Kosova’da Nesiller Değişiyor ama Siyasi Parti Başkanları Hep Aynı

Bayram POMAK

Kosova, bağımsızlıktan günümüze kadar istikrarlı bir hükümete hiç bir zaman sahip olamadı. Bağımsızlıktan hemen sonra kurulan hükümetler sorunların çözümü konusunda her zaman yeni bir ülke olma mazeretini ileri sürdü. O günden bu yana kurulan her hükümet bir öncekinden hem daha kötü hem de daha kısa ömürlü oldu. Geldiğimiz durum ise bir sürü partiden oluşan bir koalisyon, mecliste kıl payı çoğunluğu sağlayan bir hükümet ve işlevsiz bir parlamento. İşin kötüsü ise oluşan bu durumun verdiği rahatsızlık ve ümitsizliktir. Çünkü herkes hükümet bozulup seçimlere gidilse bile herhangi bir şeyin değişmeyeceğini biliyor.

Peki, bu durumu yaratan sebep veya sebepler nelerdir? 1999 yılında Sırbistan yönetimi gidip yerine BM idaresi ve Kosova Öz yönetim Geçici Kurumları geldiğinde, ülke yeni bir durumla karşı karşıya kaldı. Kosova, tarihinde ilk defa özgür ve demokratik seçimini 2001 yılında yerel yönetimlerini seçerek yaptı. Ülke gerçek anlamda çok partili sistemle o zaman tanıştı. Kosova’nın tanıdığı tek bir parti vardı LDK. 1989’da kurulmuş olan bu parti UÇK ile birlikte Kosova davasını ileriye taşıdı. 2000 yılında UÇK’nın eski komutanları siyasi partiler kurdu ve seçimlere katıldı.

2000 yılında kurulan bu partilerden bugüne kadar tam olarak 18 yıl geçti. Bu partilerin kurucu başkanları halen bu partilerin başında durmaktadır. O gün oy verme hakkı olmayan nesiller bugün artık üniversite mezunu ve hayata karışmış; 2000 yılında doğanlar ise bugün oy verme yaşına gelmiştir. Nesiller değişmekte ama bu kişiler hala partilerin başında durmaktalar. İşin kötüsü bu siyasi parti başkanlarının hiç bir başarısı bulunmamaktadır. Aksine partileri sürekli oy kaybetmekte ve barajın altında kalma tehlikeleri sürmektedir. Buna rağmen hiç bir siyasi parti başkanının bırakıp gitmek gibi bir niyeti bulunmamaktadır.

Bu siyasi yapı bu ülkeyi hiç bir yere taşıyamaz. Zaman geçmekte, dünya değişmekte, dünyayla birlikte bölge değişmekte ama siyasette söylem hala aynı kalmaya devam etmektedir. Siyasi partiler sorunlara çözüm üretememekte ve kendilerini yenileyememektedir. Bunu yapamadıkları gibi, ülkeyi sadece geriye götürmekte ve her geçen gün daha büyük krizlerin çıkmasına zemin hazırlamaktalar. Her gelen hükümet bir önceki hükümetten daha kötü ve işlevsiz olmuştur. En son hükümet ise işlevsizlikte zirveye ulaşmıştır. Başbakan kesinlikle bakanlarını kontrol edememekte, meclis başkanı başka bir telden, başbakan başka bir telden, bakanlar ayrı telden çalmaktalar.

Bu gözü doymaz siyasiler artık siyasetin boğazını tıkamış ve ülkeyi uçuruma doğru götürmektedir. Koltuklarına o kadar sevdalılar ki neredeyse mezarlarına bile koltuklarıyla gidecekler. Kendilerine parti içinde herhangi bir potansiyel rakip çıktığında hemen onları satın almakta, ağızlarına bir parmak bal sürerek susturmaktalar. Bunu yapamadıklarında partiden ihraç etmekteler. Satın alabildikleri kişiler artık onların en sadık adamları olmuşlardır. Aynı şekilde bu parti başkanları kendi koltuklarını sağlama almak için kendi klanlarını kurmuşlardır. O klanlar bu kişi(ler)den nemalanmakta, onun gücünden faydalanmaktadır. En küçük bir tehlike karşısında tehlikeyi bertaraf etmek için harekete geçmekteler. Potansiyel tehlikeyi bertaraf etmek için her türlü yöntemi kullanmaktan çekinmemektedirler. Yalan uydurup iftira etmekten en küçük bir çekince bile göstermezler.

Bu kişiler ve klanları bertaraf edilmeden, Kosova, girdiği bu girdaptan kolay kolay kurtulamaz diye endişe ediyorum. Çünkü bu şekilde devam ettiği sürece kurulacak olan hiç bir hükümet istikrarlı ve uzun vadeli olmayacaktır. Siyasi istikrarı olmayan bir ülke ne yatırım sağlayabilir ne de ülke sorunlarını çözebilir. Bu yüzden artık bu beyefendilerin siyasetten çekilmeleri ve partilerini başkalarına bırakmaları şarttır.

Ama 18 yıl boyunca koltuklarına yapışmış olan bu başarısız ve gözü doymaz kişiler asla o koltukları bırakmaz. Bu yüzden Kosova halkı ve özellikle gençler alternatifler üretmelidir. Ancak bu alternatifler değişim yaratabilir. Kosova’nın nüfusu genç bir ülke olsa bile, gençliği en pasif ülkedir. Gençler zorla siyasi partilerde ve sivil toplum kuruluşlarında faal olmaktadır. Eğer bu ülkede bir şeyler değişecekse bunu da başaracak olanlar sivil toplum ve siyasette aktif olan gençler olacaktır. Bu yüzden gençler siyasette ve sivil toplumda mutlaka aktif olmalıdır. Gençleri buna teşvik edecek olanlar da öğretmenlerdir. Öğretmenler gençleri mutlaka toplumda ve sivil toplum vb. kuruluşlarda aktif olmaya teşvik etmelidir. Toplumda gençler aktif olmadıkları sürece toplumu sömüren, toplumun nefes borusunu tıkayan bu açgözlü insanlar değil 18 yıl, 36 yıl daha koltuklarında kalmaya devam edeceklerdir.

Karanlığa lanet okumakla etraf aydınlanmaz, mum yakmakla etraf aydınlanmaya başlar. Hiç bir şey yapamıyorsanız en azından bir mum yakın!

Ilgili Haberler