Srebrenica soykırımında öldürüldüğü için babası Nijaz Lilić’i tanıma fırsatı bulamamış olan Nejra Lilić, Boşnaklar’a yönelik bu suçun 30. yıldönümü vesilesiyle bir açıklama yaptı. Babasının mezarı başında Bosna halk kıyafetleri içinde fotoğraf çektirdi.
“Bu Temmuz’da ne yazacağımı düşünürken, düşüncelerimin İngilizce geldiğini fark ettim. Bu beni şaşırttı. Utandırdı beni; beş yıldır her gün o dili yaşasam da ve son on yıldır kalbime yabancı o dilde eğitim alsam da. Bu korku nereden geliyor? Bu utanç nereden?” diye başladı.
Devamında ise hiçbir zaman bizden asla alınamayacak; ama ellerinden geldiğince elimizden almaya çalıştıkları tek şeyi — kimliğimizi ve geleneğimizi — kaybetmek ya da solmasına izin vermek istemediğini belirtti.
“Bizden öncekiler topluca kültürümüzü savundu. Şimdi sıra bizde. Bazıları bunun ağır bir vâdiye benzediğini söyleyebilir, fakat ben bunu en sevdiğim yol olarak görüyorum. Bu otuzuncu yıldönümü için hepimizi kültürümüzün sonsuz zenginliğine yeniden hatırlatmak istiyorum. Bu yıl miras hakkında konuşmaya karar verdim. Bu yüzden buradayım; dimiyeler giymiş olarak, Srebrenica soykırımı kurbanı babamın mezarının yanı başında. Kültürümüzün yaşadığını göstermek için, hâlâ burada olduğumuzu göstermek için. Düşüncelerim başka dillerde olsa bile kalbimin Bosna-Hersek’e ait olduğunu göstermek için,” diye yazdı.
Son olarak, birkaç yıldır babasıyla yaşamak istediği anları paylaştığını ve bugün bizlere umut vermek, babası için yaşadığı anları göstermek istediğini belirtti.
Nejra daha önce verdiği röportajda babasının öldürüldüğünde 22 yaşında olduğunu ve üniforma giymiş, silahsız olarak hayatını kaybettiğinin bilindiğini söylemişti. Ne yazık ki bugün hâlâ hangi koşullarda öldürüldüğünü tam olarak bilmiyor.
Yürek Parçalayacak Bir Hikâye
Nejra’nın Babası Annesinin Karnındayken Öldürüldü: Susmak, Konuşmamaktan Sağlıklı Bir Hatırlama Biçimi Değildir
“Annem bir şekilde benimle hamileyken Tuzla’ya, oradan da Saraybosna’ya ulaşabildi. Acımı kıyaslamak istemem ama hâlâ onda yaşıyorum. Daha büyük bir acı var mı bilmiyorum; ama babasından önce yaşayıp sonsuz masumiyetle alınan birini aşmak nasıl bir acı olmalı, bunu bilemem,” dedi Nejra Lilić.