ALKOL TÃœKETÄ°MÄ° VÃœCUDA NASIL ZARAR VERÄ°YOR, HANGÄ° ORGANLARI ETKÄ°LÄ°YOR?

Bilim insanları alkolün etkilerinin yalnızca karaciğer ve beyinle sınırlı kalmadığını, alkol tüketiminin vücuttaki her organ üzerinde zararları olduğunu söylüyor.

Yeni yıl yaklaşırken dünyanın bir kısmı için bu, tatil ve eÄŸlence anlamına geliyor. Yeni yıl arifesi alkol tüketiminin arttığı bir gün olarak öne çıkıyor. Öyle ki, bazı ülkelerde 1 Ocak gününe “Ulusal AkÅŸamdan Kalma Günü” (National Hangover Day) de deniyor.

Bilim insanları alkol tüketimi sonrası vücutta neler olup bittiğini tam olarak çözebilmiş değil ancak alkolün vücutta biyokimyasal ve nörokimyasal birtakım değişikliklere neden olduğu biliniyor.

Imperial College London’dan araÅŸtırmacı Emily Parker, alkolün beyinde ve tüm vücuttaki bir çok sistemi etkileyen “kötü bir madde” olduÄŸunu ifade ediyor.

Peki alkol alımına başlanılan andan bir sonraki güne kadar vücutta neler yaşanıyor?

Imperial College London’dan bir diÄŸer araÅŸtırmacı Nöropsikofarmakolog Rayyan Zafar, alkol alınmaya baÅŸlandığında, beyinde gama-aminobütirik asit (Gaba) adı verilen nörotransmitter etkiye sahip kimyasal bir madde salgılandığını söylüyor.

‘Alkol tüm merkezi sinir sistemini baskılıyor’

Zafar, Gaba’nın beyni yavaÅŸlattığını ve özellikle beynin düşünme süreci ve kontrol duygusunu yöneten kısımlarında, korteksteki reseptörlerde etkili olduÄŸunu belirtiyor. Gaba’nın ayrıca, “bir sinir hücresinin merkezi sinir sistemi boyunca kimyasal mesajlar gönderme ve alma yeteneÄŸini azalttığını” ifade ediyor. Böylelikle kiÅŸi Gaba salgılandığında kendini rahatlamış hissediyor.

Alkol aynı zamanda vücutta dopamin hormonunun salgılanmasına da neden oluyor. Zafar, “Kendinizi iyi ve rahatlamış hissediyorsunuz ve daha fazlasını istiyorsunuz. Ancak içmeye devam ettikçe alkol, beyindeki hafıza oluÅŸumu için önemli olan glutamat reseptörlerine baÄŸlanıyor ve onların elektriksel aktivitelerini baskılıyor.” diyor. Zafar’a göre, böylelikle beyinde anı oluÅŸumu engelleniyor.

Zafar sürecin devamını şöyle anlatıyor: Alkol, beyinde davranışı kontrol eden korteksten motor koordinasyon ve dengeden sorumlu olan beyinciğe geçiyor. Daha sonra, alkol zehirlenmesi beynin tam ortasındaki omurilik soğanını vuruyor. Omurilik soğanı kalp atışı, solunum ve kan basıncı gibi otonom sinirleri kontrol eder.

“Ve beyin kapanır” diyen Zafar, “Bu nedenle insanlar alkolün yatıştırıcı olduÄŸunu düşünüyor. Sizi sakinleÅŸtirdiÄŸi için deÄŸil, tüm merkezi sinir sistemini baskıladığı için.” ÅŸeklinde konuÅŸuyor.

Sonrasında karaciğer saatte bir birim alkolü yok ederek çalışıyor ve böylelikle akşamdan kalma etkisi başlıyor. Zafar, istifra etmenin zararlı maddeleri vücuttan atmak için geliştirilen evrimsel bir hayatta kalma taktiği olduğunu açıklıyor.

‘Kanserojen asetaldehit oluÅŸumuna neden oluyor’

Alkol, karaciÄŸerin alkol dehidrojenaz (ADH) enzimi tarafından metabolize ediliyor. ADH, alkolün içindeki etanolü parçaladığında bir zehir ve kanserojen olarak sınıflandırılan asetaldehit oluÅŸturuyor. Zafar, “Kandaki alkol deÄŸeri sıfıra ulaÅŸtığında, akÅŸamdan kalma belirtileri genellikle en kötü halindedir, çünkü bu noktada tüm alkol, DNA’nın çalışma ÅŸeklini deÄŸiÅŸtiren asetaldehite dönüşmüştür.” diyor.

Palmer’a göre, alkol mitokondriyal DNA’ya da zarar veriyor. Mitokondri, hücrelerimizdeki enerji üreten makinelerdir ve hafif bir hasar bile beyinde zehirliliÄŸe yol açabilir.

Palmer, “Düzenli olarak akÅŸamdan kalma olma durumuna neden olacak kadar içerseniz, hasarın birikebileceÄŸini düşünüyoruz, bu da biliÅŸsel gerileme ve erken hafıza kaybıyla sonuçlanıyor.” ifadelerini kullanıyor.

Zafar’a göre, alkol ayrıca böbreklere sıvı tutmalarını söyleyen bir hormon olan vazopressin salınımını da baskılıyor, böylece idrara çıkma sıklığı artıyor. Ortaya çıkan dehidrasyon kiÅŸiye susuzluk, yorgunluk ve baÅŸ aÄŸrısı hissettirebiliyor.

Vücut bu şekilde hasar gördüğünde bağışıklık sistemi harekete geçiyor ve bakterilere saldıran veya hasarlı dokuyu iyileştiren iltihap hücreleri gönderiyor.

Zafar, “Alkol içtiÄŸinizde, bağırsaklar içinde zehir olduÄŸu sinyalini verir. Bağışıklık sisteminiz buna yanıt olarak, zehirliliÄŸi tersine çevirmeye çalışmak için hızlanır. Bu da çok fazla iltihaplanmaya yol açabilir.” diyor.

Zafar’a göre, enflamatuar yanıt bulantı, kusma, baÅŸ aÄŸrısı, kafa karışıklığı, ruh hali deÄŸiÅŸiklikleri, biliÅŸsel bozulma, öğrenme ve hafıza eksikliklerine neden olabilir. Düzenli olarak aşırı alkol tüketimi, diyabet, kanser ve kalp hastalıklarıyla baÄŸlantılı olan kronik iltihaplanmaya da yol açabilir.

Ilgili Haberler