Sırbistan’ın Ankara Büyükelçisi Markovic, Türkiye ile Sırbistan arasındaki ikili ilişkilerin tarihi zirvesinde olduğunu ifade ederek mevcut ilişkilerin yeni zorluklar ve fırsatların oluşmasıyla kuvvetlenmeye devam ettiğini belirtti.
Sırbistan’ın Ankara Büyükelçisi Zoran Markovic, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’in Türkiye’ye yapacağı ziyaret öncesinde AA muhabirinin sorularına yazılı yanıt verdi.
“İki ülke arasındaki ilişkiler, tarihi zirvesinde ve ortaya çıkan yeni zorluklar ve fırsatlarla gelişmeye devam ediyor.” ifadesini kullanan Markovic, iki milletin birbiriyle çok fazla bağa sahip olmasının yeni fırsatlar yaratmak için ortak zemin bulabilmeyi kolaylaştırdığını vurguladı.
Markovic, Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında oldukça samimi bir ilişki olduğunu belirterek bu iletişimin ülkeler arasındaki ikili ilişkilere de olumlu yansıdığının altını çizdi.
Büyükelçi, “İki ülke arasındaki iletişim zemininin bu denli elverişli bir şekilde kurulmasıyla ilişkilerimiz yalnızca iki ulusumuzun çıkarları için değil, bölgesel iş birliklerinin de lehine daha da fazla ilerleyebilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Bir dizi anlaşma imzalanacak
Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic’in Türkiye ziyaretinde kültür, turizm, eğitim ve ekonomi gibi alanları da kapsayan bir dizi anlaşmanın da imzalanacağını kaydeden Markovic, bu anlaşmaların bölgesel ve küresel sinerjiyi olumlu anlamda artıracağına inandıklarını belirtti.
Türkiye’nin Balkanlar’daki “istikrar sağlayıcı rolüne” takdir
Markovic, Türkiye’nin Balkan coğrafyası için de çok önemli bir aktör olduğuna işaret ederek “Bölgede ciddi bir etkiye sahip olacak bir konumda bulunan Türkiye, sorumluluklarının kesinlikle bilincinde ve bu anlamda oynadığı olumlu ve istikrar sağlayıcı rolü takdir ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Büyükelçi, iki ülke arasında bazı konularda ihtilafların da yaşandığını ancak aynı noktada buluşulan konuların çok daha fazla olduğunu vurguladı.
Balkan coğrafyasında Türkiye’nin üstlendiği rolün olumlu olduğunu ifade eden Markovic, şöyle devam etti:
“Bölge halkları ile tarihi bağları ve yüzyıllardır kuvvetli bir şekilde devam eden ortak değerleri göz önüne alındığında Türkiye’nin bölgedeki rolünün oldukça yapıcı ve yararlı olduğunu, aynı şekilde Balkan ülkeleriyle olan ilişkilerinin de dostane, yapıcı ve faydalı olduğunu düşünüyoruz.”
“Türk şirketleri 8 bin Sırbistan vatandaşına iş olanağı sunuyor”
Markovic, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere de değinerek şunları kaydetti:
“Ticaret hacmi geçen yılın sonunda 2 milyar dolara ulaşarak iki cumhurbaşkanının Ekim 2019’da Belgrad’da gerçekleştirilen İkinci Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyi toplantısında belirlediği hedefin üzerine çıktı. Daha da önemlisi, Kovid-19 salgınının yıkıcı etkilerine ve ekonomik akışlarda gözlemlenen küresel daralmaya rağmen ticaret hacmimiz büyümeye devam etti. İki ülke arasındaki orta vadeli ticaret hacmi hedefi ise yıllık 5 milyar dolarlık ciro ve şahsi görüşüme göre bu ulaşılabilir bir hedef olacaktır. Başta gerekli yasal çerçeve ve serbest piyasa koşulları olmak üzere, uygun, sağlıklı ve elverişli bir ortamın oluşturulması için çalışmaya devam edeceğiz. Böylece ekonominin paydaşları özgür, serbest ve engelsiz bir ortamda özgürce hareket edebilecek.”
Markovic, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin iş adamları için de fırsat oluşturduğuna dikkati çekerek büyük uluslararası şirketler için Sırbistan’ın fırsatlar ülkesi haline geldiğini vurguladı.
Büyükelçi, “Türk iş adamlarının Sırbistan’da sahip oldukları ve yönettikleri şirket sayısı 800’e çıktı ve özellikle ülkenin daha az gelişmiş bölgelerinde yaşayan 8 bin Sırbistan vatandaşına da iş olanağı sunuyor.” ifadesini kullandı.
Ülkelerinde bulunan Türk inşaat şirketlerinin aynı zamanda yüzlerce Türk işçiye de istihdam sağladığını kaydeden Büyükelçi, ancak tüm bu tablonun ülkesindeki olanakların yalnızca buzdağının gözüken kısmı olduğunu dile getirdi.
Markovic, Sırbistan’ın başkenti Belgrad’dan Ankara’ya direkt uçak seferlerinin 23 Aralık’tan bu yana düzenlenmeye başladığını anımsatarak bu gelişmenin de kültürler arası değerlerin daha fazla paylaşılmasını teşvik edecek, karşılıklı dostluğu ve hayranlığı artıracak bir adım olduğuna inandığını belirtti.