Arkeologlar Sırbistan’da daha önce bilinmeyen bir Neolitik yerleşim yeri keşfettiler ve ardından bu “nadir” bölgenin haritasını çıkardılar.
Sırbistan’ın uzak bir bölgesinde arama yapan arkeologlar, yerel bir ihbardan yola çıkarak 7.000 yıllık geniş bir yerleşim yerinin kalıntılarını keşfettiler ve bu yerleşimi haritalandırdılar.
Kiel Üniversitesi’nden yapılan açıklamaya göre, Sırbistan’ın kuzeyindeki Jarkovac köyü yakınında bulunan Neolitik yerleşim yaklaşık 13 hektarlık bir alanı kaplıyor ve etrafı çok sayıda hendekle çevrili.
Araştırmacılar bölgedeki diğer benzer alanların farkında olsalar da bu bir sürpriz oldu.
Almanya’daki Kiel Üniversitesi Tarihöncesi ve Protohistorik Arkeoloji Enstitüsü’nde doktora öğrencisi olan Fynn Wilkes, “Orada yaşayan bir adamın bölgede bir şeyler olabileceğini söylemesi üzerine bölgeye gittik ve sonra hiçliğin ortasında bu oldukça büyük yerleşmeyi bulduk. Burası, o bölge ve o dönem için devasa bir yerleşim yeri” diyor.
Açıklamaya göre, topraktaki materyallerin radyokarbon tarihlemesi, bölgenin MÖ 5.400 ile 4.400 yılları arasına tarihlendiğini ve büyük olasılıkla bu dönemde Güneydoğu Avrupa’da var olan Vinča kültürüne ait olduğunu ortaya çıkardı.
Wilkes, bu grubun bölgedeki “ilk yerleşik çiftçi topluluklarından” biri olduğunu ve keçi, sığır ve diğer hayvanları yetiştirdiklerini söylüyor.
Açıklamaya göre araştırmacılar, çok sayıda yanmış evin kalıntılarını ve çok sayıda eser buldular; bunlar, bölgenin 7.000 yıl önceki yapısı hakkında net bir fikir veriyor. Wilkes, bu eserler arasında çömleklerin ve “ince kırmızımsı boyalı çanak çömlek parçalarının” yer aldığını ve bunların hepsinin alanın yüzey seviyesinde bulunduğunu söylüyor.
Ekip lideri ve Kiel Üniversitesi Tarihöncesi ve Protohistorik Arkeoloji Enstitüsü’nde tarihöncesi ve sosyal arkeoloji profesörü olan Martin Furholt, “Sırbistan Banat bölgesinde daha büyük Geç Neolitik yerleşimlerin neredeyse hiç bilinmemesi nedeniyle bu keşif olağanüstü önem taşıyor.” diyor.
Ancak araştırmacılar için en büyük sürpriz, bu yerleşmenin bu kadar uzun süredir gözden kaçmış olmasıydı.
Wilkes, “Nehirlere ve dağlara daha yakın olan bilinen yerleşim yerleri var ve sonra birden ovaların ortasında devasa boşlukla karşılaşıyorduk. Artık ortada da bir şeyin olduğunu kanıtlayabiliriz.” diyor.
Araştırmacılar bu alan ile bölgedeki diğer yerler arasında herhangi bir bağlantı olup olmadığını daha iyi anlayabilmek için daha fazla kazı yapmayı planlıyor.