Babasının Almanya’dan getirdiÄŸi kameralarla Bosna Hersek’te 1992-1995’te yaÅŸanan savaşın acı dolu anlarını kayıt altına alan İbro Zahirovic’in, Srebrenitsa’yı terk ederken çektiÄŸi görüntüler dünyayı dolaÅŸtı.
İbro Zahirovic‘in zor savaÅŸ koÅŸullarında anbean kaydettiÄŸi görüntüler, Hollanda’nın Lahey kentindeki Uluslararası Ceza Mahkemesinde görülen davalara ışık tutuyor.
Zahirovic, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kayıtların dijital ortama taşınıp muhafaza edileceÄŸini belirterek bunun Bosna Hersek’in doÄŸusunda yaÅŸanan olayların unutulmaması açısından büyük önem taşıdığını söyledi.
Bratunac ÅŸehrinde doÄŸup büyüdüğünü dile getiren Zahirovic, Almanya’da işçi olarak çalışan babasının Bosna Hersek’e her geliÅŸinde teknolojik aletler getirdiÄŸini anlattı. Zahirovic, “Bu alana merak saldım, ilkokulu bitirdikten sonra radyo-televizyon teknisyenliÄŸi okudum.” dedi.
Kamera ile ilk karşılaşmasının, kendisini oldukça heyecanlandırdığını aktaran Zahirovic, çekim yapmaya savaştan önce başladığını ifade etti.
Savaşın baÅŸladığı 1992 yılına kadar Konjevic Polje’deki özel radyo-televizyon servisinde çalıştığını vurgulayan Zahirovic, “Babam bizi alıp götürmek için Almanya’dan Bosna Hersek’e gelmiÅŸti. Ailemin tamamı Almanya’ya giderken ben eÅŸimin pasaportu olmadığı için onunla birlikte burada kaldım.” diye konuÅŸtu.
“YaÅŸananları orada olmayanların da görmesini istedim”
Savaş başladıktan kısa süre sonra elektrik kesintilerinin de başladığını hatırlatan Zahirovic, haberleri takip ettiği radyo alıcılarının akülerinin de boşaldığını söyledi.
Arabasının aküsünü nehrin akıntısı üzerine kurduÄŸu mini bir santral sayesinde doldurduÄŸuna iÅŸaret eden Zahirovic, “Bu ÅŸekilde diÄŸer aküler ile bataryalarımı doldurmayı baÅŸarıyordum. Kameramın bataryasını da doldurdum. Konjevic Polje’deki Hrncici’de yaÅŸananları kayıt altına almaya baÅŸladım. O sırada benden baÅŸka bu iÅŸi yapan kimse yoktu. YaÅŸananları orada olmayanların da görmesini istedim.” ifadelerini kullandı.
Zahirovic, çekim yaparken kimseden destek veya emir almadığına dikkati çekerek Konjevic Polje Camisi’ne düzenlenen saldırının ertesi günü camiyi de görüntülediÄŸini aktardı.
Daha sonra eÅŸiyle Srebrenitsa’ya yerleÅŸtiÄŸini kaydeden Zahirovic, BirleÅŸmiÅŸ Milletlerin (BM) Srebrenitsa’yı güvenli bölge ilan etmesiyle savaşın sona erdiÄŸini düşündüklerini belirtti. Zahirovic, “Birkaç arkadaşımla birlikte radyo amatörlüğü yapıyorduk. Çok zor koÅŸullarda çalışıyorduk. Dünyanın geri kalanıyla tek bağı biz kuruyorduk. İnsanlar yakınlarına bizim aracılığımızla görüntü göndermeye çalışıyordu. Bazılarını göndermeyi baÅŸardık, bazıları ise hedeflerine ulaÅŸamadı.” diye konuÅŸtu.
Kamerasının ancak küçük video kasetlerle çekim yapabildiÄŸini söyleyen Zahirovic, “Küçük kaset bulmakta zorlanmaya baÅŸlayınca büyük kasetlerle küçük kasetlerin bantlarının aynı olduÄŸunu anladım. Böylece çektiÄŸim bantları büyük kasetlere sarıp onların bantlarını küçük kasetlere sararak yeniden çekim yapma fırsatı buluyordum.” dedi.
“O gün, dünyanın dört bir yanını dolaÅŸan tarihi bir çekim yaptım”
Srebrenitsa’da soykırımın yaÅŸandığı 11 Temmuz 1995’ten bir gün önce ÅŸehri terk etmek zorunda kalacağının fark ettiÄŸini belirten Zahirovic, “Yaklaşık on büyük video kasetim vardı. Hepsinin bandını birleÅŸtirdim, naylon bir poÅŸetin içine yerleÅŸtirdim, koli bandıyla sardım. 11 Temmuz günü orman yoluyla Tuzla’ya gitmeye karar verdim. EÅŸim ile dokuz aylık bebeÄŸimiz ise Potoçari’deki BM Barış Gücü Karargahı’na gitmiÅŸti. O gün, dünyanın dört bir yanını dolaÅŸan tarihi bir çekim yaptım. ÇektiÄŸim anlar Srebrenitsa’da geçirdiÄŸim son dakikalarımdı.” diye konuÅŸtu.
Çekim yaptığı sırada kamerasının bataryasının boÅŸaldığını ve video kaseti çıkaramadığını anlatan Zahirovic, “Karanlık çökünce radyo amatörü arkadaşım Nedzad Omerovic ile karşılaÅŸtım. Ona kameramın ağırlaÅŸtığını ve kaseti çıkarabilmek için onu kıracağımı söyledim. Kamerayı kırmamamı, sırt çantasının boÅŸ olduÄŸunu ve kamerayı kendisinin taşıyabileceÄŸini söyledi. Aynı yere gideceÄŸimizi düşünerek kamerayı kendisine verdim. Çok geçmeden birbirimizi kaybettik.” ifadelerini kullandı.
Arkadaşının karşılaÅŸmalarının yedinci gününde güvenli bölgeye ulaÅŸtığını, kendisinin ise 36 gün yolculuk yapmak zorunda kaldığını anlatan Zahirovic, o sırada çektiÄŸi birçok görüntünün Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesinde delil olarak kullanıldığını sözlerine ekledi.