Bayram POMAK
Kosova’nın BM yönetimi altına girmesinden bu güne, yani 1999’dan bu yana kuzey sorunu olarak adlandırılan bir sorunu bulunmaktadır. Kosova yüzölçümünün %17’sini kapsayan bu coğrafyada 150 bin Sırp yaşamaktadır. Her ne kadar küçük bir bölge olsa da sorun ve sıkıntıları büyük bir bölgedir. 1999 – 2008 yılları arasında Birleşmiş Milletler ve Kosova kurumları tarafından ortak yönetilen bölge 2008 tarihi itibarı ile Kosova Hükümeti tarafından yönetilmeye başlansa da fiilen ne Birleşmiş Milletler ne de Kosova hükümeti bölgede bir kontrol sağlayamadı. Hukuken BM 1244 sayılı kararla yönetilmesi gereken bölge fiilen Sırbistan ve Sırbistan’ın kontrolünde bulunan yasadışı gruplar tarafından yönetildi.
2011’de Kosova ile Sırbistan ilişkilerinin normalleştirilmesi için AB arabuluculuğunda Belgrad – Priştine diyalog süreci başladı. Bu süreç içerisinde 2013 yılında bu bölge de ‘‘Sırp Belediyeler Birliği’’ kurulması anlaşması imzalandı. Ancak o dönemin muhalefet lideri, bugün ise başbakan olan Albin Kurti bu anlaşmaya karşı çıkarak anlaşmayı anayasa mahkemesine gönderdi. Sadece anayasa mahkemesine göndermekle kalmayarak aynı zaman da sokak gösterileri organize etti. Anayasa mahkemesi anlaşmanın 16 yerinde Anayasaya aykırılık olduğu kararını verdi.
Kurti’nin argümanı bu anlaşmanın Bosna Hersek’te olduğu gibi Kosova içerisinde de yeni bir ‘Sırp Cumhuriyeti’nin kurulmasının yolunu açacağı idi. Nitekim o dönemden bu güne bu yapınun kurulması ile ilgili herhangi bir adım atılmadı. Zaman içerisinde muhalefet lideri Albin Kurti seçimleri kazanıp başbakan oldu. Kurti, hükümete geldiğinde Sırbistan ile diyalogunun önceliğinin olmayacağını ve farklı politikalar uygulayacağını açıkça belirtiyordu. Ancak uluslararası aktörler bunun Kurti’nin insiyatifinde olamayacağı ve diyalog sürecinin devam edeceği konusunda mesajlar gönderiyordu.
Nitekim Kurti başa geçtiğinde, Kosova’nın kuzeyinde herhangi bir sorunun bulunmadığını, tek sorunun Sırbistan’ın desteklediği suç örgütleri olduğunu dile getirdi. Bu bakımdan Kurti hükümetinin kuzey’de suçla mücadele ve Sırbistan ile mütekabiliyet ilkesinin olduğunu açıkladı ve hükümet tarafından kuzeydeki yasadışı suç örgütlerine karşı operasyonlar düzenlenmeye başlandı. Aynı doğrultuda Sırplar tarafından kullanılan Sırbistan araç plakalarının yasadışı olduğu ve bu araçların trafikten men edileceği duyuruldu. Sırbistan ise bu operasyonların suç örgütlerine yönelik gibi gösterilip aslında Sırp halkına karşı yapıldığını iddia ederek bütün bu hamlelere karşı, kuzeyde gerginliği artırmaya ve barikatlar kurmaya başladı. Ukrayna savaşının gölgesinde gerçekleşen bu olaylar Avrupa Birliği’ni alarma geçirdi. Sırplar, bütün bu olanları boykot etmek maksadıyla tüm Sırp memurlar, polisler vs. belediye başkanları Kosova kurumlarından istifa etti.
Gelişmeler üzerine hükümet tarafından Sırplara birkaç kez geri dönmeleri çağrısı yapıldı. Sırplar herhangi bir cevap vermedikten sonra YSK tarafından kuzeydeki belediyelerde seçim tarihleri ilan edildi. Kasım 2022’de yapılması gereken seçimler, Batı’nın talebi ile Nisan 2023’e ertelendi. Yapılan görüşmeler sonucu Kosova hükümeti Nisan 2023’te kuzeyde seçimleri yapabildi. Ancak bu seçimler Sırplar tarafından boykot edilerek seçimlere katılmadılar. Seçime sadece Arnavut partileri girdi ve bölgede yaşayan az sayıda Arnavut seçimlere katıldı. Az oylarla 4 Belediyede ilk defa Arnavut başkanlar seçildi. Sırplar ise bu başkanları hiçbir zaman kabul etmeyeceklerini ve bu seçimlerin meşru olmadığını iddia ettiler.
Sıra Belediye başkanlarının göreve başlamasına gelince, uluslararası toplum gerginliğin daha çok artmaması için seçilen başkanların görevlerini belediye binaları dışında yapmalarını Kosova hükümetinden istedi. Ancak hükümet bunun kabul edilemeyeceğini, uluslararası toplumun bu seçimleri ve sonuçlarını kabul ettiğini belirterek yasaların gerektirdiği neyse onun yapılacağını söyledi. Belediye başkanları, belediye binalarına girmeye başladığında Sırplar belediye binalarının girişlerini tutmaya ve protesto etmeye başladı. Burada gerginlik üst seviyeye çıktı ve Kosova Polis Özel Birlikleri ile NATO/KFOR askeri müdahaleye başladı. Olaylar dünya medyasının manşetlerine taşındı.
Avrupa Birliği ve ABD başbakan Kurti’den geri adım atması ve olayları tırmandırmamasını istedi. Kurti ise burada yapılan uygulamanın tamamen kanunları uygulamakla alakalı olduğunu belirterek geri adım atmadı. Bunun üzerine ABD ve AB Kosova başbakanının batı ile işbirliği yapmadığı ve işleri kolaylaştırmadığı gerekçesiyle bunun sonuçlarına katlanacağı şeklinde açıklamalar yapmaya başladı. Bu açıklamaların hemen ardından Kosova Güvenlik Güçleri NATO tatbikatı olan ‘Defender Europe 21’’ tatbikatından çıkarıldı. ABD ve AB: hükümetten gerginliğin azaltılması; Kuzeyde seçimlerin yeniden yapılması ve diyaloga geri dönülmesi talebinde bulundu.
Başbakan Kurti ise bu taleplerin yerine getirilmesi için NATO askerleri, Kosova polisi ve gazetecilere şiddet uygulayanların yargılanması; Suç gruplarının Sırbistan’a uzaklaştırılması ve bunların ardından ancak seçimlerin yapılabileceği cevabını verdi.
Batılı yetkililer yaptıkları tüm açıklamalarda başbakan Kurti’yi işbirliğine kapalı biri olarak değerlendirmeye başladılar. Bunun üzerine AB, Kosova için geçici yaptırım önlemleri kararı aldı. Bu kararlara göre AB’nin bazı fonları kesilecek, Kosova hükümeti üst düzey toplantılara davet edilmeyecek ve ikili ziyaretler olmayacak. AB’nin bu açıklamalarından sonra muhalefet ise hükümeti ülkeyi yalnızlaştırmak ve müttefiklere karşı düşmanca davranmakla suçluyor. Kurti ise AB’ye karşı eleştirel olduklarını ama bunun düşmanca bir tavır olmadığı açıklamasını yaptı.
ABD yetkilileri Ukrayna savaşı devam ederken Balkanlarda başka bir sorunla uğraşmak istemedikleri açıklamasında bulunuyorlar. Bu durumun Rusya’nın işine geldiğini belirtiyorlar. Batı burada seçimlerin yeniden yapılması ve Kosova hükümetinin ‘‘Sırp Belediyeler Birliği’’ anlaşması yükümlülüklerini yerine getirmesini bekliyor. Kurti hükümeti ise bu yapıya tamamen karşı. Kurti’nin bu davranışı hükümetin düşebilme ihtimalini kuvvetlendiriyor. Medya’nın hükümetin bazı skandallarını tam bu dönemde ortaya atması ve muhalefetin meclisi tamamen bloke etmek için boykot etmesi, yeni bir seçim olma ihtimalini güçlendirmekte.
Burada hatırlamamız gereken konu şu aynı Kurti hükümeti sadece Washington anlaşmasına karşı çıktığı için pandeminin ortasında düşürüldü. Anlaşma imzalandıktan sonra yeniden seçimler yapıldı ve Kurti % 51 alarak tek başına iktidara geldi. Hükümet düşürülüp seçimler yapılsa bile Kurti yeniden birinci olarak çıkacaktır. Ancak bu sefer tek başına iktidar olamayacak ve koalisyon hükümeti kurmak zorunda kalacaktır. Seçimlerin tekrar yapılmasını planlayanlar Kurti’nin gücünü kırıp, koalisyon ortakları ile hükümeti kontrol etmek istiyorlar.
Meselenin ayrıca uluslararası boyutuna değinmekte fayda var. Kurti aynı şekilde ‘‘Açık Balkan’’ projesine de karşı. Bu yüzden Kosova’nın bu oluşuma katılması için ayrıca Sırbistan ile bir anlaşma imzalaması gerekiyor. İşte uluslararası toplumun bu meseleye bu kadar fazla angaje olmasının altında yatan en önemli nedenlerden biri de ‘‘Açık Balkan’’ projesinin hayata geçirilmesidir.