Bayram POMAK
6 Ekim’de Kosova’da yapılan seçimlerin sonucu malumun ilanı gibiydi. Uzun dönem Kosova siyasetinin gündemini meşgul eden Vetëvendosje lideri AlbinKurti’nin bu seçimlerden birinci çıkacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Gerek bugüne kadar iktidarda olan partilerin başarısız olması gerekse de Kosova halkının değişime ihtiyaç duyması ve tüm muhaliflerin Vetëvendosje hareketinin etrafında toplanarak AlbinKurti’nin karizmatik liderliği ile birleşmesi sonucunda ortaya Vetëvendosje hareketinin birinciliği tablosu çıktı. 2017 seçimlerinden sonra bu harekette yer alan büyük isimlerin partiden ayrılması bile herhangi bir zarar vermedi;dahası hareketten ayrılanların hiçbiri parlamentoya girmek için yeterli oyu alamadı. Bu durum da AlbinKurti faktörünün Vetëvendosje için ne anlama geldiğini göstermesi bakımından önemli bir gösterge niteliğindedir.
Peki Kosova başbakanı AlbinKurti kimdir?
Aslen köken olarak bugün Karadağ sınırları içerisinde kalan Sukobin köyünden olan Kurti’nin babası okumak ve daha sonra hayatını sürdürmek için Priştine’ye yerleşmiştir. Ebeveyni makine mühendisi olan Kurti 1975 yılında Priştine’de doğmuştur. Çocukluk anılarını anlatırken en fazla matematik sevdiğini, en fazla resmettiği ve sevdiği aracın tren olduğunu belirten Kurti, bu sevdasınımevcut dünya görüşü ile ilişkilendirmektedir. Çünkü tren kolektiftir ve trenlerin üstünde gittiği demiryolları devlet işletmeleridir. Bu nedenle kendisini Solcu ve Sosyalist olarak tanımlıyor.
90’lı yıllara geldiğinde Miloşeviç rejimi Kosova’nın özerklik statüsünü kaldırmıştır. Bunun üzerine Kosova halkı rejime karşı direnişe geçmiştir.90’lı yılların başında pasif olan bu direniş 98 yılında silahlı direnişe dönüşür. O dönemde Makine Mühendisliği Fakültesinde okumaya başlayan Kurti siyasi faaliyetine Bağımsız Öğrenciler Birliğinde başlatmıştır. Bu birlik o dönem Miloşeviç rejimi tarafından illegal bir örgüt olarak tanımlanmıştır. Öğrenciler Birliğindeki faaliyeti çerçevesinde1 Ekim 1997 yılında Kosova’nın Bağımsızlığı için başlayan öğrenci protestolarını örgütlemiştir. Daha sonra1998 yılında Kosova Kurtuluş Ordusu (UÇK)’nun siyasi kanadının temsilcisi ve Yugoslavya tarafından uzun yıllar hapse mahkum edilmiş olan AdemDemaçi’ninsekreterliğini yapmaya başlamıştır. Her ne kadar hiç bir zaman üniforma giymemiş olsa da UÇK’nın bir üyesiydi. Kurti buraya katılmasının sebeplerini açıklarken birinci olarak Rugova’nın politikalarının artık aşırı pasif gelmeye başladığını ve ikinci sebep ise AdemDemaçi figürünün olduğunu ifade etmektedir. Çok iyi İngilizce konuştuğundan AdemDemaçi’nin uluslararası aktörlerle yaptığı tüm görüşmelerde yer almış ve tercümanlığını yapmıştır.
1999 yılında NATO’nun Yugoslavya’ya olan hava harekatı başlamış ve savaş Kosova’nın her yanına yayılmıştır. Halkın çoğunun sürüldüğü, evlerin ateşe verildiği, insanların öldürüldüğü bir ortamda 27 Nisan 1999 yılında Sırp güçleri AlbinKurti’yi tutuklamıştır. Götürüldüğü Lipyanhapishanesinde gördüğü işkenceleri anlatırken o işkencelerden kurtulmasının tek sebebinin o dönemde genç olmasına bağlar. “Bugün aynı şey olsa o işkencelere dayanamazdım”demektedir.
10 Haziran 1999 tarihinde NATO ile Sırbistan anlaşmış ve Sırp güçleri Kosova’dan çekilmeyi kabul etmiştir. Ancak Sırplar çekilirken onlarla birlikte tüm devlet organlarını, idari evrakı ve mahkumları Sırbistan’a nakletmişlerdir.Lipyan hapishanesinden Niş hapishanesine nakledilen Kurti o günü şu şekilde anlatmaktadır: “Vücudumun her tarafı ağrıyorken bir otobüsle bizi Niş’e götürüyorlardı. Diğer taraftan ise bizim için bir hayal olan Sırpların Kosova’dan gitmesi gerçekleşiyordu. Biz hep o gün için çalıştık; ancak uğraşını verdiklerimiz gerçekleşince inanmak biraz zor oldu. Hakikaten o gün gelmişti. Bedenim tarifsiz acılar içerisindeydi ama ruhum mutluydu”.
Kurti’yi yargılayan bayan hakimDanicaMarinkoviçonu anlatırken diğer UÇK mensuplarından daha milliyetçi biri olarak tanımlamaktadır. Yargılama esnasında Sırbistan mahkemelerini tanımadığını ifade ettiğini ve mahkemenin onun için yok hükmünde olduğunu belirtmiştir. Af kararını imzalamayı bile kabul etmediğini ve hiç bir şekilde boyun eğmediğini anlatır. 13 Mart 2000 yılında yargılandığı Niş mahkemesinde “Yugoslavya anayasasına karşı gelmekten, Anayasaya aykırı yollardan Kosova’yı Sırbistan’dan ayırmaya çalışmaktan, Bağımsız Öğrenciler Birliği örgütüne üye olmaktan, 1 Ekim 1997, 29 Ekim 1997 ve 30 Aralık 1997 öğrenci protestolarını organize etmekten, Bağımsız Kosova için ilk yardım kursu düzenlemek ve UÇK için kan bağışı organizasyonu düzenlemek ve UÇK için basın konferansı düzenlemekten” 15 yıl hapis cezasınamahkum edilmiştir.
Daha sonra 5 Ekim 2000 tarihinde Miloşeviç iktidarının son bulmasıyla Sırbistan’da yapılan seçimden sonra Demokratlar hükümeti kurmuşlardı. Batı ile iyi ilişkiler kuran Demokrat yönetim uluslararası toplumile ABD Kongresinin 105 milyon dolarlık yardımı karşılığında Sırbistan’da genel af çıkarmıştır. Bu af kapsamında Sırp ordusunda kaçan 30.000 asker ve polis ile 2500 Arnavut siyasi tutuklu tahliye edilmiştir. Bu 2500 Arnavut mahkumun içerisinde AlbinKurti’de yer almaktaydı. Bu şekilde 7 Aralık 2001 tarihinde Kurti özgürlüğüne kavuşmuş ve Kosova’ya dönmüştür.
Hapisten çıkıp Priştine’ye dönen Kurti hemen KosovoActing Network (Kosova Eylem Ağı)’nı kurmuştur. Bir STK olan KAN da faaliyetlerini sürdüren Kurti 2005 yılında Kosova’nın statüsü ile alakalı olarak Viyana’da Sırbistan’la başlayan görüşmelerden sonra12 Haziran 2005’teVetëvendosje (Öz belirlenim/self determinasyon) hareketine dönüştürmüştür. Kurti“o dönemde Viyana’da Kosova’nın statüsü konuşuluyordu.Bizim düşüncemize göre ise Kosova’nın statüsü ile ilgili herhangi bir sorun yoktu. Kosova’nın özgürlükle alakalı problemi vardı.Bu yüzden Kosova halkı kendi vatanının kaderini belirlemesi gerekiyordu. Sloganımız bu yüzden‘Müzakerelere Hayır! Öz belirlenim’ oldu. Kosova’nın en büyük sorunu Sırbistan’ın Kosova’ya müdahale etmesi ve UNMİK (Birleşmiş Milletler Kosova Misyonu) bürokrasisi idi” demiştir. Bu yüzden 2005 yılından itibaren hem müzakere karşıtı hem de UNMİK karşıtı onlarca protesto düzenlediklerini ifade etmiştir. Bu protestoların bazılarında insan kayıpları olmuştur.Kurti bu süreç içerisinde defalarca hapse girmiş ve çıktıktan sonra kaldığı yerden protestolarına devam etmiştir.
Kosova’nın bağımsızlığının ilanından önce 2007’de ortaya konan “AhtisaariPlanı”naKurti karşı çıkmış ve bu planın Kosova’yı Sırbistan’dan ayırmadığını ileri sürerek, asıl amacının Kosova’nın Arnavutluk’la birleşmesine engellemek olduğunu belirtmiş, bu plana karşı protestolar düzenlemiş ve hep karşı çıkmıştır. Çünkü Ahtisaari Planına dayanarak kaleme alınan Kosova CumhuriyetiAnayasası’nın 1. madde 3. fıkrası “Kosova Cumhuriyeti’nin, herhangi bir ülkenin veya ülke kısmının toprak bütünlüğü üzerinde hak iddiası yoktur ve herhangi bir ülke veya ülke kısmı ile birleşmeyi talep etmeyecektir” hükmü yer alır. AlbinKurti’nin politikalarının merkezinde ise “Büyük Arnavutluk”yatmaktadır. Çünkü Kurti tarihi seyrin Arnavutlar aleyhinde geliştiği, bu yüzden Arnavutların ayrı oldukları ve bu yanlış tarihi seyrin düzeltilmesi gerektiği görüşündedir.
Daha önce Vetëvendosje hareketi hükümete ve uluslararası kurumlara karşı dışardan muhalefet ederken 2010 yılında ilk defa seçimlere katılmıştır. İlk seçimlerde % 12 oy alarak Kosova parlamentosunda 14 sandalye kazanmıştır. Parlamento içerisinde aktif bir muhalefet sergileyerek sözlü muhalefetle yetinmemiş, zaman zaman bu muhalefeti fiziksel şiddete kadar götürmüştür. Mesela Başbakan’a yumurta fırlatma, parlamento çalışmalarını sekteye oğratacak şekilde gözyaşartıcı bomba kullanmak gibi yollara başvurmuştur. Özellikle Karadağ ile Kosova arasında yapılan sınır anlaşmasına “Kosova 8000 dönüm toprak kaybediyor” gerekçesiyle karşı çıkmış ve bu anlaşma meclis gündemine her gelişinde göz yaşartıcı bomba kullanarak çalışmaları engellemiştir. Bu yöntemle anlaşmanın üç yıl daha geç onaylanmasını sağlamıştır. Aynı şekilde Cumhurbaşkanı HashimThaçi’nin de cumhurbaşkanı seçilmesini engellemek için protestolar düzenlemiştir.
90’lı yıllardan itibaren yaptığı bu faaliyetler sonucu Kosova’da en fazla konuşulan kişilerden biri olmuştur. Fikirlerinde sabit ve dengeli olması halkın güvenini kazandırmış ve 6 Ekim seçimlerinden galibiyetle çıkmıştır. Ancak bu güne kadar sürekli muhalefette olan Kurtiartık iktidar olduktan sonra neyi nasıl yapmayı planlıyor? Genel olarak Kurti Hükümetinin ana hatları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Zira Kurti’nin önünde gerçek anlamda zor konular var. Özellikle Sırbistan’a uygulanan % 100 vergilerin kaldırılması ve Sırbistan’la diyalog en zor konuların başında geliyor.
AlbinKurti’ye en çok sorulan sorulardan biri de Kosova bayrağı meselesidir. Kosova bayrağını kabul etmeyen Kurti’nin bu konudaki tavrının nasıl olacağı sorusuna, bir başbakan olarak bayrağa saygı duyacağını, ancak kendi parti binasında Kosova bayrağının değil Arnavutluk bayrağının her zaman olacağını ifade etmiştir. Çünkü Kosova bayrağının dayatılmış bir bayrak olduğunu belirterek bayrakların tarihlerinin, geçmişlerinin ve anlamlarının olması gerektiğini ifade etmektedir.
Sırbistan’la müzakereler meselesinde ise genel olarak diyaloga karşı olmadığını ancak bu müzakerelerin devam etmesi için öncelikle prensiplerin oluşturulması gerektiğini ifade etmektedir. Bunun için de üç prensip belirlemektedir: Birinci olarak önce müzakere sonra anlaşma, ikinci olarak müzakereler haritalar üzerinde yapılmayacak ve üçüncü olarak müzakereleri cumhurbaşkanları değil profesyonel ekipler yürütecek. Kosova ile Sırbistan’ın her halükarda sınır anlaşması olacağını belirten Kurti ancak bu sınır anlaşması sınırların değiş tokuş edilmesi anlamına gelemeyeceğini ifade ederek uluslar bazlı sınırların oluşturulmasının ırkçılık olarak gördüğünü ve tarih boyunca olduğu gibi bundan sonra da sınır çevrelerinde Sırplar ve Arnavutların yaşamaya devam edeceğini ifade etmektedir.
Kosovalı Sırplar hakkında ise onların Kosova vatandaşı oldukları için onlarla sürdürülecek olan diyalogun doğrudan Sırplarla olması gerektiğini belirtmektedir. Bugüne kadar yapıldığının aksine Belgrat’la değil Kosovalı Sırplarla doğrudan görüşülmesi gerektiğini, Kosova vatandaşı olduklarından Kosova toplumuna entegre olmaları için Kosova Hükümetinin çalışması gerektiğini savunmaktadır.
Arnavutluk’la alakalı olarak ise Kosova ve Arnavutluk’un birleşme yönünde adımlar atması gerektiğini ve bu adımların ilk önce ekonomileri birleştirmekve ardından ortak dış politikalar üretecek komisyonlar kurmak suretiyle yapmayı planlamaktadır. Bu komisyonlar iki ülke arasındaki farkları giderecek ve aşamalı olarak iki devletin birleşmesi gerçekleşecektir. Bu yüzden Kurti Kosova Anayasasının 1. madde 3. fıkrasının mutlaka değiştirilmesi gerektiğini savunmaktadır.
Dış politikada Sırbistan’la olan müzakerelerde tam mütekabiliyetin olması gerektiği görüşünü savunan Kurti, Arnavutluk’la aşamalı birleşme düşüncesinde bir vizyon çizmektedir. AB içerisinde Arnavutların birleşme düşüncesine ise katılmamakta ve AB içerisinde birleşmenin Arnavutların bir devlet çatısı altında birleşmesinin alternatifi olamayacağını, bunların iki ayrı mesele olduğunu belirtmektedir.
Kosova’nın iç politikada ise en önemli sorunun hukukun üstünlüğü meselesi olduğunu ve bunun için sağlam bir adalet sistemini inşa edeceklerini belirtmektedir. Kosova’nın bir diğer en meselesi olarak ekonomiyi görmektedir. Bunun için de üretim ve küçük işletmeleri destekleyeceğini ifade eden Kurti iç politikada Kosova’nın bu iki sorunu acilen halletmesi gerektiği, bu sorunların hal olması durumunda ileriye yönelik sağlam adımların atılacağı görüşünü savunmaktadır.
Kurti,Norveç Dış İlişkiler Enstitüsünde araştırmacı olan Norveçli Rita Augestad Knudsen ile evlidir ve bir kız çocuğu vardır. Priştine’de yaşamaktadır.