Sırbistan’daki lityum madeni geliştirilmesine karşı Belgrad’da düzenlenen kitlesel protestolar Sırbistan yönetimini sarsarken, yetkililer Batı’yı suçlamak istiyor. Washington ise protestoların yalnızca demokrasinin iş başında olduğunun bir örneği olduğunu belirterek, olaylara herhangi bir şekilde müdahil olduklarına dair suçlamaları reddetti.
ABD Dışişleri Bakanlığı Radio Liberty’nin (RFE/RL) Belgrad ve Moskova’daki suçlamalar hakkında yorum talebine yanıt olarak. “Barışçıl protesto ve vatandaşların özgürce protesto yapma ve konuşma hakkı, demokrasinin önemli bir parçasıdır,” diye belirtildi.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç, bu hafta başında milyarlarca dolarlık lityum madenciliği projesine karşı çıkan protestocuları, Batı tarafından desteklenen hükümetine karşı yürütülen “hibrit” savaşın bir parçası olmakla suçladı, ancak herhangi bir kanıt sunmadı.
Moskova, Batı’yı protestoların arkasında olmakla suçlarken, Sırbistan Başbakan Yardımcısı Aleksandar Vulin, Rus güvenlik ajanslarına hükümetini kitlesel ayaklanmalar ve darbe girişimi hazırlıkları hakkında uyardıkları için teşekkür etti.
RFE/RL’ye yanıt olarak Dışişleri Bakanlığı, Amerika Birleşik Devletleri’nin Sırbistan’daki hükümet karşıtı protestoları desteklediği iddiasının “yanlış” olduğunu belirtti.
Dışişleri Bakanlığı”Rusya’nın, aksine, protestoları kendi programını Sırbistan’da uygulamak için kullanmasına şaşırmadık, bu dünya genelinde yaptığı bir şeydir,” diye belirtti
Protestocular, Batı Sırbistan’daki Jadar’da İngiliz-Avustralya metal ve madencilik devi Rio Tinto’nun 2,4 milyar dolarlık lityum projesinin durdurulmasını talep ediyorlar, çünkü bu projenin çevredeki toprakları ve suyu kirletebileceğinden korkuyorlar.
Sırbistan hükümeti, 2022 yılında çevreye olan etkisinden duyulan endişeler nedeniyle proje karşıtı kitlesel kamu protestolarının ardından projeyi reddetti.
Jadar, Avrupa’nın mevcut lityum ihtiyaçlarının yüzde 90’ını karşılayabilecek kapasiteye sahip ve Rio Tinto’yu dünyanın önde gelen lityum üreticilerinden biri yapıyor. Sırbistan, lityumu yerel olarak işleyip, elektrikli araçlar (EV) için batarya üretiminde kullanmayı hedefliyor.
Bu tür büyük madencilik projeleri, genellikle yerel halkın, potansiyel ekonomik getirilerin her türlü ekolojik yıkımı aşacağından korktuğu protestolara neden olur. Amerika Birleşik Devletleri’nde de vatandaşlar, Nevada ve Kuzey Karolina’daki lityum projelerinin durdurulmasını talep ettiler.
Sırbistan bu konuda farklı değil. Vatandaşlar, Jadar madeninin, zaten önemli ölçüde çevresel bozulmadan muzdarip olan bir ülkede, su ve toprak kaynaklarını kirleteceğinden endişe ediyorlar, bu da komünist yönetimin endüstriyalizminin mirasıdır.
Lityum genellikle, yer altı tuzlu su rezervlerinden lityum çıkarılmasını içeren salamura madenciliği adı verilen bir süreçle çıkarılır, bu da suyun kirlenme olasılığını artırır.
Sırbistan’daki lityum projesi, Washington ve Brüksel Çin’e bağımlılığı azaltmaya çalışırken, Batı’nın elektrikli araç tedarik zincirlerinde kilit bir rol oynayabilir.
Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa, emisyon hedeflerine ulaşmaya çalışırken, önümüzdeki yıllarda yollardaki elektrikli araç sayısını önemli ölçüde artırmaya yönelik politikalar uygulamaya koydu.
Sonuç olarak, küresel lityum talebinde bir artış bekleniyor. Çin, şu anda Avustralya ve Şili’den sonra dünyanın üçüncü en büyük lityum üreticisidir, ancak lityum rafinerisi ve elektrikli araç bataryaları üretiminde lider konumda olup, piyasalar üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
Bu proje ayrıca, Rio Tinto’daki Batılı yatırımcılar için de bir nimet olacaktır.