22 Mayıs 1992’de New York’ta East River kıyısındaki BM karargahı önünde Bosna-Hersek bayrağı çekildi. Bu eylem aynı zamanda sembolik olarak Bosna-Hersek’in dünyanın en büyük örgütü olan Birleşmiş Milletler’e kabulüne de işaret ediyordu.
Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı tarafından sadece 17 gün önce kabul edilen BM’nin önüne, 5 Mayıs’ta altı zambaklı bir bayrak dikildi. BM üyeliği aynı zamanda genç bağımsız devletin saldırıdan korunacağı ve BM sözleşmesinin meşru müdafaa hakkına atıfta bulunan hükümlerini tam olarak uygulayabileceği anlamına geliyordu.
Ne yazık ki, Lord Owen’ın Bosna Hersek halkına hitaben “Hayal kurma” sözlerinde vücut bulan “Realpolitik”in tüm BM belgeleri, beyannameleri, kararları ve ilkelerine kıyasla çok daha ağır olduğu ortaya çıktı.
Bosna-Hersek ve yurtseverleri, Birleşmiş Milletler’e kabul edilmelerine rağmen, devlet ve medeniyet değerlerinin savunulması için eşitsiz bir mücadelede hayatlarını feda etmek zorunda kaldılar. Yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve üyesini korumaması yetmezmiş gibi, BM Güvenlik Konseyi daha önce Yugoslavya ülkelerine silah ithalatına ambargo koymuştu, öyle ki bağımsız Bosna Hersek kendini silahlandıramıyordu bile.
Birleşmiş Milletler, 24 Ekim 1945’te, dünya İkinci Dünya Savaşı’nda Nazizm ve faşizmi yendikten sonra kuruldu ve temel fikir gelecekteki savaşları önlemekti. Birleşmiş Milletler’in tohumları, 1941’de Amerika Başkanı Franklin Roosevelt ile İngiltere Başbakanı Winston Churchill arasında, Sovyetler Birliği ve işgal altındaki dokuz Avrupa devletinin de katıldığı Atlantik Şartı’nın imzalanmasıyla atıldı.
Birleşmiş Milletler’in Bosna-Hersek’i yeterince korumamasına rağmen, BM’ye üyelik, Bosna-Hersek’in anti-faşist dünya düzenine dahil olması ve diğer ülkelerle eşit düzeyde olması anlamına geliyordu. Dayton Anlaşması, Bosna-Hersek’in iç yapısını değiştirse de, Bosna-Hersek’in bir devlet olarak uluslararası hukuk nezdinde hukuki varlığını sürdürdüğünü teyit etmiştir.
ZAVNOBiH’de devletin yeniden kurulması, 1 Mart referandumuyla bağımsızlık ve Birleşmiş Milletler’e kabul, Bosna-Hersek’in güçlü bir anti-faşist geleneğe ve uluslararası tanınmaya sahip modern bir devlet olarak uluslararası çerçevede şekillendiği üç kilit noktadır./Balkan Postası