Rifat Sait
24.Dönem İzmir Milletvekili
Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (BASAM) Başkanı
[email protected]
Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımızla Arnavutluk’a gittik. Yoğun ve başarılı bir programdan sonra Ankara dönüş yolundayız. Herkes de hafif bir yorgunluk var. Yanımızda Genel Başkan yardımcısı, milletvekilleri, Başkan, Genel müdür düzeyinde dostlarımız da var. ( Herhangi bir kişisel sorun olmaması için isim vermek istemiyorum.) Hemen karşımda oturan üst düzey devlet görevlisi arkadaşımızla tatlı bir tartışmaya giriyoruz. Tartışma konusu Türkiye’deki Balkan göçmenlerinin sayısı. Benim iddiam Türkiye’de en az 20 Milyon dolaylarında Balkan göçmeninin yaşamakta olduğu. Üst düzey devlet görevlisi arkadaşımız ise bunu kabul etmiyor. En fazla 5 Milyon vardır diyor. Hatta bu konuda akademik çalışma yaptığını ve devlette bulunduğu görevi gereği bunu iyi bildiğini söylüyor. Ben de Arnavut inadımdan geri dönmüyorum ve 20 Milyonda ısrar ediyorum. Hatta espri olsun diye yanımızdaki 8 kişi ile küçük bir sayım yapıyorum. Yanımızdaki iki tane Genel müdür Selanikli, karşımdaki milletvekilimiz Bulgaristan göçmeni, ben Kosovalı… Yanımızdaki bir başkan da ben göçmen değilim ama eşim Arnavut diyor. Karşımdaki üst düzey devlet görevlisine bakın diyorum bu küçük ankette bile %50 çıktı.
Amacımız kesinlikle mikro milliyetçilik değil. Ama bu gerçeğin de bilinmesi gerekir. Zira bu tartışma pek çok yerde ve zamanda yapılıyor. Özellikle de siyasette Milletvekili, Belediye başkanı, meclis üyesi gibi temsil oranlarında sık sık gündeme geliyor.
Maalesef Türkiye’deki nüfus sayımlarında 1960’lı yıllardan sonra insanlara nereli oldukları, dedelerinin nereden geldiği sorulmuyor. Sadece Türki’deki şehir soruluyor. Mesela İzmir’de en çok Manisalı vardır. Peki o Manisalıların dedeleri nereden göç etmiş? Sorulmaz.
Biz yine uçaktaki tartışmaya dönelim. Üst düzey devlet görevlisi arkadaşımız bana döndü ve sordu: “Eğer dediğiniz gibi ülkemizde 20 Milyon Balkan göçmeni varsa, o zaman bu ülkede Türkler yok mu, onlar nerede? Sivaslılar, Konyalılar nerede? ” Ben kendisine dedim ki; Balkanlardan Anadolu’ya göç etmiş Arnavut, Boşnak, Pomak, Torbeşler kendini zaten Türk gibi görür. Kökleri farklı olsa da onlar biz Türk’üz derler ve bundan gurur duyarlar. Mesela rahmetli dedem, Arnavut olmasına rağmen daha eski Yugoslavya’da yaşarlarken, kendisine nesiniz diye sorduklarında, “Elhamdülillah Türk’üz” dediğini gururla söylerdi. Zira Balkanlarda Türklük aynı zamanda Müslümanlıktır. Ayrıca bazıları da Konya-Karaman’dan Balkanlara gitmiştir. Bu üst düzey arkadaşımız göçler konusunda akademik çalışma yapmış. Türkiye’de sadece 5 milyon Balkan göçmeni vardır derken bu akademik çalışmasının arkasına dayanıyordu. Bu yüzden ben de başka bir akademik çalışmayı kendine sunmak için dönüşte Yıldırım Ağanoğlu hocamızı aradım. Bu konuyu sordum. Kendisinin biliyorsunuz bu konuyla ilgili güzel bir akademik çalışması da var. Bu akademik çalışması daha sonra İz yayıncılıktan yayınlanmış “Osmanlı’dan Cumhuriyete Balkanların makus talihi: Göç “isimli kitaba döndü. Bu kitap ilgili konudaki önemli bir kaynaktır.
Biraz matematik yapalım. Zira matematik yalan söylemez.
Yıldırım Ağanoğlu hocam diyor ki;
1877-78 (93 harbi olarak bilinir) Osmanlı-Rus harbi sonrasında Balkanlardan 1,5 Milyon insan Anadolu’ya göç etti. Vesikalarla sabit.
1912-13 Balkan savaşlarından sonra 500 Bin kişi daha göç etti.
1924 Lozan mübadelesinden sonra başta Selanik’ten olmak üzere Yunanistan’dan Anadolu’ya 400 Bin kişi göç etti.
Bu göçlerin toplamı 2,4 milyon. Üç yıl sonra yani 1927 yılında bunların yaklaşık 2,5 milyon olduğunu düşünüyorum.
Bu arada 1927 yılında Türkiye’de nüfusu sayımı yapıldı. Bu nüfus sayımında Türkiye’deki toplam nüfus 13 Milyon.
Bu verilere göre 1927 yılındaki Balkan göçmenlerinin toplam nüfusa oranı %23 dolaylarında.
1956 yılında benim ailemin de içinde olduğu Türkiye-Yugoslavya anlaşması ile Kosova, Makedonya ve Bosna-Hersek’ten Anadolu’ya göçler var.
1989 yılında Bulgaristan’dan gelen büyük göç…
Tüm bunların aralarında kayıt dışı gelenleri de ekleyin.
Bugün Türkiye’nin nüfusu 80 milyonu geçti.
Ha bu arada 100 yıllık bir tarih aralığında maşallah Balkan göçmelerinin ortalama 3 çocukları olduğunu da hatırlatmak isterim.
Duygusal değil kantitatif olmak ve gerçekçi bir şekilde konuşmak gerekir. Türkiye’deki Balkan göçmenlerinden ve sayılarından da korkmamak gerekir. Zira Balkan göçmenleri bu ülkenin çimentosu olarak ülkenin temelini oluşturmakla övünürler. Vatanını milletini bayrağını seven çalışkan insanlardır. Sayıları ne kadar çok olursa o kadar iyidir. Bu ülke için avantajdır. Onlardan sağcı da çıkar solcu da ama vatanına karşı cürüm işleyen çıkmaz, istiklal marşımızı yazan (M.Akif ) çıkar, ilk Türkçe sözlüğü yazan (Şemsettin Sami) çıkar, Atatürk çıkar.
Yazımı ilginç bir anekdotla bitirmek istiyorum. Dönemin Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel Arnavutluk’u ziyaret eder. Arnavutluk’un Cumhurbaşkanı Sali Berişa’dır. Demirel Berişa’ya şöyle der, “Arnavutların cumhurbaşkanı benim “ Bu cevap Arnavutluk dönemin cumhurbaşkanını şaşırtır. Neden diye sorar. Tabi der Süleyman Demirel, çünkü senin ülkende 3 milyon, benim ülkemde ise 5 milyon Arnavut var. Dolayısıyla Arnavutların cumhurbaşkanı benim” diye espri yapar.