AFGANİSTAN VE BALKANLAR

Bayram POMAK

Geçtiğimiz günlerde ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi dünya gündemine oturdu. Mesele birçok yönden tartışıldı, görüşüldü. Aslında tam olarak da orada neler olup bittiğini kimse anlayamadı. Birilerine göre ABD kaybetti, birilerine göre ise bu ABD’nin taktiksel bir çekilmesi idi. Bütün bu tartışmalardan anlaşılan bir şey varsa o da dünyanın gerçek anlamda Afganistan veya Taliban hakkında çok fazla bir bilgisinin olmadığıydı. Batı medyasının insanların kafasına işlediği bir Afganistan ve Taliban imajından başka ortada herhangi bir bilgi olmadığı görüldü. Aslında kişisel gözlemim önceleri oluşturulan vahşi, barbar Taliban imajının yavaş yavaş dünyanın gözünde değiştirilmeye çalışıldığı yönünde. Zaman geçtikçe herkes bu Taliban örgütünde olanlar da “insanmış” demeye başlayacak gibi. Şeytan ayrıntıda gizlidir. Bugün Afganistan’da ne olduğunu zaman içerisinde göreceğiz. Belki o zaman  anlamaya başlayacağız ama muhtemelen iş işten geçmiş olacak.

Afganistan olayı patlak verdikten sonra gelişen olaylar ve ortaya dökülen bilgiler meselenin Balkanlar’da başladığını göstermekte. Sırbistan’ın Meclis Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı İvicaDaçiç, Taliban ile Afganistan Hükümeti arasındaki müzakerelerin 2019 yılında Sırbistan’da başladığını belirtti. Hatta o dönemde Taliban temsilcilerinin Sırbistan’a gelebilmeleri için kara listeden çıkartıldığını da açıkladı. Ancak büyük güçlerin müzakerelerin Sırbistan’da devam etmesini istemediklerini ve müzakereleri Doha’ya taşıdıklarını ifade etti. Daçiç, bu görüşmelerin gizli olduğu için hiçbir zaman açıklamadığını fakat artık herşey gün yüzüne çıktığı için bunları açıkladığını belirtti.

Diğer yandan ABD Afganistan’dan çekilirken, ABD ordusunda çalışmış olan Afganları yerleştirecek yer aramaya başladı. Bunun için de en ideal yerler Arnavutluk ve Kosova oldu. Arnavutluk ve Kosova ABD’nin bu çağrısına hemen olumlu cevap verdi ve Afganları kabul edeceklerini belirtti. Aslında Kosova Başbakanı AlbinKurti, Afganların yerleştirilmesi için ABD ile Temmuz ayının ortalarından itibaren görüştüklerini belirtti. Yani aslında baştan itibaren Afganların bir kısmının Balkanlar’a yerleştirileceği belirlenmişti.

Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Afganları alacaklarını açıkladıktan sonra batı medyasının ilgi odağı oldu. Bir sürü medyaya demeç veren Rama, bu kararı şu şekilde açıklıyordu “25 yıl önce Avrupa’nın Afganları bizdik; bizden daha iyi hiç kimse Afganları anlayamaz.” Rama ayrıca İkinci Dünya Savaşı’nda en fazla Yahudi’yi Arnavutların koruduğunu belirterek, Afganları almamanın Arnavut gelenek ve göreneklerine uygun olduğunu belirtti. Savaşın ne olduğunu en iyi Arnavutların bildiğini ve yakın tarihte bunu yaşadıklarını anlatırken Batılılar için ise savaşın, NETFLIX’te film izlemek olduğunu zannettiklerini ifade etti.

ABD daha önce de SaliBerisha zamanında ABD’nin Guantanamo’dan çıkarttığı 5 Çin vatandaşı Uygur’u almıştı. O dönemde Çin’in tepkisinden dolayı kimse buna cesaret edemezken Arnavutluk ABD’nin yanında olduğunu göstermek için Uygurları almıştı. Aynı şekilde 2008 yılında Obama döneminde Guantanamo’dan 11 mahkum Arnavutluk’a getirildi. 2011 yılında İran ile ABD müzakereleri başladığında Irak’taki kamplarında bulunan İran muhaliflerini, ABD Arnavutluk’a yerleştirmişti. Bugün bu muhalifler, ki bunlara Mücahit deniyor, halen Arnavutluk’ta bulunmaktadırlar.

Kosova’ya gelince ise, Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani, “Afganları Kosovalılardan daha iyi hiç kimse anlayamaz” diyerek Afganlarla empati kurduğunu belirtti. “Kosovalılar da 22 yıl önce mülteci idi ve onları en iyi anlayan biziz” diyerek “onlara sadece kapılarımızı değil gönlümüzü de açtık” ifadelerini kullandı. Başbakan AlbinKurti“Afganları iki nedenle kabul ediyoruz” diyerek şu gerekçeleri ileri sürdü: “Biri insani diğeri siyasi olmak üzere iki nedenle Afganları kabul ettik. İnsani boyutu, insanların orada ölmelerine izin veremezdik. Siyasi boyutu ise, biz ABD’nin yanında olduğumuzu gösterdik”.

Afganlar, Arnavutluk, Kosova ve Kuzey Makedonya’ya yerleşti. ABD’ye iltica başvuruları süresince bu ülkelerde kalacaklar. Aynı şekilde bu ülkelere de vatandaşlık başvurusu yapma hakları mevcut. Afganların ne zamana kadar Balkanlar’da kalacakları şu an için net değil; ancak bu sürecin iki yıla kadar uzayacağı belirtiliyor.

ABD’nin Balkanlar’a Afganları yerleştirme meselesini farklı bir açıdan da değerlendirmek lazım. Kosova Başbakanı Kurti, Cumhurbaşkanı Osmani ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın demeçleri işin “edebiyat” kısmı. İşin sırrı Batı’nın ve ABD’nin Balkanlar’a bakışında yatıyor. Balkanlar, her ne kadar Avrupa kıtasında olsa da aslında ABD’nin jeo-stratejik alanı olmaya devam etmektedir. ABD önderliğinde bölge NATO’ya katıldı. Birkaç ülke daha kaldı; onlarda bu süreçte NATO’ya dahil olacaklardır. Stratejik ve güvenlik olarak bölge ABD’ye gereklidir. Bunun yanında Afganistan meselesinde olduğu gibi bölge bir “DEPO” olarak kullanılmaktadır. Avrupa Birliği ise Balkanlar’ın genç nüfusundan yararlanmak, ABD gibi “DEPO” şeklinde kullanmak ve başka birkaç şekilde daha bölgeden yararlanmak istiyor. Fakat konu bölgenin AB üyeliğine gelince kesinlikle Balkan halklarını AB vatandaşları ile eşit görmek istememektedir. Daha önce ismi “Mini Schengen” olan şimdi ise “Open Balkan” (Açık Balkan) olan proje de bunun yansımasıdır. Eğer bölge AB üyesi olacaksa neden böyle bir projeye ihtiyaç var? Hiç kimse buna mantıklı bir cevap veremedi.

Sonuç olarak Afganlar meselesi üzerinden ABD ve Avrupa’nın Balkanlar’a bakışını okumaya çalışıyoruz. Batı, eylemleriyle aslında Balkanlar’ı kendisinin arka bahçesi gibi görmektedir. Arka bahçelerde ise çoğunlukla gereksiz eşyalar bırakılmaktadır.

Ilgili Haberler