SIRBİSTAN SEÇİMLERİ: KİMLER YARIŞIYOR, HANGİ SEÇİM VAATLERİ ÖNE ÇIKIYOR?

250 sandalyeli Sırbistan Parlamentosu’nun yeni üyelerini belirleyecek seçimler için Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, sağ bloktan ana muhalefetteki rakipleri ve Belgrad Belediye Başkanı Dragan Djilas ile karşı karşıya gelecek.

Sırbistan, 17 Aralık pazar günü 250 sandalyeli Sırbistan Halk Meclisi ve Voyvodina Özerk Vilayetinin il parlamentosu için erken genel seçimlerde oy kullanmak üzere sandık başına gidecek.

Genel seçim çağrısı yapıldığında belediye başkanları istifa eden 60’tan fazla kasaba ve şehirde yerel yönetimleri belirlemek için de oy verilecek.

Seçimde kimler yarışıyor?

Görevdekiler

Ülkede Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’in Sırp İlerleme Partis’nin(SNS) liderliğindeki koalisyon iktidarda bulunuyor. Koalisyon, etnik Macarların destekleyici partisi ile birlikte mecliste 150’den fazla milletvekili ile rahat bir çoğunluğa sahip.

Bu koalisyon, Aleksandar Vucic’in milliyetçi Radikal Parti’den ayrılarak o dönemde yeni kurulan İlerici Parti’yi zafere taşıdığı 2012 yılından bu yana ülkeyi yönetiyor.

Koalisyonun ikinci büyük ortağı ise, 90’lı yıllarda eski Yugoslavya’da yaşanan savaşlar sırasında işlediği savaş suçları nedeniyle Lahey BM hapishanesinde ölen Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç’in bir zamanlar başkanlığını yaptığı Sırbistan Sosyalist Partisi.

On yıldır ülkeyi yöneten Vucic iktidarı, ülkenin ekonomik kalkınmasında önemli başarılara imza attı, modern altyapı inşa etti, işsizliği azalttı ve yabancı yatırımları çekti. Ancak Vucic’in ülkedeki tüm gücün kendi ofisinde toplandığı yönetim tarzı, sık sık popülist otokrat olarak damgalanmasına neden oldu.

Hem Avrupa Parlamentosu hem de Avrupa Komisyonu, Sırbistan’ın Avrupa Birliği üyeliği yolunda kaydettiği ilerlemeye ilişkin yıllık raporlarının tamamında Sırp demokrasisindeki ciddi eksikliklere değindi. Şikayetlerin çoğu hukukun üstünlüğü ve basın özgürlüğü ile ilgili oldu.

Vucic sık sık çok dostane bir ilişkiye sahip olduğu Macaristan Başbakanı Victor Orban ile karşılaştırılıyor. Son zamanlarda Vucic, Batı’nın Rusya’ya yönelik yaptırımlarına katılmayı reddettiği ve Ukrayna’ya yönelik saldırısını kınarken Moskova ile iyi ilişkilerini sürdürme niyetini açıkça ifade ettiği için Avrupa başkentlerinden ve ABD’den çok tepki aldı.

Muhalefet

Avrupa yanlısı blok

Muhalefet tarafı iki kampa bölünmüş durumda. Birincisi Avrupa yanlısı olarak adlandırılan muhalefet bloğu. Halen parlamentoda 40 sandalyeyi elinde tutan bloğun en büyük partisi, eski Belgrad Belediye Başkanı Dragan Djilas’ın liderliğini yaptığı Özgürlük ve Adalet Partisi. Sivil, yeşil ve merkez sol partileri içeren bloğun programlarının odağında Sırbistan’ın AB üyeliği yer alıyor.

Bu partilerin Vucic’i devirmek için on yıldır sürdürdükleri girişimler şimdiye kadar mütevazı sonuçlar verdi. Bazı analistler bunun seçmenlere tutarlı bir program ya da karşı teklif sunulmamasından kaynaklandığını belirtiyor.

Kendileri de düşük performanslarını Vucic’in ulusal medyayı kontrol etmesine, medya yoluyla onlara saldırmasına ve çalışmalarını engellemesine bağlıyor.

Milliyetçiler

İkinci muhalefet bloğu ise halen mecliste 20 milletvekiliyle temsil edilen sağcı milliyetçilerden oluşuyor. Seçim öncesi koalisyon konusunda anlaşamadıkları için seçmenlerin karşısına iki kamp halinde çıkacak olan iki bloğun programları benzer: Tipik sağcı gelenekçi, aile yanlısı, yaşam yanlısı, kürtaj ve eşcinsel karşıtı söylemlerinin yanı sıra gündemlerinin büyük bir kısmı “Sırbistan’ın kalbi” olarak adlandırdıkları Kosova’ya odaklanıyor.

Millliyetçiler, 2008’de bağımsızlığını ilan eden Kosova üzerindeki egemenliği korumanın, Sırpların AB üyeliğine hayır demeleri için birçok nedenden ilki olduğunda ısrar ediyor.

Seçimler neden erkene alındı?

Sırbistan, daha geçen yıl sandık başına gitmişti. bu seçimle birlikte, SNS’nin iktidara gelmesinden bu yana Sırp vatandaşları yedinci kez sandık başına çağrılmış olacak.

Gerçekten de parlamentoda istikrarlı bir çoğunluğa sahip olan ve hükümet krizi yaşamayan bir ülke neden erken seçime gitsin? Üstelik sadece bir değil, arka arkaya dört kez.  Milletvekilleri sadece bir kez dört yıllık görev sürelerini tamamlama şansına sahip oldular.

Tanınmış Sırp gazeteci ve Osservatorio Balcani e Caucaso Transeuropa’nın siyasi analisti Antonela Riha “Vucić işine geldiğinde, popülaritesinde bir düşüş algıladığında ya da gelecekte hükümetinin aleyhine durumlar ortaya çıkabileceğini varsaydığında yeni seçim çağrısı yapıyor. Böyle yaparak, başta Kosova ile ilgili olanlar olmak üzere önemli kararları ertelemesine olanak tanıyan bir manevra alanı yaratmayı başarıyor.” değerlendirmesinde bulunuyor.

Geçmişte muhalefet bu tür seçimleri protesto etmiş, hatta boykot etmişti. Muhalafet bu kez seçim çağrısında bulundu; ancak sadece Sırbistan ve Belgrad parlamentoları için.

“Bu denklemin iki tarafını da çözmüş değilim.” diyor gazeteci ve siyasi analist Ljilja Smajlovic, “Muhalefetin seçimleri neden talep ettiğini anlamıyorum, bu benim için bir muamma. Daha da büyük bir muamma ise Vucic’in neden bir şekilde bu seçimleri yapmak istediği. Hükümetin meşruiyeti konusunda erken seçimleri gerektirecek bir kriz yok. Sokaklarda yüz binlerce insan yok.” yorumunu yapıyor.

Sorun parlamento seçimlerin başkanlık seçimlerine dönüşmesi

Muhalefet, parlamento seçimlerinin Belgrad ve Voyvodina seçimlerinden ayrı olarak yapılmasını ve Vucic’in aday olmadığı kampanyalara adını vermemesini talep etti. Vucic bu talepleri kesin bir dille reddederek seçimlerin kendisi için bir güven oylaması olduğunu ilan etti.

“Eğer onlar (muhalefet) seçimleri kazanırsa onlara yetki vereceğim ama artık Cumhurbaşkanı olmayacağım çünkü artık Sırbistan vatandaşları için hiçbir şey yapamayacağım. Halkın şunu bilmesini istiyorum…. İnsanların oy verirken sadece milletvekili listesine oy vermediklerini, aynı zamanda cumhurbaşkanlarına da oy verdiklerini, tıpkı onların (muhalefetin) söylediği gibi bana ya da bana karşı oy verdiklerini bilmelerini istiyorum” dedi.

Her şey Belgrad’la mı ilgili?

Kamuoyu yoklamaları, iktidar partilerinin oy oranlarının önceki seçimlere kıyasla keskin bir düşüş içinde olmadığını gösteriyor. Eğer SNS şu anda sahip olduğu koalisyonun aynısını ya da benzerini koruyabilirse, bir sonraki hükümeti kurmakta sorun yaşamayacak.

Ancak başkent, şu anda muhalefette olan sivil, liberal partilerin geleneksel kalesi. Önceki Belgrad seçimlerinde SNS kentte yönetimi hükümetini kurmakta zorlanmış ve bunu ancak tekrarlanan oylamalar ve bazı muhalefet milletvekillerinin kendi partilerine geçmesinden sonra başarabilmişti. Belgrad’da Sırp nüfusunun dörtte biri yaşıyor ve ülkenin gayrisafi milli hasılasının yarısından fazlasını üretiyor. Paranın döndüğü yer olan Belgrad’ı kazanmak, ülkenin tamamında iktidarı ele geçirmek için genellikle seçimlerin başlangıcı olarak görülüyor.

AB yanlısı muhalefet en güçlüsü ancak milliyetçi muhalefet, sosyalistlerle birlikte hala iktidarı belirleyebilir.

Seçmenlere ne sunuluyor?

İktidardaki SNS partisi kampanya boyunca ekonomik başarılardan faydalanmaya çalıştı. Yüzlerce kilometrelik yeni ve modern otoyollar, yüksek hızlı trenler, yenilenmiş okullar ve hastaneler ve sürekli yabancı yatırım akışı.

Vucic, Sırbistan’ın kuzeyindeki Voyvodina eyaletinde yeni bir yolun açılışında yaptığı konuşmada “Ekim ayı başı itibariyle bu yıl 3,42 milyar euro değerinde yeni doğrudan yabancı yatırım aldık. Geçen yıl 4,4 milyar ile rekor kırmıştık ama umarım yıl sonuna kadar bu rakamı aşarız” diye konuştu.

IMF tarafından öngörülen yüzde 9,1’lik işsizlik oranı bazı AB üye ülkelerinden daha düşük ve ekonomideki büyüme Covid-19 salgını ve Ukrayna’daki savaş boyunca istikrarlı bir şekilde devam etti.

Bu yıl yüzde 2,5’lik büyüme öngören hükümet ayrıca, rekor döviz ve altın rezervlerinin yanı sıra yüzde 3 gibi küçük bir bütçe açığıyla da övünüyor. Bu tabloyu bozan tek veri, özellikle de halkın hayatını zorlaştırdığı için, kasım ayı itibariyle yüzde 10’un üzerinde seyreden Türkiye hariç, Avrupa’daki en yüksek ikinci enflasyon oranı.

Muhalefet hukukun üstünlüğü, medya özgürlüğü ve yolsuzluk konularına odaklanıyor ki bu üç konu da Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu tarafından Sırbistan’ın AB üyeliği yolunda kaydettiği ilerlemeye ilişkin olarak bugüne kadar art arda yayınlanan raporlarda sürekli eleştiri konusu oldu.

Kampanya nasıl geçti?

Seçimlerin Vucic’in iktidarı için bir güvenoyuna dönüştürülmesiyle birlikte 45 gün süren kampanya kısa sürede hakaret ve suçlamalar odağa yerleşti. Muhalefet kendi medyasını kullanarak Vucic’i suç ve yolsuzluğu organize etmekle suçlarken, Vucic de kontrol ettiği medyadan, özellikle de yüksek tirajlı magazin gazetelerinden karşılık vererek muhalefet liderlerini halk düşmanı olarak gösteren bir “yaylım ateşi” başlattı.

Sırbistan’ı ziyaret eden Avrupa Konseyi gözlemcileri, seçim kampanyasının “daha önce görülmemiş düzeyde olumsuz bir dil, korku tellallığı, muhalefete ve gazetecilere yönelik saldırılar ve medyayı etkileyen ciddi sorunlar” ile karakterize olduğunun altını çizdi.

Ancak parti aktivistleri arasında geçmişte yaşanan fiziksel kavgalar ve afiş savaşları şu ana kadar rapor edilmedi.

Kamuoyu yoklamaları yaşlı seçmenlerin çoğunun zaten kararlı olduğunu ve fikirlerini değiştirmeyeceklerini gösterirken, politikacılar ilk kez oy kullanacak seçmenler de dahil olmak üzere daha genç seçmenlerle temas kurmayı tercih etti.

Vucic lise öğrencilerine 10 biner dinar (90 euro) mali yardım yapılacağını ve öğrencilerin yeni oluşturulan yardım kartlarına 1,000’er dinar (9 euro) yükleneceğini açıkladı.

Muhalefet Vucic’i bütçeden aldığı parayla seçmenlere rüşvet vermekle suçladı. Vucic, bazı bakanlarıyla birlikte sosyal medyadan yanıt verdi.

Muhalefet seçim koşulları nedeniyle feryat ederken, seçimlerin izlenmesi, usulsüzlük olasılığını veya iddialarını ortadan kaldırmak için çok önemli olacak. Tüm katılımcı partilerin oy verme yerlerine gözlemci göndermelerine izin veriliyor. Her zamanki gibi AGİT, Avrupa Konseyi ve AB misyonlarının yanı sıra bazı Sırp sivil toplum kuruluşları da oylamayı gözlemleyecek.

En son haberler

BULGARİSTAN VE ROMANYA SCHENGEN’E TAM ÜYE OLUYOR

YTB’DEN MÜZEYE ÇEVRİLEN KUZEY MAKEDONYA’DAKİ CAMİYE TEPKİ

KUZEY MAKEDONYA’DAKİ TÜRK CAMİSİ MÜZEYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ!