KOSOVA-SIRBİSTAN DİYALOĞUNUN TIKANMASINDAN KİM SORUMLU?

Neredeyse dokuz ay boyunca Kosova ve Sırbistan liderleri Brüksel’e yalnızca bir kez görüşmelerde bulundular ve birbirleriyle görüşmediler. Taraflar, varılan anlaşmaların uygulanmamasıyla ilgili birbirini suçluyor, ancak Kosova-Sırbistan ilişkilerinin normalleşme sürecinin durmasından kim sorumlu olacak?

Son zamanlarda Kosova ile Sırbistan arasındaki diyalog konusunda ister yüksek düzeyde ister baş müzakereciler düzeyinde gerçekleştirilen toplantıların ortak bir paydası var: Somut sonuçları olmayan bir sonuç.

Avrupa Birliği’nin arabuluculuğunda 2011 yılından bu yana diyalog halinde olan taraflar, mevcut anlaşmaların uygulanmaması veya diyaloğun başarısızlığı nedeniyle sürekli olarak birbirlerini suçlarken, AB ise siyasi irade eksikliğinin olduğunu vurguladı.

Kosova ve Sırbistan’ın da normalleşme sürecinin tamamlanması konusunda farklı görüşleri var. Kosova karşılıklı tanınmayı talep ederken, Sırbistan “hiçbir partinin mutlak kazanan veya mutlak kaybeden olmayacağı” bir uzlaşma istiyor.

Tarafların 2023’te vardığı son anlaşma, Brüksel’in büyük bir başarı olarak değerlendirdiği Ohri Anlaşması olarak da bilinen, ilişkilerin normalleşmesine giden yolda varılan anlaşmaydı.

Sırbistan’ın reddetmesi nedeniyle imzalanmayan bu anlaşma aynı zamanda Kosova’daki Sırp toplumunun özyönetim düzeyinin yanı sıra devlet simgelerinin karşılıklı tanınmasını da öngörüyor. Konsey, Priştine ve Belgrad’dan, Sırbistan’ın ısrarla kurulmasını istediği, ancak Kosova’nın şimdiye kadar reddettiği Sırp çoğunluklu belediyeler birliği konulu anlaşma da dahil olmak üzere daha önce varılan tüm anlaşmaları uygulamalarını talep ediyor.

“Normalleşmeden kriz yönetimine”

Brüksel’deki Demokratikleşme Politikaları Konseyi’nden Toby Vogel,diyaloğun uzun yıllardır başarılı olmadığını, çünkü kendisine göre odak noktasının normalleşme konusunda yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmaya varmaktan kriz yönetimine kaydığını söyledi.

Diyalogdaki durgunluğun suçunu üç tarafa da yüklüyor.

Vogel, “Asıl engel Sırbistan’dan geliyor” diyor ve Belgrad’ın “normalleşmeyi istemediğini, çünkü mevcut güvensizlik durumundan faydalandığını” belirtiyor.

Ancak Vogel’e göre Kosova bile diyalog süreciyle ilgilenmiyor çünkü normalleşme her iki ülke için de Avrupa entegrasyonunun bir koşulu olarak belirlendiğinden Avrupa yolunun “uzun yıllar kapalı kalacağını” biliyor. Vogel, “Şu anda her iki taraf da çözümle ilgilenmiyor” diyor.

AB konusunda Vogel, Brüksel’in yıllardır diyalog sürecini “yanlış yönettiğini” düşünüyor.

Baş müzakereciler düzeyinde toplantılar yapılırken, siyasi düzeyde diyalog neredeyse dokuz aydır yoktu. 14 Eylül 2023’ten 26 Haziran 2024’e kadar Kosova Başbakanı Albin Kurti ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç bir tur müzakere için Brüksel’e gitmedi.

Geçen yılın büyük bir kısmında gerilimler yüksekti: Mayıs ayında kuzeyde yeni Arnavut belediye başkanlarına karşı düzenlenen protestolardan, Millan Radoiçiqi liderliğindeki bir grup silahlı Sırp’ın Banjska’da Kosova Polisine saldırmasıyla yaşanan gerilime kadar.

Vogel’e göre, Mayıs ayındaki olayların yanı sıra Eylül ayındaki saldırı da AB’de diyalog yaklaşımını değiştirmek için bir “uyandırma çağrısı” olmalıydı.

Vogel, Banjska’dan sonra bile Sırbistan’ın, en azından kamuoyu önünde AB’nin baskısıyla karşılaşmamayı sürdürürken, kuzeydeki gerginlikler nedeniyle uygulanan cezai tedbirlerin Kosova’ya karşı hâlâ yürürlükte olduğunu söylüyor.

Kurti’nin diyalog şartları

26 Haziran’daki son diyalog turunda, Kurti ve Vuçiç arasında Ohri Anlaşmasını görüşmek üzere bir toplantı yapılacağı duyurulmasına rağmen AB, Kosova başbakanının Sırbistan cumhurbaşkanı ile masaya oturmayı reddettiğini söyledi.

Kurti, tarafların Ohri Anlaşması’nı imzalamasını, eski Sırbistan Başbakanı Ana Bırnabiç’in (Sırbistan’ın anlaşmanın bazı bölümlerini uygulamayacağını söylediği) 13 Aralık 2023 tarihli mektubunu geri çekmesini ve Radoiçiqi ile grubu teslim etmesini talep etti.

Vogel geçen yılki anlaşmayı bir anlaşma olarak nitelendirmiyor çünkü kendisinin de söylediği gibi Bırnabiç’in mektubunda Sırbistan, Kosova’nın egemenlik ve bağımsızlığının fiilen tanınmasının ne anlama geldiğini kabul etmeyeceğini itiraf etti.

AB bile 1 Temmuz’da “normalleşmenin mantıksal sonucunun tanınma olacağını” söyledi. Vogel’e göre AB’nin bu tutumu bloğun “diyaloğun sonuç vermediğini kabul ettiğinin” bir işareti.

Vogel, Kurti’nin belirlediği koşulları makul buluyor ve prensip niteliği taşıyor ancak taraflar Brüksel’e gitmeden önce bunları kamuoyuna duyurması gerektiğini söylüyor.

Ancak Amerika’nın Priştine Büyükelçisi Jeff Hovenier, 3 Temmuz’da Klan Kosova’ya verdiği röportajda, Kosova ve Sırbistan’ın tüm diyalog anlaşmalarını “önkoşulsuz” ve “acil olarak” uygulamasını beklediğini söyledi.

Bu yılın sonuna doğru AB’deki kilit kurumların liderlerinin değişmesi bekleniyor. AB diplomasisi başkanı Josep Borrell’in yerini Estonya Başbakanı Kaja Kallas’ın alması beklenirken, diyalog elçisi Miroslav Lajçak’ın yerine kimin geleceği henüz bilinmiyor.

Kurti ve Vucic ilişkileri normalleştirme konusunda isteksiz görülürken Vogel, Kallas’ın gelişiyle diyalogdaki atmosferin değişeceğini ancak Sırbistan’ın AB’den gelecek biraz daha baskıyla yüzleşmeye de hazır olması gerektiğini söylüyor./Balkan Postası

Ilgili Haberler