Osmanlı padişahlarından Sultan 2. Bayezid’in torunu Gazi Hüsrev Bey tarafından Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da yaptırılan Gazi Hüsrev Bey Medresesi ve Kütüphanesi, kuruluşunun 485. yılını kutluyor.
Hüsrev Bey tarafından 8 Ocak 1537 tarihinde kurulan medrese, savaşlara ve tüm zorluklara rağmen hala Bosna Hersek’in en prestijli liselerinden biri olarak varlığını sürdürüyor.
Bosna Hersek’in en eski eğitim kurumu olan medrese, lise diploması denkliğine sahip. Gazi Hüsrev Bey Medresesinde dini derslerin yanı sıra temel bilimler dersleri de veriliyor. Ailelerin, çocuklarının burada öğrenim görmesine büyük önem verdiği medrese, sunduğu kaliteli eğitimle ülkedeki popüler okullar arasında yer alıyor.
Gazi Hüsrev Bey Medresesi mezunlarından, 1950 doğumlu Mustafa Spahic, “Gazi Hüsrev Bey Medresesi, Balkanların en eski eğitim kurumudur. Buradan mezun birçok akademisyen çıkmıştır.” dedi.
1973 yılında Gazi Hüsrev Bey Medresesinden, 1978 yılında Saraybosna Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesinden mezun olan Spahic, “1983 yılında ’13 Müslüman Entelektüel’ grubuyla 3 yıl hapis yattım. 1986 yılında Saraybosna’ya geri döndüm ve imam olarak göreve başladım. 1993 yılında Gazi Hüsrev Bey Medresesinde sosyoloji ve İslam tarihi öğretmeni olarak çalıştım.” diye konuştu.
Gazi Hüsrev Bey Medresesinin ülke ve bölge için önemine işaret eden Spahic, “Medresede eğitime hiçbir şey engel olamadı. Komünist Yugoslavya döneminde de eğitime devam edildi. Sonrasında 1992-1995 yıllarında Bosna Savaşı döneminde de kapılarını kapatmadan eğitime devam etti.” ifadelerini kullandı.
Spahic, medrese mezunları arasında bölgenin en iyi akademisyenlerinin de yer aldığını belirterek Gazi Hüsrev Bey Medresesinden mezun önemli isimler arasında Kur’an-ı Kerim’in çevirisi yapmış Besim Korkut ve 1001 Gece Masallarını Arapçadan çeviren Esad Durakovic’in bulunduğunu kaydetti.
Medresede İngilizce, Türkçe, Arapça ve Farsça eğitim verildiğini söyleyen Spahic, “Boşnak aileler çocuklarını Gazi Hüsrev Bey Medresesine yollamak istiyor. Mezun olan öğrencilerin diplomaları, diğer liselerin diplomalarıyla denk ve mezunlar tüm fakültelerde eğitim alma şansına sahip.” değerlendirmesinde bulundu.
Avusturya-Macaristan’ın geçmişte bölgedeki hakimiyetiyle eğitime Almancanın da eklendiğini ifade eden Spahic, “Medresede bereket var. Medresemiz birçok mezun verdi, tüm mezunlar ülkeye ve dünyaya hizmet etmeyi şiar edinmiş insanlar.” dedi.
– “Kütüphanenin inşa edilmesi, Saraybosna’yı dünya metropolleri arasına taşıyan büyük bir etken oldu”
Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi Müdürü Osman Lavic de kuruluşunun 485. yıl dönümü vesilesiyle Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesinin tarihçesini ve önemini anlattı.
Gazi Hüsrev Bey’in inşa ettirdiği medreseden geriye kalan paralarla yaptırılan kütüphanenin, 1537 yılında kurulduğunu söyleyen Lavic, şöyle devam etti:
“1863 yılına kadar medrese binası dahilinde kalan kütüphane, 1863’te Vali Topal Osman Paşa’nın talimatıyla Gazi Hüsrev Bey Camisi’nin minaresinin yanında yapılan binaya taşındı. 1935 yılına kadar burada hizmet veren kütüphane, daha sonra Hünkar Cami yakınına taşındı. 1992 yılında Bosna Savaşı başlayana kadar burada kalan kütüphanedeki eserler, savaşın başlamasıyla gizli bir yere taşınarak muhafaza edildi.”
Savaştan sonra Kız Medresesinde hizmete tekrar açılan Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesinin, 2014 yılında Katar hükümetinin yardımıyla inşa edilen mevcut konumuna taşındığını belirten Lavic, “Kütüphanede Türkçe, Arapça, Farsça, Boşnakça ve çeşitli Avrupa dillerinde, matbu kitap, el yazması, dergi ve belge muhafaza edilmekte. Doğu edebiyatı, tarih, felsefe, mantık, tıp, matematik, baytarlık, astronomi gibi alanlarla ilgili 10 bin 585 el yazması kitap bulunan kütüphanede, İslami ilimler ile ilgili de 20 bin civarında eser mevcut.” diye konuştu.
Bosna Valisi Gazi Hüsrev Bey’in Saraybosna için yaptıklarını unutmanın mümkün olmadığını söyleyen Lavic, “Kütüphanenin inşa edilmesi, Saraybosna’yı dünya metropolleri arasına taşıyan büyük bir etken oldu. Bu şehir her zaman kitaplara önem verdi, onları korudu ve bugünlere gelmesine katkıda bulundu.” değerlendirmesini yaptı.
Lavic, kütüphanenin halka açık olduğunu ve kitap ödünç alınabileceğini belirterek “Kütüphane kurulduğu günden itibaren tam 485 yıldır şehirle iç içe ayakta kalmaya devam ediyor. Saraybosna’da yaşanan tüm olaylara şahitlik ediyor. Bizlere ait tüm değerleri koruyor ve tüm bu değerleri gelecek nesillere ulaştırıyor. İslam kültür ve geleneğine ait eserleri arşivliyor.” ifadelerini kullandı.
– “Kütüphane, olumsuz her olaydan sonra daha güçlü ve zengin bir şekilde ayakta kaldı”
Kütüphanenin savaş, yangın ve sel gibi birçok durumla karşılaştığını hatırlatan Lavic, “Kütüphane, bu kadar olumsuz olaylara rağmen her zaman küllerinden doğmayı başardı. Olumsuz her olaydan sonra daha güçlü ve zengin bir şekilde ayakta kaldı.” dedi.
Lavic, Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesinin, yangınlar başta olmak üzere, tüm afetlerden Müslüman ve gayrimüslim, tüm Bosna halkı tarafından korunduğunu belirterek “Kütüphane, çok kötü günlerden geçti. Buna son olarak Kovid-19 pandemi süreci eklendi. Geçtiğimiz iki yıl boyunca, gerekli tüm önlemleri alarak çalışmalarımıza devam ettik.” diye konuştu.
Birkaç yıl önce kurulan “Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi Dijital” versiyonunun büyük ilgi gördüğünü söyleyen Lavic, 2021’de yaklaşık yarım milyon çevrim içi ziyaretçilerinin olduğunu; bu süreçte, kendilerine ulaşan tüm kullanıcılara, talep ettikleri kitap veya belgeleri, dijital haliyle ilettiklerini belirtti.
Kovid-19 salgınında bile kütüphane kapılarının hiçbir zaman tamamen kapatılmadığını hatırlatan Lavic, “Önlemlere maksimum derece dikkat ettik, ziyaretçi sayısında ve çalışma saatlerinde değişiklikler yaptık ama kapılarımızı asla kapatmadık.” dedi.
– Kütüphanedeki en eski eser 1106 yılında Gazali tarafından yazılan İhyâ’u Ulmû’id-Din kitabı
Lavic, 1882 senesinde vefat eden Fazıl Paşa Şerifoviç tarafından vakfedilen, 1849 senesinde Dağıstanlı bir muhacir tarafından yazılan, renkli süslemeli Mushaf’ın da kütüphanede muhafaza edildiğini söyledi.
Bosnalı onlarca bilge, filozof, teolog, müftü ve kadıya ait birçok eserin kütüphanede bulunduğunu anlatan Lavic, bu eserlerin, oluşturuldukları zamanlarda dönemin en aktüel kaynakları olarak, dünyanın birçok yerindeki medrese ve fakültelerde okutulduğunu kaydetti.
Kütüphanedeki en eski eserin 1106 yılında Gazali tarafından yazılan, İhyâ’u Ulmû’id-Din kitabı olduğunu belirten Lavic, “Bosna Hersek’teki 400 yıldan fazla süren Osmanlı Hükümdarlığının varlığında İstanbul, Bağdat, Mekke ve Medine’den getirilen ilim eserleri Bosna’da kullanıldı. Bu, Osmanlı’nın Bosna’ya verdiği önemi göstermektedir.” ifadelerini kullandı.
Türk Tarih Kurumu ile iş birliği içerisinde, korunmuş ferman, berat, tarihi gerçekler gibi birçok belge ve eserin düzenlendiğini ifade eden Lavic, “2021 yılında 5 ciltten oluşan bir eser hazırladık, 2023 yılında kadar 50 cilt hazırlanmasını planlıyoruz.” dedi.