FRANSA CUMHURBAŞKANI MACRON’UN SIRBİSTAN ZİYARETİ NEDEN ÖNEMLİ, GÜNDEMDE HANGİ KONULAR YER ALIYOR?

Macron’un Belgrad ziyareti, Sırp mevkidaşı Aleksandar Vucic’i Paris’te ağırlamasının ardından beş aydan kısa bir süre sonra gerçekleşiyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Nisan ayında Sırbistan’ın geleceğinin “Avrupa Birliği içinde … ve başka hiçbir yerde” olmadığını ilan ettikten sonra Batı Balkanlar’daki atağını sürdürüyor.

Elysee Sarayı’ndan yapılan açıklamaya göre Macron 29 ve 30 Ağustos tarihlerinde Belgrad’a resmi bir ziyaret gerçekleştirecek.

Ziyaretin en önemli konularından biri 3 milyar euro değerinde 12 adet Fransız üretimi Rafale savaş uçağının satışı olacak.

İtalya’daki Horizon RE-ENGAGE projesi kapsamında Scuola Superiore Sant’Anna’da Batı Balkanlar konusunda uzmanlaşmış bir araştırmacı olan Dr. Sophie Gueudet, Belgrad’ın bu yıl silah harcamalarını arttırdığını ve “Fransa’nın Sırpların yeniden silahlanma çabaları için favori bir yer haline geldiğini” söyledi.

Bu durum, Macron’un Sırbistan’ı savunma ve güvenlik sistemlerinde Rusya’ya olan bağımlılığından uzaklaştırmaya çalışarak ikili ilişkileri sağlamlaştırma girişimi olarak nitelendiriliyor.

Euronews’e konuşan Dr. Gueudet, “Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuicic’i AB alanına geri getirmek Macron tarafından akıllıca bir diplomatik hamle olarak görülebilir,” dedi.

Çoğu uzmana göre bu yanlış bir yanılsama. Graz Üniversitesi’nde Güneydoğu Avrupa Tarihi ve Siyaseti profesörü olan Florian Bieber, “Sırbistan son birkaç yıldır Rusya ve Çin ile de iyi ilişkiler geliştiriyor,” dedi.

Çin lideri Xi Jinping, 2020’deki COVID-19 pandemisinden bu yana Avrupa’ya yaptığı ilk ziyaret kapsamında Mayıs ayında Belgrad’ı ziyaret etti. Pekin, Sırbistan’a, özellikle de madencilik ve imalat sektörlerine milyarlarca dolar yatırım yaptı.

Rusya’ya gelince, Sırbistan güçlü enerji iş birliği, Kosova’nın bağımsızlığına muhalefet ve dini ortaklık nedeniyle Batı Balkanlar’daki en yakın müttefiki olmaya devam ediyor.

“Ne zaman AB ile bu tür ortaklıklar olsa, Belgrad Çin ve Rusya ile olan ilişkilerini de dengelemeyi başarıyor,” diyen Belgrad’daki Avrupa Politikaları Merkezi’nde kıdemli araştırmacı olan Strahinja Subotic, Sırbistan’ın “hiçbir zaman tüm yumurtalarını tek bir sepete koymayacağını” belirtti.

Euronews’e konuşan Subotic, “Sırbistan enerji ve Kosova konusunda Rusya’ya bağımlı kaldığı sürece Kremlin’in elinde her zaman koz olacak,” diyerek ekledi.

Sırbistan’ın AB üyeliği de büyük ölçüde Kosova ile ilişkilerin normalleştirilmesine bağlı.

Belgrad, 2008 yılında bağımsızlığını ilan eden Priştine’nin egemenliğini tanımıyor. Brüksel’in öncülük ettiği çok sayıda yatıştırma ve diyalog girişimi son yıllarda başarısız oldu.

Dr. Gueudet, “Gergin jeopolitik bağlam ve Sırbistan’ın artan savunma kabiliyetleriyle ne yapacağına dair hiçbir kontrol ve denge sistemi olmaması nedeniyle, Fransa’nın Sırbistan’a silah satmasının bile akıllıca bir karar olduğu konusunda şüpheliyim,” dedi.

Macron çatışma konusunda Sırbistan’ın yanında yer almış görünüyor. Ağustos ayı başında Fransa, “normalleşme çabalarını tehlikeye atan” “Kosovalı yetkililerin artan tek taraflı eylemlerinin” kınadı.

Ancak analistler, Vucic’in AB entegrasyonunu ilerletme konusundaki siyasi iradesine şüpheyle yaklaşmaya devam ediyor.

Florian Bieber, “Bu girişimler Sırbistan’ı AB entegrasyonunun değerlerinden ziyade ekonomik unsurlar aracılığıyla AB’ye yaklaştırmaya çalışıyor,” dedi.

Bieber, “Sırbistan resmi olarak AB’ye katılım konusunda kararlı ancak son birkaç yıldır kayda değer bir ilerleme kaydedilmedi,” dedi.

Avrupa Komisyonu tarafından 2023 yılında Sırbistan’a ilişkin yayımlanan yıllık ilerleme raporuna göre ülkede yargı alanında bazı ilerlemeler kaydederken, hukukun üstünlüğü, yolsuzlukla mücadele, örgütlü suçlar ve ifade özgürlüğü alanlarında sınırlı ilerleme kaydedildi.

Subotic, “Vucic AB’nin bir parçası olmayı çok ister, ama sadece Macaristan’ın Viktor Orban’ı gibi davranabilirse,” dedi.

Avrupa Parlamentosu (AP), AB üyesi Macaristan’ı son birkaç yıldır hukukun üstünlüğü, yolsuzluk ve LGBTQ+ hakları konusunda geri adım atmakla suçluyor.

Uzmanlar, AB’ye katılmak için gerekli olan bu demokratik ilkelere bağlı kalarak, sık sık siyasi muhalifleri bastırmak ve bağımsız medya kuruluşlarını susturmakla suçlanan Vucic hükümetinin kaybedecek çok şeyi olabileceğine inanıyor.

Ilgili Haberler