Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç, Srebrenica kararına ilişkin oylama öncesinde bugün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na hitap etti.
“Almanya’dan sonra sizinle konuşuyorum ve kolay olmayan çözüme karşı çıkıyorum. Ne yaparsanız yapın, büyük ve güçlü olanlar sizi büyük bir suçu inkar etmekle suçlayacaklar. Sizi hafife almakla suçlayacaklar. Öncelikle evlat edinme kararına ilişkin bu sahte gerekçeyi parçalamak istiyorum. Oturum başlamadan önce, Bosna-Hersek’teki çatışmanın tüm mağdurlarını saygıyla anıyorum ve bunu daha önce de yapmıştım. Almanya’dan sonra konuşmak zor. Avrupa’nın en güçlü ülkesi olan ve manevi haklarının şaşmaz olduğuna inanan bir ülke” dedi.
Üye ülkelere neden aleyhte oy kullanmaya çağrıda bulunduğunu açıklamaya çalıştı.
“Bu siyasallaştırılmış bir karardır. Neden kabul ediliyor? Almanya bireysel hukuki sorumluluktan bahsetti, Karadağ’daki değişikliklerden bahsetti. Öyle ise karar neden kabul ediliyor? Bireysel sorumluluktan bahsediyorsak, Zaten kararlarla, iddianamelerle bu kararda adı geçenlerin hiçbiri yok, neden uzlaşmadan bahsediyorlar? Hayır, bölgeye uzlaşma getirmiyor. Almanya temsilcisine soruyorum, Ruanda için karar hazırlanırken, 24 Mart’ta Sırbistan’ın bombalanmasıyla ilgili konuşmak istediğimizde ne olduğunu biliyorsunuz. Bize geçmişe bakmamamız gerektiğini söylediler. Bu kararı hazırlıyorlar, sonra geçmişin derinliklerine inebilirler. Neden şimdi bu anda? Bu insanlar neden kendi ülkelerinin yaptığı soykırımı dile getirmediler? Neden soykırım hakkında konuşmuyorlar? Kararı yazan ülke burada Holokost’u tanıdı.”
Birinci Dünya Savaşı’nda Sırplara yönelik soykırım da dahil olmak üzere diğer tüm soykırımların BM tarafından tanınması yönündeki umudunu dile getirdi.
“Belki hiçbiriniz duymamışsınızdır. Sırbistan, nüfus sayısına oranla Birinci Dünya Savaşı’nda kurban sayısında dünyada ilk sırada yer aldı. Bir milyondan fazla Sırp öldürüldü. Neden öldürüldüler?” Bu kararlarla mı başlayacağım, Gazze’den bahsetmeyeceğim ama kimse bu odadaki insanları küçümsemesin. Alman temsilci az önce her taraftaki mağdurların karara dahil olmadığını söyledi. Bölgede ne diyorlar? Karar barışı ve istikrarı sağlayacak mı? Çalışmalarımızın nihai sonucu ne olur, biliyorum.
“Güçlü, kuvvetli ve kibirli”ye, önceki günlerde Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler üzerinde neden “bu kadar baskı” uyguladıklarını sordu.
“Bu karara oy vermek istemeyen ülkeleri neden tehdit ettiniz? Oy vermezlerse ekonomik ve diğer konularda sizden yardım alamayacaklarını neden onlara söylediniz? Bakmayacağımı mı sandınız? Balkanlarda hâlâ karşı oy vereceğimizi yüksek sesle söylemekten çekinmeyen küçük bir ülke var. Bu karar pandora’nın kutusunu açacak, bunun gibi onlarca kararla karşı karşıya kalacaksınız. 8.000 kişinin öldürülmesinin Birinci Dünya Savaşı’nda 290 milyon kişinin öldürülmesinden daha büyük olduğunu mu düşünüyorsunuz?”
Değişikliklerin neden kabul edildiğini sordu: “Sadece bu kararın arkasında kimin olduğuna dair gerçek gerçeği örtbas etmeye çalışmak, bunun halka karşı olmadığını söylemek için.”
“Bizim zaten kararlarımız var, her şey bitti. Şimdi yine yara açıyorsunuz, neden? Çünkü siyasi olarak birilerinin buna ihtiyacı var. Ben bizzat Srebrenica’ya gittim, neredeyse linç ediliyordum, ertesi gün bunu organize edenlere ulaştım. Hayır, bu hafızayla ilgili, bu eski yaraları açacak ve sonunda siyasi bir çalkantı yaratacak bir şey, biliyorum, biz halka aitiz, bayrağımı dalgalandıramam. Kendini savunabiliyor ama bugün biz dünyayı savunuyoruz, üye devletleri buna karşı oy kullanmaya çağırıyorum” dedi.