1995 yılının Mart ayı sonunda, İtalyan gazetesi Corriere della Sera, Bosna-Hersek’teki savaş sırasında ortaya çıkan korkunç bir “turizm” biçimine ilişkin çarpıcı bir haber yayımladı. “Savaşı görmeye gelen turistler” başlıklı haberde gazeteci Venanzio Postiglione, o dönem “Halkların Daimi Mahkemesi”nin genel sekreteri olan Gianni Tognoni’nin ifadelerine yer verdi.
Habere göre Batı Avrupa’dan bazı kişiler, hafta sonları Bosna’ya giderek yüksek ücretler karşılığında çatışmalara katılıyor, sivil halka ateş ediyor ve adeta paralı asker gibi hareket ediyorlardı. Tognoni’nin Trento’daki oturumda aktardığı bilgilere göre savaş, “dehşet verici bir turizm destinasyonuna” dönüşmüştü.
“Hafta sonu savaşçıları” para karşılığı sivillere ateş ediyordu
Corriere della Sera, bu kişilerin Avrupa’daki küçük havalimanlarından askeri kıyafetlerle, botlarla ve bazen kendi silahlarıyla yola çıktıklarını, Bosna’daki cephe hatlarına yakın bölgelerde yerel milisler tarafından karşılandıklarını yazdı. Yüksek ücret karşılığında silah ve ulaşım sağlayan bu grupların, turistleri çatışma bölgelerine götürdüğü belirtildi.
Haberde, bu varlıklı “turistlerin” çatışmaları uzaktan izlemekle kalmadığı; el bombası fırlatıcıları kullandığı, saldırılara katıldığı ve hatta keskin nişancı olarak sivilleri hedef aldığı ifade edildi. Gazete, bu kişilerin cephe hattı üzerindeki yüksek noktalardan kadınlara, çocuklara ve su taşıyan sivillere ateş ettiğini, bunun “insanların canlı hedef olarak kullanıldığı bir atış poligonuna” dönüştüğünü yazdı.
Corriere, savaş turizmini o dönem yaygın olan “seks turizmiyle” karşılaştırarak, bunu yoksul ve savaşla yıkılmış bölgelerin istismarı olarak nitelendirdi.
İtalya’da başka bir skandal: “Gündüz yardım, gece ziyafet ve faşist selamlar”
Haberin ikinci bölümünde, Milano yakınlarındaki Magenta kasabasından gelen bir grup İtalyanla ilgili farklı bir skandal yer aldı. Bu grup, Caritas aracılığıyla Mostar’a insani yardım götürdüğünü iddia ediyordu.
Ancak fotoğraflar ve tanık ifadeleri başka bir gerçeği ortaya koydu: Yardım teslim edildikten sonra bu kişiler, aşırı milliyetçi Hırvat gruplarla lüks restoranlarda yemek yiyor, şampanya içiyor ve gece faşist selamlarla poz veriyordu.
Haberde adı geçen kişilerden biri de Magenta’nın eski belediye başkan yardımcısı ve yerel bir siyasi derginin editörü olan 37 yaşındaki Emanuele Torreggiani idi. Torreggiani, savaş boyunca Bosna’ya 12 kez gittiğini ve yapılan eleştirileri “Kendi paramı harcarım, Mostar’da iyi bir yemek yemekte ne sakınca var?” sözleriyle savundu. Aşırı milliyetçilerle fotoğrafları sorulduğunda ise, “Savaş bölgesinde herkesle karşılaşırsınız, ayırt edemezsiniz” dedi.
Milano’daki Caritas Ambrosiana ise bu kişilerin kurumla ilgisi olmadığını, resmi gönüllü listelerinde bulunmadıklarını ve kendi yerel kiliseleri üzerinden Bosna’ya gittiklerini açıkladı.
Avrupa basınında “savaş turizmi”ni ifşa eden ilk haberlerden biri
Corriere’nin 1995 tarihli bu haberi, Avrupa medyasında “savaş turizmi” fenomenine işaret eden ilk kapsamlı yayınlardan biri olarak kayıtlara geçti. O dönem somut isimler verilmemiş olsa da haber büyük yankı uyandırmış, mahkeme uluslararası soruşturma çağrısında bulunmuştu.
Bu skandal, yıllar boyunca sessiz kaldı. Ancak son dönemde yayımlanan “Sarajevo Safari” belgeseli ve İtalya’da açılan “keskin nişancı turistler” soruşturmalarıyla konu yeniden gündeme taşındı./BALKAN POSTASI
