KARADAĞ İLE SIRBİSTAN ARASINDA KİLİSE SAVAŞI

Bayram POMAK

Karadağ, 600 bin kişilik nüfusuyla Balkanlar’da nüfusu en az olan ülke. Yugoslavya’nın dağılmasının ardından kurulan Sırbistan – Karadağ federasyonu 2006 yılında yapılan bir referandum sonucunda Karadağ’ın ayrılmasıyla bozulmuştu. Karadağ, Yugoslavya’da 90’lı yıllarda yaşanan savaşlardan zararsız bir şekilde çıkmıştı. Az nüfuslu küçük bir ülke rağmen farklı etnisitelerden oluşmaktadır. Nüfusu  % 45’i Karadağlı, % 28.7’si Sırp, % 8.7’si Boşnak, % 4.9’u Arnavut ve diğer küçük azınlıklar mevcuttur. Dini bakımdan ise toplumun %72.1’i Ortodoks Hristiyan, % 19.1’i Müslüman, % 3,4’ü Katolik’tir.

Geçtiğimiz 5 Eylül tarihinde Karadağ, dünya basınında protestolarla ve karışıklıklarla anılmaya başlandı. Sebebi ise Karadağ’daki Sırp Ortodoks Kilisesi’nin yeni Metropoliti Joanikije’nin taç giyme töreni idi. Bağımsızlığını ilan ettikten sonra, dini Ortodoks olan her ülkede olduğu gibi, Karadağ’ın da kendi devlet kilisesinin olacağı ilan edildi. Nitekim bu tartışma ve sorun bugünün sorunu değil, tarihsel bir sorundur. 1920 yılında Sırp Krallığına Karadağ’ın da katılmasıyla, kilise Sırp Ortodoks Kilisesi olarak faaliyetlerine devam etmiş. Bu yüzden Sırplar ve Karadağlılar arasında derin kimlik tartışmaları yaşanmaktadır. Sırplar özünde Karadağlı diye bir milliyeti kabul etmemektedir. Karadağlıların, Sırp olduklarını ve aralarında herhangi bir fark olmadığını iddia etmektedirler. Karadağlılar ise buna şiddetle karşı çıkmakta ve Karadağlı etnitisetesinin Sırplardan ayrı olduğunu ileri sürerler.

5 Eylül’de Karadağ’ın manevi başkenti Cetinje’de gerçekleşen taç giyme yaşanan olaylar aslında ilk değildi. Daha önce 1992 yılında Metropolit Amfilohije’de taç giyme töreninde gerginlik yaşanmış ve o dönemde taç giyme töreninin güvenliğini meşhur Sırp savaş suçlusu Zeljko Raznatoviç/Arkan yapmıştı. Karadağlılar hemen ertesi yıl 1993 yılında Karadağ Ortodoks Kilisesini ilan etti. Ancak Karadağ’daki kiliselerin çoğu Sırp Ortodoks Kilisesinin kontrolünde olmaya devam ediyor. Karadağ Ortodoks Kilisesi Metropoliti Mihajlo ile bir röportaj için Cetinje’je gidip görüştüğümüzde aradaki farkı görmüştük. Sırp Ortodoks Kilisesi büyük bir manastırda iken Karadağ Ortodoks Kilisesinin merkezi mütevazı bir evdeydi. Ortodoksların dini bayramlarında her iki kilisede ayin yapılıyor. Ancak ayinler yapılırken polis tarafından olağanüstü güvenlik önlemleri alınıyor. Cetinje, başkent Podgorica’ya yakın, 16 bin nüfuslu küçük bir kasabadır. Kasabanın çoğunluğu Karadağlı; ancak aşırı derecede Karadağ Sırp Kilisesine karşı olmalarına rağmen, Sırp Kilisesi oradaki faaliyetlerini sürdürüyor.

Metropolit Joanikije’nin taç giyme töreni Cetinje’de yapılacağı duyurulduğunda, başta Cumhurbaşkanı Đukanoviç olmak üzere, Cetinje belediye meclisi buna karşı çıkmış ve bunun bir provokasyon olduğunu belirtmiştir. Ancak bundan geri adım atmayan kilise törenin planlandığı gibi Cetinje’de olacağını açıkladı. Bunun üzerine gerginlik artmaya, yollara barikatlar kurulmaya başlandı. 5 Eylül günü Metropolit Joanikije Karadağ İç işleri Bakanlığı’nın emri doğrultusunda alınan tedbirler çerçevesinde helikopterle manastıra getirildi. Bir taraftan Cumhurbaşkanı, törenin iptali için çağrı yaparken, hükümet kiliseye yardım ediyordu. Çünkü Karadağ’da son yapılan seçimlerde Đukanoviç karşıtı muhalefet koalisyon yaparak hükümeti kurdu. Başbakan olan Zdravko Krivokapiç, Sırp ve Sırbistan yanlısı. Hükümet kurulduğu zaman Sırplar ve kilise adeta gövde gösterisi yapmış ve Karadağ sokaklarında “Çetnik marşları” seslendirilerek Müslümanlara da gözdağı verilmişti. Asıl paradoks ise Karadağ Arnavut topluluğuna mensup olup halk hareketi lideri olan Dritan Abazoviç’in bu hükümetin kurulmasına destek olması ve içinde yer almasıdır. Çünkü Sırbistan yanlısı hükümet 80 sandalyeli Meclis’ten 42 oy alarak kuruldu.

Gergin taç giyme töreninden sonra Cumhurbaşkanı Đukanoviç, hükümete sert eleştiriler yöneltmiştir. Đukanoviç, bunun bir Karadağ hükümeti olmadığının ispatlandığını ileri sürdü. “Hükümet kilisenin hizmetinde ve “Büyük Sırbistan” projesine hizmet ediyor. Bu hükümet bir an önce düşmeli ve Karadağ bunlardan kurtulmalıdır” diyerek sert eleştirilerde bulundu.

Olayın diğer bir yönü, uluslararası boyutunun da olmasıdır. Karadağ, NATO üyesi bir Adriyatik Denizi ülkesidir. NATO, Karadağ’ı üyeliğe kabul ettikten sonra Akdeniz ve Adriyatik’teki tüm deniz kıyılarını kendi uhdesine kattı. NATO üyeliğinden önce Karadağ sahillerinde dev Rus yatırımları mevcutken, NATO’ya üye olduktan sonra Rusların etkisi ciddi biçimde azaldı. Rusya, Suriye krizinde 2013 yılında Karadağ’ın bazı deniz kıyılarını kullanmaya çalıştı, ancak bunu başaramadı. NATO, Karadağ’da Rusya’nın etkisini ciddi şekilde kırdı. Ancak Rusya, Karadağlı Sırplar ve Sırbistan üzerinden Balkanlar’da istikrarsızlık oluşturmak için çalışmalarını sürdürüyor. Nitekim, Đukanoviç’in Cumhurbaşkanı seçildiği 2018 seçimlerinde bir grup Sırp, seçim gecesi Đukanoviç’e suikast yapma hazırlığındayken yakalanmıştı. Yakalananların davası hala devam ederken, davada ortaya çıkarılan bağlantılar Belgrad ve Rusya’ya dayanmaktadır.

5 Eylül’de yaşananlar AB’nin ve Balkanlar’ın gözünü Karadağ’a çevirdi. Bölgenin en istikrarlı ülkesinin bir anda nasıl istikrarsızlaştırılabileceğine şahit olduk. Olayın kimlik boyutu, siyasi boyutu ve uluslararası boyutunun olduğu çok açık. Sırplar Karadağ’da Sırp Kilisesinin gücünü korumak istiyor ve bunun için de her şeyi yapmaktan geri durmuyor. Çünkü kilise Sırplar için çok stratejik bir kurum ve kendi etkilerini Karadağ’da sürdürmek için en etkili araç. Sırplar taç giyme ın diğer bir korkusu ise Karadağ’da olası bir kilise merkezinin kaybının olması durumunda gelecekte aynı senaryonun Kosova’da da çıkma ihtimali. Çünkü Karadağ her kilisenin kendi sahipliğini tapu kayıtlarında ispat etmesi gerektiği yönünde bir yasa çıkardı. Tapu kayıtları olmayan kiliseleri ise devlet el koyacak.  Devlet olarak Karadağ, bu yasayı ne kadar uygulayabilir tartışmalı, ancak yasanın varlığı bile Sırpları endişelendiriyor. Bu bakımdan Sırbistan’ın ve Rusya’nın Karadağ’daki etkinliğini sürdürmesinin en etkili yollarından biri istikrarsızlık yaratmak.

Karadağ’daki gelişmeler Balkanlar için çok önemli, çünkü Karadağ’da yeni bir Ukrayna senaryosu uygulamaya konulmaya çalışılıyor. Hırvatistan Cumhurbaşkanı Zoran Milanoviç, “Balkanlarda ciddi gelişmeler yaşanıyor. İnsanlar sanki savaş olmamış ve 90’ları unutmuş gibi hareket ediyor” diyerek durumun ciddiyetini ortaya koymaya çalıştı.

Ilgili Haberler