BÜYÜKELÇİ SAKAR: KOSOVA’NIN TÜM FETÖ KURUMLARINA KARŞI ADIM ATMASI LAZIM

1.Altıncı yıldönümünde, 15 Temmuz darbe girişiminin Türk halkı için ne anlam taşıdığını anlatır mısınız?

Türkiye bugün 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü idrak etmektedir. Tüm Türkiye çapında ve dünyanın 253 noktasında mevcut Türk diplomatik ve konsüler misyonlarında düzenlenen törenlerle tüm Türkiye, bir yandan şehitlerini anmakta, gazilerine şükranlarını sunmakta,  diğer yandan onların fedakarlıkları sonucunda Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016 gecesi kalkıştığı hain darbe girişiminin akim bırakılmasını, tankların, helikopter ve uçakların karşısında verilen mücadeleyle kazanılan demokrasi zaferini kutlamaktadır.

Bizler de bugün öncelikle, demokrasimizi korumak için o gece şehit düşen 251 kahramanımıza Allah’tan rahmet diliyor,2000’den fazla gazimize de şükranlarımızı sunuyoruz. Türkiye’nin maruz kaldığı en kanlı terörist saldırıyı teşkil eden bu hain girişimi hayatları uğruna akim bırakan şehit ve gazilerimizin hatıralarını ve fedakarlıklarını saygıyla anıyoruz.

Elbette,  her 15 Temmuz’da olduğu gibi, tüm Türkiye, başta FETÖ olmak üzere, tüm terör örgütlerini bir kez daha lanetlemekte, tıpkı DEAŞ ve El Kaide gibi dini istismar ederek, kirli şebekesine çektiği insanları radikalleştiren, hatta insanlıktan çıkararak robotlaştıran FETÖ terör örgütünün mevcudiyetini sürdürdüğü tüm ülkeleri daha fazla geç kalmadan gerekli önlemlerin alınması için uyarmaktadır.

15 Temmuz 2016 gecesi FETÖ militanlarının sergilediği vahşetinTürk halkının hafızasından silinmesine imkan bulunmamaktadır.FETÖ’cü hainler kendi parlamentomuzu, Cumhurbaşkanlığımızı, Milli İstihbarat Teşkilatımızı, Emniyet Genel Müdürlüğümüzü ve Polis Özel Harekât Merkezimizi kendi uçaklarımızla, kendi helikopterlerimizle bombalayıp, yüzlerce masum insanımızı katletmiştir.

Darbe girişimi ertesinde titizlikle yürütülen soruşturma ve dava süreçleri sonucunda 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında FETÖ terör örgütünün bulunduğuna şüphe kalmamıştır. Örneğin Parlamentomuzun bombalanması talimatını Ankara’da FETÖ’nün sözde okullarında görev yapan bir öğretmenin verdiği ortaya çıkmıştır.

Türkiye’de on yıllar boyunca kendini bir eğitim ve yardım hareketi maskesi arkasında gizleyen FETÖ’nün ülkemizde işlediği suçların benzerlerini başta Kosova olmak üzere varlığını sürdürdüğü ülkelerde de tekrarlamayacağının garantisi yoktur. Nihayetinde FETÖ’den en fazla zararı gören ülke olan Türkiye için dostlarını bu terör örgütünün gerçek niteliğine ve kirli amaçlarına karşı uyarmak bir görev teşkil etmektedir.

2.FETÖ nedir? Gerçek niteliğine ve yapılanmasına ilişkin bilgi verebilir misiniz?

FETÖ yeni nesil bir terör örgütüdür.Kendisini göstermeye çalıştığı gibi eğitim ve yardım hareketi değildir. Aksine, bu maskenin arkasında, faaliyet gösterdiği her ülke için ciddi tehdit arzeden kirli bir çıkar şebekesi gizlidir. Okullar, vakıflar, hastaneler, medya kuruluşları, bankalar, işletmeler ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarından oluşan bu şebekenin sağladığı yasallık maskesinin ardında esas en siyasi ve ekonomik emellerini ilerleten karanlık ve sinsi bir terör örgütü mevcuttur. Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi ertesinde örgüte ait ekonomik işletmeler, hastaneler ve medya kuruluşları FETÖ ile bağlantılı olduklarını titizlikle gizlemektedir. Örgütün yasadışı yollardan elde ettiği gelirler tüm bu şebeke içinde aklanmaktadır.

Türkiye’de 15 Temmuz 2016 gecesi yaşadığımız başarısız darbe girişimi, esasen FETÖ terör örgütünün işlediği suçlar bakımından sadece buzdağının görünen kısmıdır. Kirli FETÖ şebekesinin suç karnesi oldukça kabarıktır.  15 Temmuz darbe girişiminin, Türkiye’de FETÖ’ye karşı gerekli önlemler alınmaya başlandığı için icra edildiği asla unutulmamalıdır.

FETÖ’nün terör şebekesinde okullar merkezi konuma sahiptir.Bu okullarda genç beyinler yıkanarak, örgüt liderliğinin talimatlarını sorgusuz yerine getiren, hiçbir yasal veya ahlaki norm tanımayan radikal bir mürit militan grubu oluşturulmaktadır. Türkiye’de bu militanlar, devlet kurumlarına giriş sınavlarının sorularının çalınmasıyla en kritik pozisyonlara yerleştirilmiş, örgütün kirli amaçlarının önünde engel görülenler her türlü kumpasla bertaraf edilmiştir.FETÖ militanlarını, yerleştirildikleri kurumlarda hızla üst kademelere yükseltmek için her türlü suçu işlemiş,bunun için yargı ve polis teşkilatlarındaki FETÖ mensupları masum insanlar aleyhinde sahte deliller üretmiş, düzmece davalarla esasen hiç işlenmemiş suçlardan ötürü binlerce asker, polis ve bürokrat hapse mahkum edilmiştir.

Ayrıca, ciddi bir istihbarat yapılanması da kuran FETÖ terör örgütü, kurumlardaki militanlarınca devletin en üst düzey yöneticileri de dahil gelecekte tehdit etmek veya ortadan kaldırmak isteyebileceği binlerce insanın ofislerini, evlerini, telefon görüşmelerini kanundışı yöntemlerle dinlemiş; görüntülerini ve seslerini kaydetmiş; binlerce insan hakkında istihbarat toplamış ve bunları kendi amaçları doğrultusunda kurgulayarak kullanmıştır.

Örgüte ait medya kurumları, sivil toplum kuruluşları ve çeşitli işletmelerle desteklenen bu kirli ancak gizli yapılanmanın,tıpkı Türkiye’de olduğu gibi FETÖ okullarının bulunduğu diğer ülkelerde de mevcut olduğunu müşahede ediyoruz.

 

3.Türkiye FETÖ’yle mücadelede bugüne kadar hangi adımları atmıştır?

FETÖ’yle mücadele Türkiye’nin gerek yurt içinde gerek yurt dışında temel önceliklerinden birini oluşturmaktadır. Yurt içinde, 15 Temmuz girişiminin sorumlularının hukukun üstünlüğü ilkesi temelinde adalet önünde hesap vermeleri sağlanmıştır.  Hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde titizlikle yürütülen soruşturma ve yargılama süreçleri sonucunda devlet teşkilatımız bu örgütün militanlarından temizlenmiş, yıllarca gizlice inşa ettikleri paralel devlet yapılanması ortadan kaldırılmıştır.

Ayrıca FETÖ’nün eğitimden medyaya ve sağlıktan bankacılık sektörüne uzanan ve ekonominin tüm alanlarına yayılan özel sektördeki paravan oluşumları da ortadan kaldırılmış, teröre finansman sağlayan mekanizmalar birer birer çökertilmiştir.

Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu olağanüstü güvenlik sınamalarına rağmen mücadelemiz hukukun üstünlüğü ve temel hak ve özgürlüklerin korunması prensipleri temelinde yürütülmüş, mağduriyet yaşanmaması için gerekli önlemler alınmış, mağduriyet iddialarının incelenmesi ve çözümlenmesi için gerekli yasal ve idari mekanizmalar teşkil edilmiştir.

Böylece Türkiye’deki omurgası çökertilenterör örgütü,  bugün yurtdışı yapılanmasıyla ayakta kalmaya çalışmakta, Kosova’nın da dahil olduğu birçok ülkedeki sözde okulları, yurtları, hastaneleri, şirketleri, sivil toplum ve medya kuruluşlarından oluşan milyarlarca dolarlık şebekesiyle,gerçek dışı iddialarla Türkiye’yi karalamaya çalışmaktadır.

Tabiatıyla FETÖ’nün yurt dışı yapılanmasıyla mücadele Dışişleri Bakanlığımızın en öncelikli gündem maddelerinden biri olmayı sürdürmektedir. Bu çerçevede yabancı muhataplarımızla yaptığımız tüm temaslarda, FETÖ’nün faaliyet gösterdiği ülkeler bakımından arzettiği güvenlik tehdidi vurgulanmakta, gerekli önlemlerin alınması talep edilmektedir.

FETÖ terör örgütünün yurtdışındaki hareket alanının daraltılması, mensuplarının adaletten kaçmalarının ve para transferlerinin engellenmesi amacıyla idari tedbirler ve adli süreçler de devreye konulmuştur. FETÖ’nün yurtdışı yapılanmasının önde gelen elebaşlarına yönelik olarak Türkiye’de açılan soruşturmalar kapsamında, şahısların bulunduğu ülkeler nezdindeki iade taleplerimiz takip edilmektedir.

Yurtdışındaki FETÖ iltisaklı sözde eğitim kurumlarının kapatılması, FETÖ unsurlarından arındırılması ve Türkiye Maarif Vakfı’na devredilmesine yönelik girişimlerimiz de devam etmektedir.

Yeni nesil bir terör örgütü olan FETÖ’nün varlığını sürdürdüğü ülkeler için arzettiği tehdit istediğimiz kadar hızlı şekilde olmasa da artık anlaşılmaya başlanmıştır. Çeşitli ülkeler ve uluslararası örgütler, FETÖ’yü terör örgütü olarak ilan etmişlerdir. FETÖ’ye karşı uluslararası arenada giderek artan farkındalık sayesindeFETÖ unsurlarının faaliyetlerinin yakından izlenmesi ve soruşturulması sonucunu doğurmuştur. Çeşitli ülkelerde FETÖ iltisaklı oluşumların giriştikleri kanun dışı işlemler ortaya çıkartılmıştır. Üçüncü ülkelere sınırdışı edilenlerin yanısıra,birçok ülkeden 100’üaşkın FETÖ mensubu Türkiye’ye sınırdışı edilmiştir.

Bugüne kadar 45 ülkede FETÖ iltisaklı okulların faaliyetleri sonlandırılmış, bunların 20’sinde okullar Türkiye Maarif Vakfına devredilmiştir. Bunun yanısıra, Türkiye Maarif Vakfı da 32 ülkede yeni okullar açmıştır.

Bu çabalarımız yurtdışındaki örgüt üyeleri üzerindeki baskıyı arttırmış, örgütün yurtdışı yapılanmasında ve manevra alanında da ciddi bir daralma yaşanmıştır.

FETÖ’nün küresel ağında gözle görülür bir bozulma yaşanırken, örgüt, PR ve lobi imkânlarını kullanarak asılsız haberler üzerinden mağduriyet hikâyesi yaratmaya, medyada tekrar görünür olmaya, Türkiye’ye düşman çevrelerle işbirliğini güçlendirmeye gayret etmektedir.

Uzun soluklu olduğunu bildiğimiz FETÖ’nün yurtdışındaki yapılanmasına yönelik çalışmalarımız kararlılıkla sürdürülecektir.

4.Türkiye’nin FETÖ ile mücadelede Kosova’dan beklentileri nelerdir?

Türkiye ile Kosova arasında ortak bir tarihe dayanan güçlü dostluk ve kardeşlik ilişkileri mevcuttur. Türkiye’nin Kosova’ya güçlü desteği, 2008’deki bağımsızlık ilanınından öncesine gitmektedir. Türkiye, Kosova kurumlarının kapasitesinin geliştirilmesi ve Kosova’nın uluslararası toplumda hakettiğiyeri alması için önemli katkılar sağlamıştır.Türkiye, Kosova’nın her kulvarda güçlenmesinden memnuniyet duymaktadır.

Darbe teşebbüsünün vukubulduğu 15 Temmuz 2016 gecesi Kosova halkının ülkemize verdiği anlamlı destek ve sergilediği güçlü dayanışma ülkelerimiz arasındaki tarihi dostluğun çok kıymetli bir tezahürü olarak hafızalarımızda yer etmiştir. Bu vesileyle, o gece Türkiye’de canımız ve kanımız pahasına kazandığımız demokrasi zaferine moral destek veren tüm Kosovalı kardeşlerimize bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.

Bununla birlikte FETÖ terör şebekesinin arkasında gizlendiği “kanunlara uygun hareket etme” maskesinin, militanlarına uygulattığı akıl almaz takiye yöntemlerinin,  kamu kurumlarına sızan militanlarının ve örgüte ait medya ve sivil toplum kuruluşlarının engelleyici faaliyetlerinin FETÖ’nün gerçek kirli yüzünü nasıl yıllarca saklayabildiğini Türkiye’deki acı tecrübemizle gayet iyi biliyoruz. FETÖ tehdidini kendi ülkelerinin güvenliği perspektifinden irdeleyen ve bu terör örgütünün kullandığı maskenin arkasını araştıran ülkelerin kara para aklamadan rüşvet ve yolsuzluklara, pasaport ve vize sahteciliğine kadar geniş bir listede gizli kalmış birçok suçu ortaya çıkardıklarını da görüyoruz.

Kosova makamlarının geçmişte FETÖ terör örgütü mensuplarına karşı aldıkları önlemleri tüm Türkiye takdir etmektedir.Bununla birlikte, başta sözde okullar olmak üzere, Kosova’da faaliyet gösteren FETÖ iltisaklı tüm kuruluşlara ilişkin olarak Kosova makamlarının atmaları gereken adımlar bulunmaktadır. Bunu elbette Türkiye için değil, Kosova’yı ve Kosova’nın geleceği olan kendi çocuklarını korumak için yapmaları gerekir. Esasen son dönemde bazı Kosovalı medya mensuplarının da bu yönde gerekli uyarılarda bulunmaya başladıklarını memnuniyetle not ediyoruz. Türkiye olarak samimi temennimiz, başta Kosova olmak üzere dostlarımızın bizim geçmişte FETÖ konusunda yaptığımız hatalardan gerekli dersleri daha fazla geç kalmadan çıkarmalarıdır.

Sayın Cumhurbaşkanımız, Kosova Cumhurbaşkanı Osmani’nin 1 Mart 2022 tarihinde ülkemize gerçekleştirdiği ziyarette FETÖ ile mücadelede Kosova’dan beklentilerimizi en üst düzeyde vurgulamıştır. Keza, Sayın Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu da geçtiğimiz Haziran ayında gerçekleştirdiği Kosova ziyaretinde Kosova’daki FETÖ varlığıyla mücadele beklentimizin altını önemle çizmiştir.

Türkiye olarak, dost ve kardeş Kosova’yı FETÖ tehdidi karşısında uyarmaya, bu tehdide karşı çalışmalarımızı çok yönlü olarak sürdürmeye devam edeceğiz. Birçok Kosovalı dostumuzun FETÖ konusundakigerçeklerin esasen farkında olduğunu da memnuniyetle müşahede ediyoruz.

Türkiye Maarif Vakfı’nın eğitim alanındaki faaliyetlerininartırılması FETÖ tehdidiyle mücadelede Kosova’daki bir diğer önceliğimizi oluşturmaktadır.Maarif Okulları 49 ülkede 428 eğitim kurumu ile faaliyetlerini yürütmektedir. Maarif Vakfımız Kosova’da, Priştine ve Prizren’de konuşlu okullarında seçkin bir akademik kadroyla eğitim vermektedir.Yurtdışında Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğine sahip tek eğitim kurumu Maarif Vakfı okullarıdır.

FETÖ’nün, diğer ülkelerin yanısıra Kosova’da da, “Türk okulu/Türk koleji” olarak göstermeye çalıştığı sözde okullarının ülkemizle herhangi bir ilişkisi ya da bağı bulunmadığını ve ülkemizdeki yüksek eğitim kurumlarının terör örgütüyle bağlantılı bu sözde okullara kapalı olduğunu önemle vurgulamak isterim. Keza, Kosova’daki bu sözde okulların geçtiğimiz aylarda Priştine’de bir otelde düzenlediği bir faaliyetin bunların amacının eğitim olmadığını ve FETÖ kirli şebekesine militan yetiştirmeye çalıştıklarını tüm açıklığıyla Kosova’daki ebeveynlere de bir kez daha göstermiş olduğunu düşünüyorum.

Ilgili Haberler