Konseyi (HVO) güçleri, Hırvat ordusunun desteğiyle, Mostar’ın simgesi, Bosna-Hersek’in kalbi ve Güneydoğu Avrupa’daki Osmanlı mimarisinin en görkemli eserlerinden biri olan Eski Köprü’yü (Stari Most) yıktı.
Bu yıkım, şehrin görüntüsünü sonsuza dek değiştirdi ve 20. yüzyılın sonundaki Avrupa savaşlarının en tanınan trajedilerinden biri haline geldi.
Sistematik bombardıman
1993 yılının sonbaharında Mostar, doğu yakasını ele geçirmeye çalışan HVO’nun ağır saldırılarına maruz kaldı. Neredeyse umutsuz koşullara rağmen Bosna-Hersek Cumhuriyeti ordusu ve polisi şehrin eski bölümünü savunmayı başardı.
Ancak takip eden aylarda şehir, aralıksız bombardıman ve sivillere yönelik sistematik terör altına girdi — bu olgular daha sonra Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kararlarıyla da teyit edildi.
8 ve 9 Kasım 1993’te, köprü en yoğun topçu saldırılarından birine hedef oldu. HVO’nun kentin üzerindeki tepelerdeki mevzilerinden atışlar, planlı ve koordineli şekilde yapıldı. Operasyon, o dönemde Bosna-Hersek’te faaliyet gösteren resmî Hırvat ordusu tarafından yönlendiriliyordu. Bu ordu, etnik olarak homojen bir “Hırvat Cumhuriyeti Herceg-Bosna” kurmak amacıyla yürütülen ortak suç girişiminin bir parçasıydı.
2023 yılında ilk kez yayımlanan görüntüler, iki gün içinde atılan 59 top mermisini ortaya koydu. Ses kayıtları, askerlerin köprünün yıkılışını soğukkanlı bir şekilde izleyip alaycı yorumlar yaptıklarını gösterdi — bu da Eski Köprü’nün hedef alınmasının yalnızca askerî değil, sembolik ve kasıtlı bir saldırı olduğunu ortaya koydu. Amaç, Mostar’ın çok kültürlü kimliğini ve tarihî birliğini yok etmekti.
Neretva’ya düşüş
Saat 10.16’da, altıncı merminin isabetiyle yapı çöktü ve Neretva Nehri’ne düştü. Her iki yakadaki Mostarlılar, kuşaklar boyunca şehirlerinin sembolü olan köprünün nasıl sulara gömüldüğünü sessizlik içinde izledi. Yıkım, savaşın seyrinde bir dönüm noktası oldu ve dünya çapında manşetlere taşındı.
Yüzyıllara meydan okuyan eser
Orijinal köprü, 1557–1566 yılları arasında, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, büyük Osmanlı mimarı Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayruddin tarafından inşa edilmişti. 29 metrelik tek kemeriyle dönemi için mühendislik harikası sayılıyordu.
Ünlü seyyah Evliya Çelebi, Eski Köprü’yü “dünyadaki tüm ustaları mat eden bir sanat eseri” olarak tanımlamıştı. Yaklaşık 450 yıl boyunca ayakta kalan köprü, zamanın ve savaşların yıkımına direnmişti — ta ki 1993’e kadar.
Yeniden doğuş
2001 yılında, uluslararası bir iş birliğiyle köprünün yeniden inşası başladı. Dünya Bankası, UNESCO, Türkiye, İtalya, Fransa, Hırvatistan ve birçok ülke projeye destek verdi. Köprü, orijinalinde kullanılan tenelija taşı ile, aynı mimari yöntemlere sadık kalınarak yeniden yapıldı.
Temmuz 2004’te, Eski Köprü yeniden açıldı — bu kez direnişin, dayanıklılığın ve birlikte yaşamanın sembolü olarak. Bugün köprü, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.
Köprüyü yıkanlar ve bu yıkımı kutlayanlar tarihin barbarlık sayfalarında kaldı; Mostar ve Eski Köprü ise hayatta kaldı.
9 Kasım, artık yalnızca bir anma günü değil, aynı zamanda şu gerçeğin teyididir: Tarihi ve kimliği hiçbir topçu ateşi yok edemez.
Küllerinden yeniden doğan Eski Köprü, bugün hâlâ iki yakayı ve insanları birleştiriyor — Mostar’ın ruhunun asla yıkılamayacağını hatırlatıyor.
