Albin Kurti Kudüs’e Gider mi?

Bayram Pomak

Son üç yıldır Kosova siyasetinde olan gelişmeler tam anlamıyla baş döndürücü. Sürekli seçimlerin yapılması, liderlerin Lahey’e götürülmesi gibi birçok büyük olay… Normal şartlarda değil Kosova, gelişmiş ülkelerin bile kolay kolay kaldıramayacağı hadiselerdir. Pandemi döneminde bile tüm dünya kapanırken Kosova, mevcut hükümeti düşürmekle meşguldü. Tabii ki bunların hepsi Kosova’nın iç siyasetiyle sınırlı şeyler değildi. Çünkü 2019 parlamento seçiminden Kosova halkının istediği ama uluslararası toplumun işine gelmeyen bir sonuç çıkmıştı. Nitekim 51 gün sonra da Kurti hükümeti gitti.

Düşürülen Kurti hükümetinden sonra kurulan Hoti hükümeti 4 Eylül 2020’de Washington’da Sırbistan’la ekonomi ağırlıklı bir anlaşma imzaladı. Ancak anlaşma maddelerinden öne çıkanı ve tartışma yaratanı İsrail ile alakalı olanı oldu.Bu maddeye göre Kosova ve İsrail diplomatik ilişki kuracak, Sırbistan ise Tel Aviv’de olan büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacaktı. Kosova yönetiminin bu maddeyi seve seve kabul etmesi hem AB’nin hem Türkiye’nin hem de Arap Ligi’nin tepkisini çekti. Buna rağmen Kosova yönetimi “ABD’nin sözünden çıkamayız” gibi bir mazeret üretme yoluna gitti.

Hoti hükümeti Anayasa Mahkemesi kararı ile meşruiyetini yitirip seçime gidilmesinden sonra Albin Kurti bir yıl gibi kısa bir süre içerisinde güçlenerek geldi. Kosova seçim tarihinde en fazla oy oranını alarak neredeyse tek başına hükümeti kurabilecek sayıya ulaştı. Kosova’da bugüne kadar tek başına iktidar olabilecek tek parti oldu. Hükümeti kurmak için gereken 61 sandalyenin 58’ini almış bir parti. Halk, yapılan bu haksızlıkları görerek mağdurun yanında durdu ve iktidarı Vetevendosje Hareketine verdi.

Her ne kadar hükümet hala kurulmamış olsa da Kurti’nin bu zaferi tüm uluslararası aktörler tarafından kutlandı. Henüz başbakanlık koltuğuna oturmamışken şimdiden iki büyük konuyu kucağında buldu. Birincisi Sırbistan’la olan diyalog, diğeri de Kudüs’te açılması planlanan Kosova büyükelçiliği konusu.

Sırbistan-Kosova diyalogu AB özel temsilcisi Miroslav Lajçak Kosova ve Sırbistan’ı ziyaret etti. Ziyareti esnasında bunun bir bilgilendirme ziyareti olduğunu açıklayan Lajçak, şimdiye kadar olan süreci anlattıklarını belirtti. Dışarıdan gelen diyalog mesajlarına rağmen Kurti diyalogun öncelikleri arasında olmadığını, önceliklerinin adalet ve işsizlik olduğunu belirtti. Diyalogun ise dördüncü veya beşinci sırada olduğunun altını çizdi. Lajçak’la yaptığı görüşmeden sonra da bu açıklamasını yineledi. Ancak Lajçak Priştine’den sonra Belgrad’a yaptığı ziyarette yaptığı açıklamasında “Kurti için iç politikada adalet ve işsizlik öncelikli olabilir,fakat dış politikada önceliğin diyalog olması kaçınılmazdır” ifadelerini kullandı. Aynı şekilde ABD Batı Balkanlar özel temsilcisi Mathew Palmerda Sırbistan-Kosova anlaşması için herhangi bir tarih olmadığını, ama bunun Beyaz Saray için acil konular arasında olduğunu belirtti. ABD Kosova büyükelçisi Philip Kossnet de “sizin önceliklerinizi dünya beklemez” mesajını açıktan verdi. Dolayısıyla hükümet kurulmadan önce yapılan bu açıklamalar Kurti’yi zorlayacağı ve bunun önümüzde kurulacak olan hükümetin ana konularından biri olacağını gösteriyor.

Bir diğer konu ise Kosova’nın Kudüs’te açılması planlanan büyükelçiliği olacaktır. 1 Şubat 2021 tarihinde Dışişleri Bakanı Meliza Haradinaj ile İsrail Dışişleri Bakanı arasında Gabi Ashkenazi tarafından imzalanan Diplomatik İlişkileri Tesis Etme Anlaşması ile Kosova’nın Kudüs Büyükelçiliği’nin açılması da karara bağlandı. Avrupa Birliği ve Türkiye bu konudaki görüş ve itirazlarını dile getirdiler. Seçimlerden hemen önce Vetevendosje’nin ikinci adamı Glauk Konjufca bir televizyon programında yaptığı açıklamada AB’nin talep etmesi durumunda bu kararın gözden geçirilebileceğini ifade etmesi ve Kurti’nin hükümetin tüm kararlarının gözde geçirileceğini belirtmesi sonucu Kudüs Büyükelçiliği konusu gündeme oturdu. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Albin Kurti’ye gönderdiği tebrik mektubunda “Ayrıca, partinizin, iktidara gelmesi halinde Kosova’nın Kudüs’te Büyükelçilik açma taahhüdünün gözden geçirilmesini öngören tutumunu öğrenmekten memnuniyet duydum. Kosova’ya büyük zarar verebilecek böyle bir adımdan kaçınılmasının faydalı olacağı kanaatindeyim.”ifadeleri İsrail çevrelerinde büyük rahatsızlık uyandırdı. Nitekim Associated Press, The Times of Israel ve Haaretz gazeteleri “Türkiye’nin baskıları sonucu Kosova Büyükelçiliği Kudüs’te olmayabilir” başlıklarıyla çıktı.

Burada Albin Kurti’nin durduğu yere bakmak lazım. Albin Kurti Kosova ve Sırbistan diyalogu meselesinde, Hashim Thaçi’den farklı olarak, her zaman Avrupa Birliği ile beraber hareket etti. Anlaşma neticesinde toprak alışverişi olması konusunu ABD/Trump desteklerken başta Almanya olmak üzere, AB her zaman karşı çıktı. Aynı şekilde Albin Kurti hükümetinin düşürülmesinde ABD merkezi rol oynarken AB ülkeleri daha geride kaldı ve güven oylamasının gözden geçirilmesi çağrıları yapıldı. Diğer yandan Albin Kurti Kosova’nın dış politikası bakımından Türkiye’yi önemli bir aktör olarak görüyor. ABD, Almanya ve Türkiye’nin Kosova’nın dış politikası ve güvenliği için önemli olduğunu düşündüğü için dış politikayı bu tez üzerinden şekillendirecektir.

Albin Kurti’nin AB ile hareket etmesi ve ideolojik kökeni olarak solcu ve anti emperyalist olması Kudüs meselesine bakışını şekillendirmiştir. Kosova Kudüs’te büyükelçilik açma konusunu değiştirebilir mi?  Eğer AB ülkeleri bu konuda Kurti’nin arkasında durursa belki konuyu öteleyebilir. Ancak Kosova eski Anayasa Mahkemesi başkanı Enver Hasani’nin yorumuna göre Büyükelçilik veya konsolosluk açma yerini sadece ev sahibi ülkenin belirleyebileceğini belirtmesi Kosova’nın bundan sonra yapacak çok fazla bir şeyi olmadığını gösteriyor. Ama Kurti büyükelçiliğin açılışını erteleyebilir. Diğer taraftan Netanyahu’nun tebrik mesajında Kurti’yi Kudüs Büyükelçiliğini açma davetine Kurti anlamlı bir mesaj verdi. Kurti, İsrail ile kurulan diplomatik ilişkileri değerli bulduklarını belirttikten sonra iki taraf için uygun olan bir zamanda İsrail’i ziyaret edeceğini belirtmiştir.

Eğer Kurti’nin başbakanlığında Kudüs’te Kosova büyükelçiliği açılırsa büyük ihtimalle Kurti açılışa katılmayacaktır. Hem AB hem de Türkiye ve diğer ülkelerin tepkisini çekmemek hem de köken itibariyle geldiği ideolojik nedenlerle bu açılışta yer almayacaktır.

Albin Kurti’nin bugüne kadar sergilediği duruş ve düşünceleri kendisini başbakan olarak zorlayacaktır. Yukarda bahsettiğimiz iki önemli konu başta olmak üzere diğer zorlu konuların hepsi Kurti’nin önüne gelecektir. Kurti’nin kendi düşündüğü şekilde hareket edebilmesi dış baskılara ne kadar dayanabileceğine bağlı olacaktır. Dış baskıların olmaması ve Kosova’nın rahat bırakılması halinde ise Kosova’nın başına ilk defa gelmiş olan güçlü bir hükümet Kosova’nın kalınmasınıncönünü açabilir.

Hem Kurti’yi hem de Kosova’yı zor bir dönem bekliyor.

 

 

Ilgili Haberler