Milano Başsavcılığı, Saraybosna kuşatması sırasında ortaya çıkan “hafta sonu keskin nişancıları”na ilişkin soruşturma kapsamında, 2007 yılında eski Yugoslavya’daki savaş suçlarına ilişkin Lahey Mahkemesi’nde ifade veren Amerikalı itfaiyeci John Jordan’ın tanıklığının incelenmesini talep etti.
On sekiz yıldan daha eski olan bu tanıklık, yabancı uyruklu kişilerin – sözde “turist–keskin nişancıların” – rolünü ortaya çıkarmada önemli olabileceği için yeniden gündeme geldi. Dönemin tanıklarına göre bu kişiler, Bosna-Hersek’e yönelik saldırı ve Saraybosna’nın kuşatması sırasında sivilleri öldürmek için para ödüyorlardı.
Jordan, Lahey’de verdiği ifadede Saraybosna’da bulunduğu süre boyunca “yerli oldukları belli olmayan kişiler” gördüğünü söyledi.
“Kıyafetlerinden, taşıdıkları silahlardan ve hareket etme biçimlerinden yerli olmadıkları açıktı. Onları yerel insanlar yönlendiriyordu; adeta rehber gibiydiler,” dedi.
“Psikopatları arıyorlar”
İtalya’da, Saraybosnalılara ateş etmek için Sırp çetniklerine para veren ‘hafta sonu keskin nişancıları’ hakkında resmi bir soruşturma açıldı.
Jordan, benzer görüntüleri Mostar çevresinde de gördüğünü ifade etti. Bosna’ya, savaştan etkilenen sivillere yardım etmek isteyen gönüllü bir itfaiyeci olarak gelmişti ve bir kurtarma operasyonu sırasında kendisi de yaralanmıştı.
Dönemin yargıcı Patrick Robinson, Jordan’a yerel savaşçılar ile yabancıları ayırt edip edemediğini sorduğunda, Jordan şu yanıtı verdi:
“Evet. Detayları gözlemlemek üzere eğitimliyim. O insanların bilmedikleri bölgelerde ellerinden tutulup gezdirildiği açıkça görülüyordu.”
Jordan, yabancı keskin nişancıların nasıl giyindiğini de anlattı:
“Üzerlerinde hem sivil hem askerî kıyafetlerden oluşan bir karışım vardı. Ancak onları asıl ayıran şey silahlardı. Yerel savaşçılar belirgin silah türlerine sahipti, fakat bu yabancılar daha çok av tüfeklerine benzeyen, Schwarzwald’da yaban domuzu avında kullanılan tüfeklere benzer silahlar taşıyordu. Şehir savaşına uygun değildi. Ortama yabancı, amatör ama tehlikeliydiler.”
“Öldürmek için para ödüyorlardı”
La Repubblica’nın yazdığına göre, Milano Başsavcılığı (savcı Alessandro Gobbis) artık Lahey’de bulunan tüm belgeleri ve tanıklıkları toplayarak İtalyan vatandaşlarının Saraybosna kuşatmasındaki olası suçlara karışıp karışmadığını araştırmak istiyor.
Mevcut bilgilere göre soruşturma, eski İtalyan istihbarat servisi SISMI’ye (bugünkü AISI) ait belgeleri de kapsıyor. Bosnalı eski bir istihbarat görevlisine göre SISMI, Bosna’daki savaş sırasında İtalyanların “hafta sonu snajperliği” yaptığını biliyor ve bazı durumlarda bu kişilerin cepheye gitmesini engellemeye çalışıyordu.
Bilindiği üzere İtalya’da, Bosna’ya yönelik saldırı sırasında Saraybosna’daki sivillere ateş etmeleri için işgalci Sırp güçlerine para ödeyen “hafta sonu keskin nişancıları” hakkında soruşturma resmen başlatıldı.
Savcılar, “hafta sonu turlarını” organize edenleri ve eğlence amacıyla masum Saraybosnalıları öldürmek için para ödeyen kişileri tespit etmeyi amaçlıyor.
Bu soruşturma, yaz aylarında Il Giornale tarafından haberleştirilmiş ve savcı Gobbis tarafından “ağırlaştırılmış, kasıtlı ve vahşi saiklerle işlenmiş cinayet” suçlamasıyla açılmıştı.
Modern tarihin en uzun kuşatmalarından biri
Saraybosna kuşatması 5 Nisan 1992’de başladı ve 1.425 gün sürdü; 29 Şubat 1996’ya kadar devam etti.
Bu süre boyunca şehir, Sırp saldırgan güçlerinin pozisyonlarından sürekli bombalama ve keskin nişancı ateşine maruz kaldı.
Araştırma ve Dokümantasyon Merkezi’nin verilerine göre kuşatma sırasında 11.500’den fazla sivil öldürüldü; bunların 1.600’ünden fazlası çocuktu.
Kent her gün ortalama 330 top mermisi ile vuruluyordu. En ağır gün ise 22 Temmuz 1993 oldu; o gün Sarajevo’ya 3.700’den fazla mermi atıldı.
Kuşatmanın başlangıcından itibaren saldırgan güçler, şehri tamamen kontrol altına almak için birkaç önemli noktadan bölmeye çalıştı. Ancak Bosna-Hersek Cumhuriyeti Ordusu, polis ve örgütlü sivil direniş ile birlikte, Saraybosna’nın kritik bölgelerini savunarak şehrin düşmesini engelledi./BALKAN POSTASI
