Bosna-Hersek’te Çin’in büyüyen ekonomik varlığı ve yeni ilan ettiği beş yıllık yatırım planı, ülkenin Pekin’in borç-trapı ve siyasi etkisi altına girip girmediği sorusunu gündeme taşıyor. Çin, altyapı, enerji, tarım ve yapay zekâ gibi yüksek teknolojilerde “kazan-kazan” ortaklığı vaat ederken, uzmanlar şeffaflık eksikliği, gizli anlaşmalar, çevresel riskler ve siyasi etki konusunda uyarıda bulunuyor.
2010–2022 yılları arasında Bosna-Hersek’in Çinli kreditörlere 2,44 milyar dolardan fazla borçlandığı belirtiliyor. Çin, ülkede büyük projeler finanse etmekle kalmıyor; krediler, şirket ağları ve kültürel girişimler üzerinden siyasi nüfuz alanı oluşturuyor.
Çin’in BM Güvenlik Konseyi’nde Bosna-Hersek iç işlerine müdahale eden açıklamaları ve Srebrenitsa kararı üzerinden yaptığı yorumlar, uzmanlara göre Pekin’in alışılmadık düzeyde siyasi rol üstlendiğini gösteriyor.
Ülkedeki birçok Çin projesi gizli sözleşmelerle yürütülüyor ve yolsuzluk, çevresel zarar, düşük standartlı işler ve işçi hakları ihlalleri iddialarıyla gündeme geliyor. Örneğin Banja Luka–Prijedor otoyolu projesinde milyarlarca lira harcanmasına rağmen ilerleme sınırlı, koşullar ise kamuoyuna açıklanmıyor. Benzer şekilde enerji projeleri, hidroelektrik santraller ve hastane inşaatları maliyet artışları ve gecikmelerle eleştiriliyor.
ABD ve AB raporları, Çin’in Batı Balkanlar’da ekonomik yatırımlar üzerinden siyasi etki ve “sert güç” stratejisi yürüttüğünü belirtiyor. Bosna-Hersek, Avrupa Dış İlişkiler Konseyi tarafından, bölgedeki Çin etkisine en açık ülkelerden biri olarak sınıflandırılıyor.
Uzmanlar, Çin yatırımlarının ekonomik fırsat sunduğunu kabul etmekle birlikte, borçlanma, kurumsal zayıflama, çevresel tahribat ve siyasi bağımlılık risklerine dikkat çekiyor. Çin yatırımlarının şeffaflık ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde yürütülmemesi durumunda, Bosna-Hersek’in uzun vadeli egemenlik ve Avrupa entegrasyonu hedeflerinin zarar görebileceği uyarısında bulunuluyor./BALKAN POSTASI
