Bayram POMAK
Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk ve Sırbistan’a ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaretlerde Cumhurbaşkanı, hem bölgesel hem de küresel meseleler için önemli mesajlar verdi. Balkanlar ziyaretinin ilk durağı, Arnavutluk’un başkenti Tiran oldu. Her ne kadar burada Arnavutluk ile farklı alanlarda anlaşmalar imzalansa ve Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Toplantısı’nın ikincisi gerçekleşse de, Arnavutluk kamuoyunda bu ziyaretin en önemli gündem maddesi Namazgâh Camii idi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tiran’da Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet Vakfı’nın inşa ettirdiği Balkanlar’ın en büyük camisinin açılışını yaptı. 2015 yılında temeli atılan cami, 10 dönümlük arazide ve 8 bin kişilik kapasiteye sahip. Arnavut medyası, bu ziyarette caminin açılışına geniş yer verdi. Ziyaret sırasında, Arnavutluk’taki FETÖ etkisi de genişçe tartışıldı. FETÖ, belki de dünyada en etkili olduğu yerlerden biri olarak Arnavutluk’ta varlık göstermektedir. Farklı kurumlara sızmış olan FETÖ, Arnavutluk Diyaneti olan Arnavutluk Müslüman Topluluğunu tamamen kontrol etmektedir. Bu bağlamda, caminin açılışını gölgede bırakma çabalarından geri durmadılar. Medyada, camide bir Türk imamın görev almasının, caminin siyasi bir sembol olduğu ve Arnavutluk’un Erdoğan’a bu kadar alan açmaması gerektiği gibi görüşler sıkça dile getirildi.
Oysa, bu cami tarihi olarak da çok önemli bir sembol görevini üstlenmektedir. Bilindiği üzere, Arnavutluk, dünyada dini yasaklayan ilk ve tek ülke olarak, zalim bir komünizm rejimi yaşamıştır. Bugün, bu zulmü yapan Enver Hoca ve onun gibiler tarihin çöplüğüne gitmiş, Balkanlar’ın en büyük camisi Tiran’da yükselmiştir. Tarihten ders almak isteyenler için bu olay, büyük bir ibret ve mesaj içermektedir.
Elbette ki bu ziyarette, Arnavutluk ve Türkiye arasındaki stratejik işbirliği konuları da ele alındı. Türkiye, Arnavutluk’a kamikaze dronları hediye ederek Arnavutluk ordusuna teçhizat ve eğitim desteği vermeyi sürdüreceğini açıkladı. Ancak Türkiye ile Arnavutluk arasında Gazze ve Hamas konusunda görüş ayrılığı olduğu ortaya çıktı. Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu ve Hamas’ın bir terör örgütü olduğunu belirtti.
Bu konular dışında, iki ülke arasında askeri, siyasi, ekonomik, ticari ve turizm konuları da görüşüldü. Ticaret hacminin 2 milyar dolara çıkarılması gerektiği konusunda görüş birliğine varıldı. Rama, turizm konusunda Türk turist sayısının %85 oranında arttığını ve bu alanda daha fazla yatırım yapılması gerektiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tiran ziyaretini tamamladıktan sonra, Balkanlar’ın önemli başkentlerinden biri olan Sırbistan’ın başkenti Belgrad’a geçti. Burada Sırbistan’la dördüncü Yüksek Düzeyli İşbirliği Toplantısı gerçekleştirildi. Sırbistan ile Türkiye arasında 11 anlaşma imzalandı. Taraflar, iki ülke arasındaki ekonomik işbirliği için 5 milyar dolarlık bir hedef ortaya koyarken, şu ana kadar olan ekonomik işbirliğinin 3 milyar dolara yaklaştığını belirttiler. Birkaç yıl önce bu miktarın 1 milyar dolara bile ulaşmadığını açıkladılar.
Ekonomik meselelerle birlikte, dünyadaki durum ve Balkanlar’daki gelişmeler de görüşüldü. Türkiye, Sırbistan ile Kosova arasındaki diyaloğu desteklediklerini ve bölgede bir gerginlik yaşanmamasının ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Sırbistan Cumhurbaşkanı Vuçiç ise, son zamanlarda Sırbistan’a yönelik ortaya atılan ayrımcı söylemlerin gerçekçi olmadığını ve Sırbistan’ın Bosna-Hersek’in toprak bütünlüğünü, ayrıca Sırp Cumhuriyeti’nin de Bosna-Hersek federasyonuna entegre olmasını desteklediklerini belirtti.
Görüşmenin en önemli noktalarından biri savunma sanayii ile ilgiliydi. Sırbistan, uzun zamandır Bayraktar almak için girişimlerde bulunsa da, arka planda tahmin edebildiğimiz bazı sebeplerden dolayı Bayraktar temin edemedi. Bu konuda Vuçiç, daha önce Sırp televizyonlarında, Türkiye’nin Kosova’yı silahlandırarak ve Kosova’ya Bayraktar vererek yanlış yaptığını söylemişti. Ancak bu ziyarette verilen mesajlar, Türkiye ile Sırbistan arasında savunma sanayii konusunda ortak çalışmalar yapılacağı yönündeydi. Bu doğrultuda, ortak ekiplerin oluşturulacağı açıklandı.Aynı şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan savunma işbirliği konusunda alınacak kararların Sırbistan ve Türkiye tarafından alınacağını ve üçüncü ülkelerin bu konuda karışamayacağını net bir dille ifade etti. Bu ifadeler aslında hem AB, hem ABD hem de Rusya’ya yönelik bir mesajdı. Yani Sırbistan’ın Türkiye ile savunma sanayii konusunda rahatsız olacaklara açık bir şekilde mesaj gönderildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Sırbistan ile ilişkileri “Altın Çağ” olarak nitelendirdi. Bu niteleme, iki ülke arasındaki iyi ilişkileri net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Türkiye, Balkanlar’da oldukça güçlü ilişkiler geliştirmektedir. Özellikle Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki ilişkiler, siyaset ötesi bir boyuta ulaşmıştır. Vuçiç, basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Ailemizden biri bile rahatsız olduğunda, Sayın Erdoğan bizi arayıp geçmiş olsun dileklerini iletmektedir,” diyerek ilişkilerin derecesini vurguladı. Türkiye’nin bu iki ülkeyle iyi ilişkiler geliştirmesi, hem Türkiye’nin Balkanlar’daki etkisi hem de Balkanlar’ın istikrarı açısından büyük önem taşımaktadır. Zira bu coğrafyanın kaderini belirleyen iki önemli halk vardır: Arnavutlar ve Sırplar. Arnavutluk ile iyi ilişkiler kurmak, Kosova ve Makedonya’da da etkin olmanızı sağlar. Sırbistan ile iyi ilişkiler ise Bosna-Hersek, Karadağ ve Kosova’da bulunan, istikrarsızlık potansiyeline sahip Sırplar arasında da etkin olmanıza olanak tanır.
Türkiye, ekonomide ve savunma sanayii alanında Balkanlar’da etkin olmak ve istikrarlı bir coğrafya oluşturmak için adımlar atmakta ve bölgeye önemli ölçüde katkı sunmaktadır.