Osmanlı tarihini okuyanlar iyi bilir ki, Arnavutlar eğer isteseydi, şu anda yeryüzünde bir tane bile Yunan bulunmazdı. Fakat hiçbir Arnavut Müslüman, düşmanına, hele silahsız ise, gereksiz yere kılıç kaldırmamış, vahşet uygulamamıştır.
Buna karşılık: Defalarca görüldüğü üzere, masum ve savunmasız insanlar karşısında bile, Yunan her zaman Yunanlılığını göstermiştir. Sadece Müslümanlara değil, yeri geldiği zaman, kendilerinden olanlara karşı bile. Çünkü merhamet duygusundan yoksunlar. Acıma duygusunu, ancak canları yanınca hatırlıyorlar.
Yunanlılar, Anadolu ve Balkan coğrafyalarında, sayısız düşmanca harekete ve cinayete imza attılar. Onların, Müslüman Türk milletine ne gibi fenalıklar yaptığını herkes biliyor. Fakat Arnavutlara karşı yaptıkları pek bilinmez, konuşulmaz.
Birçok kişinin adını dahi bilmediği Çamerya bölgesinde yaşayan binlerce Arnavut; Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’dan çekilmek zorunda bırakılmasıyla, defalarca sürgün, tecavüz, soykırım ve asimilasyona maruz bırakıldılar, bırakılıyorlar.
Arnavutluk’un güneyi ve Yunanistan’ın kuzey batısını kapsayan Çamerya hızlı nüfus değişimi bile, tek başına, olan ve bitmeyeni izah için yeterlidir. Çamerya nüfusu, 1908’deki sayımına göre, 73 bin kişiydi. Nüfusun yüzde 92’si Arnavut, geri kalanı Yunan, Ulah ve Çingene idi. Dünya Savaşları öncesinde bu oran yüzde 84’e kadar geriledi. (Çamerya Soykırımı, Berna Türkdoğan Uysal, Sayfa 74)
Yunanistan, bölgedeki nüfus dengesini değiştirmek ve Arnavutları asimile etmek adına, birçok girişimde bulundu. Arnavutların yoğun olduğu bölgelere Yunanlıları, Ulahları ve Çingeneleri yerleştirdi. Arnavutça yasaklandı, yerleşim yerlerinin adları Yunanca yapıldı. Mülklere el konuldu, camiler kapatıldı. Keyfi tutuklama ve sürgünler gerçekleştirildi.
Baskılardan bunalan yaklaşık 85 bin Çameryalı Arnavut, 1923’teki Türk-Yunan Mübadelesi’nde, Anadolu’ya göç etti. Her türlü zorbalığa rağmen istediğini elde edemeyen Yunanlılar, 1941’de Çam Arnavutlarının lideri Davut Hoca’yı şehit ettiler. (Sayfa 69)
Yunanlılar, İkinci Dünya Savaşı ve İtalyan işgali öncesinde, insan yerine dahi koymadıkları Arnavutları ordularına dâhil ettiler. Fakat cepheye değil, amele taburlarında görevlendirdiler. İtalyan işgalinde, 14 yaş üzeri erkekler Midilli, Sakız ve Korint Toplama Kamplarına götürüldüler.
Yunanlılar, Ortodoks Arnavutları bile rahat bırakmadılar. Onları “Yunan kültürünün alt mensupları” olarak tanımlayıp, asimile etmeye çalıştılar.
Bitmedi, bitmiyor.
Yunan İç Savaşı’nda anti-komünist cepheyi oluşturan ve önce cumhuriyetçi daha sonra kralcı çizgide yer alan Yunan Demokratik Milli Birliği-EDES ve onların başındaki General Napoleon Zervas, Arnavutlara yönelik bir başka soykırım uyguladı.
Çam Arnavutları, Aziz Bartalemo Günü’ne denk gelen, 27 Haziran 1944’te başlatılan saldırılar neticesinde büyük bir soykırıma maruz bırakıldılar. İnsanların uzuvları kesilip parçalandı. Hamile kadınlar ve bebekler katledildi.
İlk 24 saatte, sadece Paramiti’de 600’den fazla insan katledildi. Mart 1945’e kadar devam eden cinayetlerde Filat’ta bin 286, Gümenice ve çevresinde 192, Margelliç ve Parga’da ise 626 kişi öldürüldü.
Haziran 1944-Mart 1945 tarihleri arasında 2 bin 900’ü erkek, 214’ü kadın, 96’sı çocuk olmak üzere, 3 bin 242 sivil katledildi. Ayrıca 745 kadına tecavüz edildi, 76 kadın kaçırıldı ve üç yaşına basmamış 32 bebek katledildi.
İnsafsızca saldırılan 68 köyde, 5 bin 800 ev ve cami yakıp, yıkıldı. Yağmalarda: 84 bin 752 kg zeytinyağı, 674 bin 344 kg buğday, 4 bin 453 koşum hayvanı ve 49 bin 435 kümes hayvanı çalındı.
Çamerya Soykırımı, Ocak 1995’de, Lahey’de Temsil Edilmeyen Milletler ve Halklar Örgütü Dördüncü Genel Kurulu’nda gündeme getirildi. 20-26 Ocak tarihleri arasındaki genel kurulda: “Çamerya halkının yeniden yurtlarına dönmesi ve vatandaşlık haklarının geri verilmesi, Çam halkının mülklerinin iade edilme hakkının verilmesi, Uluslararası anlaşmalardan doğan haklarının tanınması, bunun için Yunanistan’ın, Çamerya Sorunu’nun tarihi gerçeklerini kabul etmesi, hak ve çözümler için ciddi adımlar atması” yönünde bir karar alındı.
Arnavutluk Halk Meclisi, 30 Haziran 1994’te kabul edilen bir yasa tasarısıyla; 27 Haziran “Çamerya Soykırımını Anma Günü” olarak kabul etti.
Arnavutluk’ta yaşayan yüz binlerce Çameryalı Arnavut ise her sene bu tarihte, Yunanistan sınırına yürüyerek, ana vatanlarına dönme umutlarını diri tutuyor.
Ne var ki Yunanistan, Çamerya Soykırımı’nı kabule yanaşmıyor. Çamerya Müslüman Arnavutlarının ana vatanlarına dönmesine de müsaade etmiyor. Çameryalı Arnavutların, yaklaşık 2,5 milyar dolar değerindeki mal varlıklarını iade etmeye de yanaşmıyor. Yunanistan’da yaşayan yaklaşık 100 bin Çameryalı Arnavut ile 300-400 bin Arnavut göçmene yönelik etnik düşmanlıklar, hâlâ devam ediyor.
Hal böyle olunca: Bize (Türkiye’ye) düşen Arnavut kardeşlerimizin derdiyle dertlenmek, acılarını paylaşmaktır. Kardeşliğin ve yol arkadaşlığının gereği budur.