Arnavutluk Başbakanı Edi Rama bir İspanyol medyasına verdiği röportajda göç, Arnavutluk’un Avrupa entegrasyon süreci, ABD eski Başkanı Donald Trump’ın politikaları ve diğer çeşitli konular hakkında konuştu.
Rama, Avrupa’nın Balkanları entegre etmesinin hem kıta hem de Avrupa Birliği (AB) için bir fırsat olduğunu vurguladı.
Rama “Avrupa, Balkanları entegre ederek kendisine iyilik yapmış olacak. Biz kıtanın kalbindeyiz ve tarihte sınırlarla ilgili benzersiz bir gerçekliğe sahibiz. Hem dış hem de iç bir sınırla çevrelenmiş durumdayız. Bu iç sınırın içinde Balkanlar bulunuyor ve bu nedenle AB’nin bir parçası olmamız gerekiyor. Aksi takdirde, başkaları bu boşluktan faydalanır. AB’nin, topraklarında başka güçlerin etkisine açık olmayı istemediğini düşünüyorum,” dedi.
Donald Trump’ın AB’nin entegrasyon sürecine etkisi sorulduğunda Rama, “Tanrı, Donald Trump’ı Avrupa’yı uyandırmak için gönderdi. Eğer bu şekilde bakarsak, Trump Avrupa için bir lütuf oldu. Avrupa’nın artık uyanması ve değişmesi gerektiğini anlaması lazım. Aksi halde Avrupa, giderek daha az önemli bir konuma düşer. Avrupa, büyük bir güç olabilir ve olmalıdır. Bunu başarmak için değişim kaçınılmazdır,” ifadelerini kullandı.
Göç konusunda da açıklamalarda bulunan Rama, İtalya’nın göçmenleri transfer etmediğini, sadece Arnavutluk’ta bulunan iki merkezi, göçmenlerin AB’ye giriş öncesinde işlemlerinin yapılması amacıyla kullandığını söyledi.
“Italya’ya, beş yıl boyunca bu iki merkez için ekstraterritorial bir statü sağladık. Bu merkezler onların kontrolünde ve istedikleri gibi kullanıyorlar. Diğer Avrupa ülkeleri de Arnavutluk gibi merkezler açmayı planlıyor. Hatta ABD’de Trump yönetimi de benzer bir şey yapıyor. Ancak biz bunu sadece İtalya ile, hem tarihsel hem de coğrafi nedenlerden dolayı gerçekleştirdik,” dedi Rama, Arnavutluk-İtalya arasındaki göçmen merkezleri anlaşmasına değinerek.
Rama, Arnavutluk’un AB üyeliği müzakerelerinin belirlenen yol haritasına uygun olarak ilerlediğini belirtti.
Rusya ile mevcut ilişkiler sorulduğunda ise, “Rusya ile ilişkimiz yok. 1990’daki komünist rejimin çöküşünden bu yana Moskova’dan hiçbir ziyaretçi kabul etmedik ve hiçbir üst düzey yetkiliyi Moskova’ya göndermedik,” dedi.
Rama, Rusya-Ukrayna savaşına da değinerek, barışın sağlanmasının önemine vurgu yaptı ve “Adil bir barış çok önemlidir,” ifadesini kullandı.