Tiran’da ki 15 Temmuz Anıtı ve FETÖ’nün Yeni Oyunu

Bayram POMAK

15 Temmuz’un 3. yıldönümü anma törenlerinde Arnavutluk, Türkiye ile olan ikili iyi ilişkilerinin nişanesi olarak Tiran’daki bir parkta 15 Temmuz’da şehit düşen 251 kişinin isimlerinin yazılı olduğu bir anıtın açılışını yaptı. Ancak anıtın açılışının yapılışından neredeyse bir ay sonra bu konu, sanki bir yerden düğmeye basılmış gibi gündeme getirilmeye başlandı. Birileri bu olaydan ciddi şekilde rahatsız olmuştu. 15 Temmuz’un gerçekten ne olduğunu Kosova ve Arnavutluk kamuoyu iyi bir şekilde anlamalıdır. Çünkü kamuoyu bu konuda ciddi şekilde manipüle edildi.

15 Temmuz, özgür ve demokratik dünya ile darbeciler arasında gerçekleşmiş hain bir girişimdir. Türkiye’de özgür ve demokratik seçimle iş başına gelmiş olan hükümeti bir çok hareketle devirmeye çalışmış olan bir güruhun çeşitli denemelerinden sonra hükümeti bu şekilde deviremeyeceğini anlayıp en sonunda silaha başvurarak hükümeti devirmeye çalışmasıdır. Ancak Batı’nın en önemli değeri olan Demokrasi söz konusu Türkiye olduğunda farklı çalışmaya başlamıştır. Türkiye’de hain darbe girişimi sonrası ABD ve Batı ülkeleri bu darbe girişimini kınamakta yavaş hareket etmiş ve demokrasi konusunda sınıfta kalmıştır. Çünkü Batı için demokrasi demek kendi içindeki demokrasidir.Dünyanın diğer taraflarında olan demokrasileri ancak kendi istedikleri, kendi çıkarlarına uygun olan kişiler ve gruplar iş başına geldiği zaman demokrasidir. Son yıllarda bunun örneklerini canlı canlı görmeye başladık. Mesela Mısır’da seçimle işbaşına gelen Mursi hükümetini darbeyle deviren Sisi hükümetiyle Batılı devletler işbirliği yapmaya başlamıştır. Aynı şekilde önümüzde Venezuela örneği bulunmaktadır. Seçim yapılmamasına rağmen darbeyle iş başına gelmeye çalışan Guido’yu devlet başkanı olarak tanıdılar. Bütün bu yapılanlar Batı’nın tüm değerlerini çiğnemesi anlamına gelmektedir. Ancak tarih boyunca Batı’nın değerleri ancak kendisi için geçerli olmuş, dünyanın geri kalanı için,şayet Batı’nın çıkarlarına uygun ise geçerli olmuştur. Nitekim bu ikiyüzlülüğünü bazı Kosovalı ve Arnavut siyasiler de görmekte ve zaman zaman Avrupa’yı iki yüzlü olmakla suçlamaktadırlar.

Mısır, Venezuela örneklere bakıldığında aynı şeyin Türkiye’de de yapılmak istediği görülmektedir. Türkiye’nin politikalarından rahatsız olan dış güçler FETÖ gibi kendine bağlı teröristleri kullanarak seçilmiş meşru hükümeti devirmeye çalıştı. Ancak onların hesaplayamadığı bir şey vardı. Türk Halkı!!! Türk halkı o gece bir tarih yazarak ellerinde silah, tank, helikopter bulunan sözde askerler karşısında canlarını ortaya koyarak direndi. Bütün bunlar tüm dünyanın gözü önünde  oldu. Bütün kameralar Türkiye’de idi; herkes Türk halkının nasıl direndiğini gördü. O gece halk şunu diyordu:“biz bu ülkeyi sokakta bulmadık; ölürüz ama teslim etmeyiz”. Nitekim öyle de oldu.O gece Türkiye 2000’den fazla yaralı ve 251 şehit verdi. Bütün bunlar tüm dünyanın gözü önünde oldu. Dünyanın gözü önünde helikopterler insanları taradı, Meclis’i bombaladı. Darbe girişiminin ilk saatlerinde zafer çığlıkları atanlar halkın direnişi karşısında sonuca ulaşamayacaklarını anladıklarında bunun bir tiyatro olduğu saçmalığını ortaya atmaya başladı ve buna inanmaya hazır bir güruh hazırdı zaten.

Gelelim Tiran’daki 15 Temmuz Anıtı’na. Kosova, Arnavutlukta veya herhangi bir Balkan ülkesinde Türkiye bir faaliyet yaptığı zaman bu,“Türkiye’nin Balkanlar’ı etkisi altına alması” oluyor; ancak herhangi bir Avrupa ülkesinin faaliyetlerinin adı “yatırım” oluyor. Kelimeleri kullanarak insanların algılarıyla oynuyorlar.Bu yapılanlar manipülasyondan başka bir  şey değildir.

15 Temmuz’da şehit olanlara Türkiye’de Demokrasi Şehidi deniyor. Demokrasi evrensel bir ilkedir ve özgür dünyanın sembolüdür. O gece şehit olanlar kendi seçtikleri meşru hükümeti korumak için Türkiye Cumhuriyeti Devletini dış güçlerin tahakkümü altına sokmak isteyenleri canlarını ortaya koyarak engellemişlerdir. Dolayısıyla bir ülkeye nasıl sahip çıkılır diye bu insanların hem anıtları dikilmeli hem de bunlar okullarda ders olarak okutulmalıdır.

Ancak Arnavutluk ve Kosova basınında bir anda sanki bir düğmeye basılmış gibi bu anıt meselesi ortaya atıldı. Bu meselenin bu şekilde bir anda alevlenmesi tesadüf olabilir mi? Hele hele Balkanlar’da FETÖ’nün en güçlü olduğu devlet olan Arnavutluk söz konusu ise. Elbette ki bu işin arkasında aynı Türkiye’de daha önce olduğu gibi Arnavutluk’tada hemen hemen her yere sızmış olan FETÖ’nün olduğu apaçık ortada. FETÖ’nün finanse ettiği medya kuruluşları ve diğerleri. Tiran’da yapılan bir anıt için FETÖ’ye sahip çıkan Prof. David L. Philips neden ABD’den çıkıp demeçler verir ve daha bir sürü şey. Dolayısıyla Tiran’daki anıt meselesinin kaşınmasında FETÖ parmağı bulunmaktadır. Arnavutluk’ta Türkiye karşıtı olanları bu şekilde kışkırtıp burada bir“mağduriyet” oluşturmayı amaçlamaktadırlar. 15 Temmuz’un etkisini zayıflatmak ve kendilerini korumaya almaya çalışmaktalar. Çünkü her geçen gün sıkışıyorlar ve hareket alanları daralıyor. Bu tür manevralarla, manipülasyonlarla durumu kurtarmaya çalışıyorlar.Ancak Arnavutluk, devlet olarak doğru bir yerde durmakta ve bir kukla örgütün yanında değil Türkiye Cumhuriyeti’nin yanında yer almaktadır.

15 Temmuz Şehitlerinin sadece anıtın yapılmasıyla yetinilmemeli, aynı zamanda onların kahramanlıkları tüm dünyada Demokrasi dışı hareketler karşısında nasıl durulur diye ders olarak da okutulmalıdır!!!

En son haberler

ARNAVUTLUK’TA BEKTAŞİ DEVLETİ KURMAK İSTEYEN BABA MONDİ: “İSRAİL HALKININ KARDEŞİYİM”

İTALYA’DAN GÖNDERİLEN İLK MÜLTECİLER ARNAVUTLUK’A ULAŞTI: LİMANDA PROTESTO

MAKEDONYA STRYKER TEDARİK SAYISINI DÜŞÜRDÜ