MERKEL’İN BALKANLARI VEDA ZİYARETİNİN MESAJLARI

Bayram POMAK

16 yıl Almanya’nın başında bulunan Şansölye Angela Merkel geçtiğimiz 13 ve 14 Eylül tarihlerinde Balkanlar’a bir veda ziyaretinde bulundu. 13 Eylül günü Sırbistan’ın başkenti Belgrad’a ve 14 Eylül’de Arnavutluk’un başkenti Tiran’a giden Merkel, Almanya’nın Balkan politikalarıyla ilgili mesajlar verdi. Belgrad’da Sırbistan Cumhurbaşkanı AleksandarVuçiç ve sivil toplum örgütleriyle görüşen Merkel, ardından Tiran’a hareket etti. Tiran’da sadece Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile değil bölgenin diğer liderleriyle de görüştü. Kuzey Makedonya Başbakanı ZoranZaev, Kosova Başbakanı AlbinKurti, Karadağ Başbakanı ZoranKrivokapiç ile de görüştü. Tiran’daki ziyaretinde de sivil toplum temsilcileri ile görüştü. Bu STK temsilcileri genelde Almanya’nın desteklediği kuruluşlardı.

Merkel’in veda ziyareti için bu iki başkenti seçmesi anlamlıdır. Çünkü eski Yugoslavya’dan itibaren Belgrad bölgenin en önemli merkezlerinden biridir. Diğer yandan Almanya ile Sırbistan ilişkileri ve Sırbistan’ın bölge ülkelerinde (Bosna Hersek, Karadağ)
de etkili olması Merkel’in bu ülkeyi ziyaret etmesindeki önemli nedenlerdir. Tiran’da birkaç Balkan ülkesinin devlet adamları ile görüşürken Belgrad’da sadece Vuçiç ile görüşmesi de Sırbistan’a verilen önemi göstermektedir. Diğer yandan Almanya’nın Balkan politikasının en önemli projesi olan Berlin Sürecinden çıkan “Açık Balkan” projesi de Sırbistan Cumhurbaşkanı Vuçiç ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama öncülüğünde yürütülmektedir.

Merkel ile Vuçiç 13 Eylül’de gerçekleştirdikleri görüşmeden sonra basına yaptıkları açıklamada görüştükleri konuları açıkladılar. Vuçiç, bu konuları şu başlıklarda özetledi: AB Entegrasyonu, Sırbistan’ın dış politikası, Berlin Sürecinin somut adımları ve Kosova ile diyalog. Vuçiç, basın konferansında Merkel’i yere göğe sığdıramadı. Merkel’in nasıl başarılı bir lider olduğunu ve ondan sonra Avrupa’da Merkel’in yerini dolduracak bir liderin uzun zaman olmayacağını belirterek hayranlığını dile getirdi. Vuçiç, 2014 yılından itibaren sadece 17 bin Sırbistan vatandaşının Sırbistan’daki Alman şirketlerinde çalıştığını belirtirken, bu rakamın bugün 72 bin olduğunu vurguladı. Almanya ile yapılan ticaret hacminin üç kat arttığını ve Almanya ile yapılan dış ticaret hacminin 7 milyar avroya ulaştığını açıkladı. Bu rakamla Almanya Sırbistan’ın en büyük dış ticaret ortağı olduğunu belirtti. Aynı şekilde Vuçiç, Berlin Süreci çerçevesinde en kısa zamanda Niş – Prokuple – Priştine otoyolunun inşaatına başlanacağını da açıkladı.

Merkel yaptığı açıklamada Kosova – Sırbistan diyalog sürecine değindi. Bu sorunun çözümünün Kosova’yı tanımayan 5 AB ülkesinin Kosova’yı tanıyacak şekilde olması gerektiğini belirtti. Ancak, “daha tüm sorunlar çözülmeden sonuç hakkında konuşmayı rasyonel bulmuyoruz” diyerek konuyu geçiştirdi. Bunun üzerine Vuçiç, “biz Kosova konusunu çözmeden AB’ye giremeyeceğimizin farkında ve bilincindeyiz. Bu yüzden hiçbir zaman masadan kalkmadık” dedi. Merkel, Sırbistan’daki Lityum madenleri ile de ilgilendiklerini belirtti. Vuçiç, Merkel’in desteğiyle üç büyük sorunu hal edebildiklerini vurguladı. Bunlardan birincisi göçmen krizi, diğeriküresel salgın ve ekonomik kriz. “Bütün bu sorunlarla uğraşırken her zaman yanımızda Merkel vardı” diyerek, şükranlarını iletti.

Merkel Sırbistan’daki temaslarını tamamladıktan sonra Tiran’a geçti. Tiran’da önce ev sahibi Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile görüşen Merkel daha sonra bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında Edi Rama, aynı Vuçiç gibi, Merkel’i yere göğe sığdıramadı. Rama ile Merkel görüşmesindeki ana konu Berlin Süreci ve “Açık Balkan” projesi konusuydu. Rama, Merkel’in inisiyatifi olan Berlin Süreci sayesinde bugün bölgenin çok daha iyi durumda olduğunu belirtti. Rama,2014 yılında Merkel’in inisiyatifi ile başlayan Berlin Sürecinin bölge için bir kilometre taşı olduğunu ve gelecek nesillerin bunu konuşacaklarını ifade etti. Rama ayrıca, Merkel sayesinde Sırbistan ile Arnavutluk’un aynı masaya oturduğunu ve ortak geleceği konuşabildiğini belirtti. Her ne kadar iki ülke aynı coğrafyada olsa da hiçbir zaman bu kadar yakın olmadığını ifade ederek, bunu da Merkel’e borçlu olduklarını belirtti.

Rama ve Merkel’in basın konferansında Rama ile Kurti arasındaki sürtüşme yeniden gün yüzüne çıktı. İki lider arasında sıkıntıların olduğu açık; ancak Merkel’in önünde Rama’nın çıkış yapmasını kimse beklemiyordu. Rama, “Açık Balkan” projesine destek vermeyen Kurti için komplo teorileri ile uğraşıyor ifadelerini kullandı. “Açık Balkan” projesinin Berlin Sürecinden doğduğunu belirterek bu projenin AB’nin alternatifi olmadığını savundu. 2014 yılında Merkel’in Almanya’da Balkan liderlerine “siz AB üyesi değilsiniz ancak siz Avrupalısınız.Bölgenin bir Avrupa görüntüsüne kavuşması için AB üyeliğini beklemenize gerek yok, AB’ye üye olana kadar Balkanlar’ın altyapısını geliştirerek AB’ye yaklaşması için çalışalım” dediğini belirtti.Rama, “Açık Balkan” projesinin AB yolunda bir proje olduğunu ve AB’nin alternatifi olmadığını ifade etti. Rama, Almanya’nın Balkanlar’da Ortak Pazar’ın oluşturulması için 6 Balkan ülkesinin bu projeye imza atmasını beklediğini belirtti.

Tiran’daki temaslarında Merkel, diğer Balkan ülkeleri liderleri ve Almanya’nın destek verdiği sivil toplum örgüt temsilcileri ile görüştü.

Rama’nın Kurti’ye yönelik ithamlarının ardından Merkel ile görüşmesinden sonra açıklama yapan Kurti, bölgesel inisiyatiflere karşı olduğunu bir kez daha açık açık ifade etti. “Açık Balkan” projesinin Kosova’nın çıkarına olmadığını ve buna karşı olduklarını belirtti. Kurti, Balkanlar’da barışın bu projelerle değil, ancak yasaların uygulanması, demokratikleşme, geçmişle yüzleşme, özür dileme ve azınlık hakları için mütekabiliyetten geçtiğini belirtti. Ayrıca “bu proje neden AB’nin içinde değil?” diyerek, bu projenin aslında AB’ye alternatif olduğunu iddia etti. Kurti, Merkel ile yaptığı görüşmede, Merkel’den sonra Berlin Süreci ve “Açık Balkan” projesinin daha güçlü şekilde devam edeceğinin izlenimini aldığını belirtti.

Merkel’in Balkanlar’ı ziyareti, tüm liderleri bir araya toplaması ve liderlerin Merkel’e yaklaşımları aslında Almanya’nın Balkanlar’daki etkinliğinin ve gücünün bir fotoğrafını ortaya koydu. 2014’te başlayan Berlin Süreci ile “Açık Balkan” projesini hayata geçirmeye çalışan Almanya, bölgeyi şekillendiren en önemli devlet olma özelliğini taşıyor. Balkanlar’dan her yıl binlerce insanın Almanya’ya gitmesi, Balkan ülkelerinin her birinde sürekli Almanca kurslarının açılması ve gençlerin çoğunun Almanca öğrenmek için sıraya girmesi, “Açık Balkan” projesi ile bölgeyi Almanya’nın dizayn etmesi, Balkanlar’ın geleceğinin sıkı sıkıya Almanya ile olacağının en açık göstergesidir bizce.

Ilgili Haberler