‘Bağımsız’ Bosna Hersek 29 yaşında

Nüfusunun yarısından fazlasını Müslüman Boşnakların oluşturduğu ülkede, bağımsızlık referandumunun ve hemen akabinde başlayan kanlı savaşın üzerinden çeyrek asırdan daha uzun süre geçmesine rağmen, hala gerçek anlamda bir istikrardan söz edilemiyor.

Nüfusunun yarısından fazlasını Müslüman Boşnakların oluşturduğu ülkede, bağımsızlık referandumunun ve hemen akabinde başlayan kanlı savaşın üzerinden çeyrek asırdan daha uzun süre geçmesine rağmen, hala gerçek anlamda bir istikrardan söz edilemezken, savaşta birbiri ile çatışmış Boşnak, Hırvat ve Sırplar arasındaki etnik temelli gerilimler de sürüyor.

Bosna Hersek’te 1992-1995 yıllarında yaÅŸanan savaşı sonlandıran ancak ülkeye dünyadaki en karmaşık siyasi sistemlerden birini getiren Dayton Barış AnlaÅŸması, birçok noktada ülkenin önünü kesen sorunlara neden olurken, halkın büyük çoÄŸunluÄŸu tarafından “miladı dolmuÅŸ bir anlaÅŸma” olarak deÄŸerlendiriliyor.

NATO ve Avrupa BirliÄŸi (AB) üyeliÄŸi, Bosna Hersek’te hala eksik olan istikrar, huzur ve barış ortamının tam olarak saÄŸlanması açısından özellikle BoÅŸnaklar tarafından dönüm noktaları olarak görülürken, AB üyeliÄŸi ülkenin karmaşık yapısının neden olduÄŸu bazı sıkıntılar, NATO üyeliÄŸi ise Rusya ile yakın iliÅŸkileri bulunan Sırpların engellemeleri sebebiyle yakın gelecekte gerçekleÅŸebilecek hedefler olarak görülmüyor.

İşsizlik ve genç nüfusunun Batılı ülkelere göç etmesi gibi önemli meselelerle karşı karşıya kalan Bosna Hersek, son yıllarda artan göçmen sayısı ve bir yıldır tüm dünyayı etkileyen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla da mücadele etmekte zorlanıyor.

Zengin doÄŸal kaynaklara, önemli yatırım potansiyellerine, ucuz iÅŸ gücüne ve Avrupa’nın orta yerinde olması dolayısıyla stratejik bir konuma sahip Bosna Hersek, buna raÄŸmen çoÄŸu zaman karmaşık yapısından kaynaklı hantal bürokrasinin maÄŸduru oluyor.

Bağımsızlık referandumu

Hırvatistan’ın 1991’de bağımsız olmasının ardından büyük oranda Sırpların kontrolünde olan Yugoslav Halk Ordusu (JNA) ile Hırvat güçleri arasında baÅŸlayan çatışmalar, komÅŸu Bosna Hersek’e de sıçradı. JNA, Bosna Hersek sınırları içinde kalan, ancak nüfusunun çoÄŸunluÄŸunu Hırvatların oluÅŸturduÄŸu Ravno’ya saldırdı.

Yugoslavya’nın bölünmesini kendi lehine kullanmak isteyen Bosnalı Hırvatlar ve Sırplar da ülke topraklarını aralarında pay etmek istedi. Hırvatlar 18 Kasım 1991’de Hersek-Bosna Hırvat Cumhuriyeti’ni, Sırplar ise 9 Ocak 1992’de Sırp Cumhuriyeti’ni ilan etti. O yıllarda ülkenin büyük çoÄŸunluÄŸunu oluÅŸturan Müslüman BoÅŸnakların bağımsız bir Bosna Hersek’ten baÅŸka bir çıkış yolu yoktu.

Slovenya ve Hırvatistan’ın Yugoslavya’dan ayrılmalarının akabinde Bosna Hersek’te de bağımsızlık referandumu kararı alındı. Bosnalı Sırpların büyük oranda boykot ederek katılmadığı referandum, 29 Åžubat-1 Mart 1992’de yapıldı. Halkın yüzde 64,31’inin sandığa gittiÄŸi halk oylamasında, kullanılan oyların yüzde 99,44’ü bağımsızlık için “evet” oldu. “Bağımsız” olan Bosna Hersek, 22 Mayıs 1992’de BirleÅŸmiÅŸ Milletler (BM) üyeliÄŸine kabul edildi.

Başkent Saraybosna 44 ay kuşatma altında kaldı

Bağımsızlık referandumunun hemen akabinde JNA’nın yanı sıra Bosna Hersek ve Sırbistan’dan paramiliter Sırp birlikler, Müslüman BoÅŸnaklara karşı etnik temizlik baÅŸlattı. Bağımsız Bosna Hersek’in ilk cumhurbaÅŸkanı olan BoÅŸnak lider Aliya İzetbegoviç’in liderliÄŸinde ülkenin toprak bütünlüğünü, egemenliÄŸini ve bağımsızlığını korumak için bir araya gelen farklı dini ve etnik kökenlerden Bosna Hersekliler, kuzeyde ve doÄŸuda Sırplar, güneyde ve batıda ise Hırvatlarla mücadele etti.

Avrupa’nın ortasında 3,5 yıl süren savaÅŸ boyunca çok büyük sivil katliamları, iÅŸkenceler, etnik temizlikler, sürgünler ve soykırım gerçekleÅŸti. SavaÅŸ suçlusu Sırp komutan Ratko Mladic’in emrindeki birlikler, Temmuz 1995’te ülkenin doÄŸusundaki Srebrenitsa ÅŸehri ve civarında sadece birkaç günde en az 8 bin 372 BoÅŸnak sivili katletti. Prijedor, Foça, Zvornik ve ViÅŸegrad gibi birçok ÅŸehirde, yapılan etnik temizlik nedeniyle neredeyse hiç BoÅŸnak bırakılmadı. BaÅŸkent Saraybosna tam 44 ay Sırpların kuÅŸatması altında kaldı.

Yüzbinlerce insanın hayatını kaybettiÄŸi, milyonlarcasının evlerini terk etmek zorunda kaldığı, kadınların tecavüze uÄŸradığı, sivillerin toplama kamplarında iÅŸkence gördüğü kanlı savaÅŸ, 21 Kasım 1995’te Dayton Barış AnlaÅŸması’nın paraf edilmesiyle son buldu.

Dayton beraberinde karmaşık bir siyasi sistem de getirdi

Bosna Hersek’te silahları susturan tarihi anlaÅŸma, 21 Kasım 1995’te ABD’deki Dayton Hava Üssü’nde Bosna Hersek CumhurbaÅŸkanı Aliya İzetbegoviç, Sırbistan CumhurbaÅŸkanı Slobodan Milosevic ve Hırvatistan CumhurbaÅŸkanı Franjo Tudjman tarafından paraf edildi.

Birbiriyle savaÅŸmış BoÅŸnak, Sırp ve Hırvatlar, bu anlaÅŸma ile ülkenin “kurucu halkları” olarak tanımlandı. Dayton’un Bosna Hersek’i, Bosna Hersek Federasyonu (FBiH) ve Sırp Cumhuriyeti (RS) olmak üzere iki entite ile özel bir statüye sahip Brcko Bölgesi’nden oluÅŸtu. FBiH entitesi de kendi içinde her birinin ayrı hükümeti ve meclisi olan 10 kantona ayrıldı.

Kanton ve entitelerin yanı sıra devlet düzeyinde de ayrı bir hükümet (Bakanlar Konseyi) ve iki ayrı meclis (Halklar ve Temsilciler) kuruldu. Ayrıca ülkede, en önemli kararların alındığı ve Boşnak, Hırvat, Sırp olmak üzere üç üyeden oluşan bir de Devlet Başkanlığı Konseyi mevcut. Dayton ayrıca, kriz anlarında müdahale edebilmesi için görevden alma, yasalar çıkarma gibi yetkilerle donatılmış bir Yüksek Temsilci Ofisi (OHR) de getirdi.

Etnik temelli gerginliklerin, Sırpların ayrılıkçı söylemlerinin ve siyasi krizlerin bitmek bilmediÄŸi Bosna Hersek’te 1 Mart Bağımsızlık Günü BoÅŸnakların yoÄŸun olduÄŸu FBiH’de “milli bayram” olarak kabul edilirken, Sırp entitesinde sıradan bir gün olarak görülüyor.

Bosna Hersek’in “bağımsızlık” mücadelesi bugün de sürüyor

AB’ye 2016’da resmen üyelik için baÅŸvuran yapan Bosna Hersek, aradan 5 yıla yakın bir zaman geçmesine raÄŸmen hala “aday ülke” statüsü alamadı. Karmaşık yapısı nedeniyle AB’nin birçok talebini yerine getiremeyen Bosna Hersek, uzunca bir süre daha AB kapısı önünde bekleyecek gibi duruyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Bosna Hersek aleyhine aldığı birçok kararı AB ön koÅŸul olarak masaya koyarken, kendi içinde uzlaşıp ayrımcılık içerin yasaları deÄŸiÅŸtiremeyen Bosnalı yetkililer bu nedenle yerinde sayıp duruyor.

Boşnakların güvenlik ve istikrar için olmazsa olmaz olarak değerlendirdiği NATO üyeliği ise Sırbistan ve Rusya ile yakın ilişkilere sahip Bosnalı Sırplar tarafından engelleniyor.

Bosna Hersek, iÅŸsizlik ve genç nüfusun göç etmesi sorunlarının yanı sıra göçmen krizi ve Kovid-19 salgınıyla da mücadele ediyor. Sırbistan ve KaradaÄŸ üzerinden Bosna Hersek’e girip Hırvatistan’a geçmek isteyen binlerce düzensiz göçmen Bosna Hersek’te sıkışmış durumda. AB’nin gücünü arkasına alıp sınırda istediÄŸi gibi hareket eden Hırvatistan, uyguladığı ÅŸiddetle göçmenler geri iterken, Sırpların kendi entitesi içinde hiçbir ÅŸekilde kamp kurulmasına izin vermemesi göçmen krizini sadece BoÅŸnakların uÄŸraÅŸması gereken bir mesele haline getirdi. Göçmen kampları ülke genelinde deÄŸil, sadece Saraybosna ve Una-Sana Kantonu gibi BoÅŸnak nüfusun yoÄŸun olduÄŸu yerlere kurulmuÅŸ durumda.

SaÄŸlık sistemi de çok zayıf olan Bosna Hersek, tüm dünyanın etkilendiÄŸi salgın nedeniyle de zor günler geçiriyor. Ülkeye Rusya’nın Sırp entitesine gönderdiÄŸi az sayıda aşı dışında henüz aşı ulaÅŸmazken, aşı tedarikinde yaÅŸanan sıkıntı insanları tedirgin ediyor.

Ülke ekonomisi de salgın nedeniyle ilk dalgada alınan katı tedbirlerden ötürü büyük zarar gördü.

Nüfusun yüzde 50,1’i BoÅŸnak

BaÅŸkenti Saraybosna olan Bosna Hersek’in nüfusu 2013’teki son sayıma göre 3 milyon 531 bin 159. Nüfusun yüzde 50,11’ini BoÅŸnaklar, yüzde 30,78’ini Sırplar, yüzde 15,43’ünü Hırvatlar ve yüzde 3,68’ini ise diÄŸer etnik gruplara ait vatandaÅŸlar oluÅŸturuyor. Ülke nüfusunun yüzde 50,7’si Müslüman, yüzde 30,7’si Ortodoks, yüzde 15,2’si ise Katolik.

Ilgili Haberler