Geçmişte defalarca Sırp Cumhuriyeti entitesinin Bosna Hersek’ten ayrılması için referandum yapacağını açıklayan Dodik, Anayasa Mahkemesinin “tarım arazileri” kararının ardından bir kez daha Bosna Hersek’in toprak bütünlüğüne yönelik tehditte bulundu.
Yakın geçmişte birbiriyle savaşmış Boşnak, Sırp ve Hırvatların, bugün “kurucu halklar” olarak bir arada yaşamak zorunda olduğu Bosna Hersek, etnik temelli krizlerle yeniden adından söz ettirmeye başladı.
Anayasa Mahkemesinin ülkedeki iki entiteden biri olan Sırp Cumhuriyeti’ndeki (RS) kamu malı tarım arazilerinin, entitenin değil de devletin yetkisinde bulunduğuna hükmetmesini sebep gösteren ayrılık yanlısı Sırplar, ülkede yeni bir krize neden oldu.
Mahkemenin kararına “aşırı” tepki gösteren Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp Üyesi Milorad Dodik, daha önce de Bosna Hersek’in toprak bütünlüğü, bağımsızlığı ve egemenliğine yönelik ayrılıkçı söylemlerini bir üst seviyeye çıkartarak Bosna Hersek’i bu kez yok etme tehdidinde bulundu.
Önce RS Meclisini, ardından devletin önemli kademelerinde görev yapan Sırp yetkilileri toplayan Dodik, “Kriz ne zaman sona erecek?” sorusuna, “Bosna Hersek yok olduğunda kriz de sona erecek.” cevabını vererek bir kez daha kırmızı çizgiyi aştı.
Daha önce de Sırp milletvekili ve bakanlara devletin karar alma mekanizmalarını bloke etme talimatı veren Dodik, RS Meclisinin olağanüstü oturumunda yaptığı konuşmada ise “Brexit” teriminden esinlenerek “Goodbye Bosna Hersek, welcome RSexit” ifadelerini kullandı.
Yaşanan son gelişmelerin ardından apar topar Sırbistan’a giderek Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ile görüşen Dodik, burada da RS’nin statüsüyle ilgili referandum yapabileceklerini açıkladı.
SDA: “Dodik yok olduğunda krizler de son bulacak”
Dodik’in Bosna Hersek’in toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını hedef alan son açıklamasına, ülkedeki en büyük Boşnak partisi konumundaki Demokratik Eylem Partisi (SDA), sert tepki gösterdi.
Dodik’in son 10 yıldaki krizlerin baş mimarı olduğu vurgulanan açıklamada, “Tek gerçek, Dodik ve partisi Bosna Hersek’in siyaset sahnesinden yok olduklarında, krizlerin de son bulacağıdır. Bosna Hersek, var olmaya devam edecek ama biz Dodik’i ve partisini ne zamana kadar hatırlayacağız?” ifadeleri kullanıldı.
Son dönemdeki tüm büyük krizlerde Dodik imzası
Genel Başkanı olduğu Bağımsız Sosyal Demokratlar Birliğinin (SNSD) adındaki “sosyal demokrat” ifadesine rağmen, eski ılımlı tavrını terk edip oy gayesiyle aşırı sağcı politika izlemeye başlayan Dodik, özellikle son 10 yıllık dönemde Bosna Hersek’teki birçok krizin mimarı oldu.
Bosna Hersek’te, 2018’de yapılan seçimden tam 14 ay sonra hükümet kurulmuş ve bazı şeyler yavaş yavaş düzene girmişken Dodik’in son açıklamalarıyla başlayan kriz, ülke siyasetini derinden sarstı.
Daha önce de defalarca RS’nin Bosna Hersek’ten ayrılması için referandum yapacağını açıklayan Dodik’in neden olduğu krizlerin başında, Bosna Hersek’in NATO üyeliği sürecini bloke etmek, Anayasa Mahkemesinin karşı kararına rağmen RS Günü’nü kutlamak, Yüksek Temsilcilik Ofisinin (OHR) kapatılmasını talep etmek ve RS içinde yedek polis birliği kurma girişiminde bulunmak da geliyor.
Dodik’in tüm bu hamleleri, çok değil bundan sadece 25 yıl öncesine kadar, birbiriyle savaşmış Boşnaklar ile Sırplar arasındaki gerginliği de tırmandırıyor.
Tüm bu krizlerin “tesadüfen” seçim yıllarında çıkarılmış olması, asıl amacın Sırp milliyetçisi kesimlerin oylarını almak olduğunu gösterirken zaten karmaşık bir yapısı bulunan Bosna Hersek’te iki yılda bir muhakkak seçim olması da ülkenin krizsiz dönem geçirememesine sebep oluyor.
Dodik ve krizleri
Bosnalı Sırp lider Dodik, 2015’te RS’deki diğer Sırp siyasi partilerin de desteğini alarak devlet düzeyindeki Bosna Hersek Mahkemesinin kararlarının, entite sınırları içinde uygulanmasını engellemek amacıyla referandum yapacaklarını açıkladı.
Referandum yapılması kararı, RS Meclisinde kabul edilse de hiçbir zaman resmi gazetede yayımlanmadı ve gerçekleştirilmedi. Dodik ise referandumdan tamamen vazgeçmediklerini, sadece askıya aldıklarını açıkladı. Gerçekleşmeyen Dodik referandumlarından biri olan bu referandum da ülke kamuoyunu germekten öteye geçemedi.
Dodik, 2017’de ise Bosna Hersek’in NATO üyeliği hakkında RS içinde referandum yapılmasını gündeme taşıdı.
Rusya ve Sırbistan ile göbek bağı bulunan ve her fırsatta NATO üyeliğine karşı olduğunu dile getiren Dodik’in bu girişimi, o dönemde ne koalisyon ortaklarından ne de muhalefet kanadından destek gördü. Dodik’in bu referandum çıkışı da suya düştü.
Dodik’in mimarı olduğu ve fiilen gerçekleştirebildiği tek referandum, 2016’da RS Günü’yle ilgili yapılan referandum oldu.
RS’nin kurulduğu 9 Ocak’ın “RS Günü” olarak kutlanması için entite içinde halk oylaması yapan Dodik, hem RS Günü hem referandum hem de referandumun sonuçları “anayasaya aykırı” bulunsa da ABD’nin uyguladığı bir dizi yaptırım dışında herhangi bir ceza almadı.
O dönemde “anayasayı çiğnediği” gerekçesiyle Dodik hakkında suç duyurusunda bulunulsa da bu süreç ne mahkemeye taşındı ne de Dodik’e ceza verildi.
Sadece ABD, referandum nedeniyle Dodik’e ABD’ye giriş yasağı ve ABD içinde iş yapma yasağı yaptırımları uyguladı. O dönemde Dodik’in ABD Başkanı Donald Trump’ın yemin törenine gitmek için yaptığı vize başvurusu, ABD’nin Saraybosna Büyükelçiliğince reddedildi.
Anayasa Mahkemesinin karşı kararlarına rağmen, RS Günü her yıl 9 Ocak’ta entitenin idari merkezi olan Banja Luka şehrinde törenlerle kutlanmaya devam ediyor.
Yedek polis birlikleri kurma girişimi de gerginlik yarattı
Dodik’in neden olduğu bir diğer kriz de RS içinde yedek polis birlikleri kurma girişimi oldu. Ülkede 2019’un Nisan’ında büyük bir gerginliğe neden olan bu kararla RS polis teşkilatı için 1000 ila 1500 yedek polis alınması gündeme gelmişti.
Bosnalı Sırplar, o dönemde böyle bir hamlenin gerekçesi olarak artan düzensiz göçmenleri gösterse de Boşnaklar, Sırp polis sayısının artmasının ülkenin güvenliği, barışı ve istikrarına tehdit oluşturduğunu savunmuştu.
Boşnakların yoğun yaşadığı Bosna Hersek Federasyonu (FBiH) entitesinde de benzer yedek polis birliği oluşturulması gündeme getirilmiş ancak daha sonra uluslararası toplumun da baskısıyla önce RS ve ardından da FBiH, bu kararlarından vazgeçmişlerdi.
Sırp liderin bir başka krizi ise Bosna Hersek Silahlı Kuvvetleri (OSBiH) bünyesinde RS’de görev yapan Üçüncü Piyade Birliğinin kuruluş yılından, Sırp Cumhuriyeti Ordusunun (VRS) kapatılması kararının yanlış olduğunu söylemesi oldu.
Bosna’daki savaşta, Boşnak sivillere yönelik sayısız katliamlar yapan VRS’nin resmen kapatılmasını eleştiren Dodik, bu da yetmezmiş gibi Üçüncü Piyade Birliği komutanına, bir sonraki törene VRS üniformalarıyla gelmeleri talimatı verdi.
Devlet Başkanlığı Konseyinin Hırvat Üyesi Zeljko Komsic ise “silahlı kuvvetler içinde kalkışmaya çağrı yapmak” ve “anayasal düzeni yıkmak” gerekçeleriyle Dodik hakkında suç duyurusunda bulundu.
Dodik, tarım arazileri kararının ardından yaşanan krizden hemen önce de uzun bir süre hükümetin kurulmasını ve meclisin faaliyet göstermesini engellemişti.
Koalisyon ortağı Boşnak ve Hırvatlar, SNSD’den Zoran Tegeltija’nın başbakanlığına onay vermek için NATO’nun Bosna Hersek’ten talep ettiği Yıllık Ulusal Plan’ın (ANP) kabul edilmesini isteyince, Dodik de bunu “askeri tarafsızlık” ilkesinin ardına sığınarak reddetmişti.
Kriz daha sonra NATO’ya istediği ANP’nin değil de adı değiştirilmiş hali olan Reform Programı’nın gönderilmesiyle aşılmış, 14 ay sonra hükümet kurulabilmişti.
Son referandum çağrısı nedeniyle ülkede yeniden ciddi bir gerginliğe daha neden olan Dodik’in gelecekteki tavrı, eylem ve söylemleri kamuoyunda tedirginlik yaratırken; hala Bosna Hersek’te etkin bir role sahip uluslararası toplumun bu konuda nasıl davranacağı merak konusu olmaya devam ediyor.