Bayram POMAK
İran ile Arnavutluk, iki farklı coğrafyada bulunan, komşu olmayan ve birbirlerinden 3500 km uzaklıkta iki ülkedir. Bu kadar uzak olmalarına rağmen son on yıldır iki ülke arasında düşmanlık rüzgarları esmektedir. Düşmanlık rüzgarları, Arnavutluk’un İran rejimi karşıtları olan ‘Halkın Mücahitleri Örgütü’nü ülkesine kabul etmesiyle başladı. Peki bu ‘Halkın Mücahitleri Örgütü’ nedir ve Arnavutluk süreci nasıl başlamıştır?
‘‘Halkın Mücahitleri Örgütü’’ 1965 yılında kurulmuş ve İran devriminin gerçekleşmesine katkıda bulunan 80 örgütten biridir. Devrimden sonra, örgütün fikirleri Ayetullah rejimine uygun olmadığı için zaman içinde Devrimcilerin düşman listesine eklenmiştir. Örgüt, daha demokratik ve açık fikirleri benimserken, Ayetullah rejiminin dini fikirleri ve yönetimine karşı gelmeye başlamıştır. Nitekim taraftarları önce 1981 yılında, daha sonra da 1988 yılında şiddetli baskılara maruz kalmış ve taraftarlarının çoğu ya öldürülmüş ya da uzun yıllar zindanlarda kalmıştır. İran-Irak savaşında, Saddam Hüseyin’in davetiyle yönetim kadrosu Paris’ten İran sınırında bir yerde daha önce öldürülen bir liderlerinin ismini alan ‘‘Eşref’’ kampını kurmuşlardır. Buradan İran rejimine karşı faaliyetlerini devam ettirmişlerdir. Daha sonra 1997 yılında ABD ve 2000 yılında AB tarafından terörist listesine girmişlerdir.
2003 ile 2009 yılları arasında İran rejimine karşı faaliyetlerini sürdürürken, 2009’da ABD’nin Irak’tan ayrılmasıyla birlikte bu örgüt için yeniden zor günler başladı. Örgüt, 2003 yılında silahlarını teslim ettiği için özel bir grup olarak faaliyetlerine devam etmiştir. Ancak terör listesinden çıkarılması 2013’ü bulmuştur. ABD’nin çekilmesiyle İran rejiminin Irak hükümetindeki ağırlığı neticesinde Irak hükümeti, bu kampta bulunan örgüt üyelerine baskılarını ciddi şekilde artırmaya başlamıştır. Bu örgüte karşı yapılan baskılar sadece Irak hükümetinden değil, aynı zamanda öldürülen İran’lı komutan Kasım Süleymani tarafından da yapılmıştır. ABD’nin çekilmesiyle birlikte ‘‘Eşref’’ kampı zorla dağıtılmış ve örgüt mensupları daha önce bir ABD kampı olan ‘‘Liberty’’ kampına yerleştirilmiş, daha sonra bu kamp ‘‘Eşref 2’’ ismini almıştır.
‘‘Eşref 2’’ kampı İran tarafından daha büyük baskılara maruz kalmış ve zaman zaman kamp bombalanmıştır. Bunun üzerine örgüt lideri Meryem Racavi, ABD’den örgüt mensuplarının gidebilecekleri başka bir yer talep etmiştir. Racavi’nin bu talebini ABD Kongresi kabul ederek üçüncü ülkelere BM ile birlikte örgüt mensuplarını kabul edebilecek ülkelere çağrı yapmıştır. Hiçbir ülke böyle bir örgütü alarak İran’la karşı karşıya gelmeyi göze alamamıştır. Ancak Arnavutluk, ABD’nin bu çağrısına olumlu cevap vererek bu konuda gönüllü olmuştur. ABD, Arnavutluk’un bu jestine olumlu karşılamıştır. Bunun üzerine örgüt üyeleri 2013 yılında gruplar halinde Arnavutluk’a gelmeye başlamıştır.
Arnavutluk, örgüt üyelerini Durs kentinin yakınındaki Manez köyüne yerleştirdi. Bu köyde ilk başta dağınık olarak ve belirli yerlerde kalan üyeler daha sonra ‘‘Eşref 3’’ kampını inşa etmeye başladı. ‘‘Eşref 3’’ kampı 18 ay içinde inşa edildi. Bu kampın finansmanı, örgüt üyelerinin İran’da, Avrupa’da, ABD’de ve Kanada’da bulunan sempatizanlarından sağlandığını belirtmişlerdir. Büyük kampın içinde yaklaşık 3000 kişi barınmaktadır. Bunların çoğu daha önce İran’a karşı silahlı olarak çatışan kişilerdir. Kampın içinden, sosyal medya üzerinden ve çeşitli faaliyetlerle İran rejimine karşı propaganda yapmaktadırlar.
İran, Arnavutluk’un bu kararını hoş karşılamamış ve Arnavutluk’a onların tabiriyle ‘‘Halkın Münafıkları Örgütü’ne destek vermeyi bırak ve bu yanlıştan dön çağrısı yapmıştır. Arnavutluk ile İran’ın ilişkilerinin tamamen koptuğu Dönem Kasım Süleymani’nin öldürüldüğü zaman da oldu. Süleymani’nin öldürülmesinden sonra Hamaney, Arnavutluk için “ABD’nin Avrupa’daki küçük şeytanı” ifadesini kullanmıştı. İran’ı karıştırmak isteyen grupları ülkesinde barındıran “küçük şeytan” ifadesi kullanıldı.
Bunun üzerine Arnavutluk, iki İran’lı diplomatı sınırdışı etti. Arnavutluk’un bu hamlesi sonrası 15 Temmuz 2022 tarihinde devlet sitelerine ciddi siber saldırılar yapılmaya başlandı. Tüm internet altyapısı neredeyse çalışamaz hale geldi. Arnavutluk, yaptıkları incelemelerde bu saldırıların arkasında İran’ın olduğunu tespit ettiklerini açıkladı. ABD ve NATO, Arnavutluk’a destek verdi. Bu saldırı, İran’ın ilk defa bir NATO ülkesine yaptığı saldırıydı. Bunun üzerine Arnavutluk başbakanı Edi Rama, 9 Eylül 2022 tarihinde İran’la tüm ilişkilerini kestiklerini ve İran’ın 24 saat içerisinde tüm diplomatik ve idari personelinin ülkeden ayrılması çağrısı yaptı. İran büyükelçiliğinin tüm personeli 24 saat içerisinde ülkeyi terk etti. İran ise hiçbir zaman bu saldırıların arkasında olduklarını kabul etmedi. Saldırıların ardından Başbakan Edi Rama, Ekim 2022’de İsrail’in daveti üzerine Kudüs’e gitti. Kudüs’te İsrail başbakanı Yair Lapid ile siber saldırılara karşı önlem almak için anlaşma imzaladı.
Halkın Mücahitleri Örgütü, bugün faaliyetlerini Durs kentinin Manez köyünde devam ettiriyor. Büyük bir alanda kurdukları kampta yaşamlarını sürdürüyorlar. Her ne kadar Arnavutluk burada kalmalarına izin verse de, geçtiğimiz aylarda kampa büyük bir baskın düzenlendi. Bazı üçüncü ülkelere yapılan siber saldırıların burada gerçekleştirildiği tespit edildikten sonra polis buraya baskın yaparak 150 bilgisayara el koydu. Polisin bu baskısı üzerine örgüt üyeleri ayaklandı ve polise direndi. Örgüt üyeleri, Arnavutluk’un İran ile el altından pazarlık yaptığı suçlamalarında bulundu. Arnavutluk, hiç kimsenin sınır dışı edilmeyeceğini ancak topraklarında suç işlenmesine izin vermeyeceklerini açıkladı.
Arnavutluk, ABD’nin talebi üzerine bu örgütü kabul etti. Ancak hiç kimse böyle bir şeyi yapmazken Arnavutluk’un bunu yapması bazı çevreler tarafından tenkit edildi. İran, siber saldırılarını hala devam ettiriyor. Şu anda Arnavutluk ile İran arasında diplomatik ilişkiler tamamen kesilmiş durumda. Arnavutluk, ABD dünyada nerede sıkışırsa oradaki kişileri kabul etmekte adeta yarışıyor. ABD’nin gözüne girebilmek için her şeyi yapıyor. Aynı şekilde Afganistan’daki ABD’nin Afgan çalışanları ve aileleri de Arnavutluk’a yerleştirilmişti. Arnavutluk, ABD’nin deposu olmaya devam ediyor. Arnavutluk, bu örgütü barındırdığı sürece İran’ın siber saldırıları devam edecek.