Bayram POMAK
Son bir buçuk yıldır Kosova’nın kuzeyi sürekli krizlerle anılmaya başladı. Kosova Sırbistan diyalog sürecinde en çetrefilli konu olan Sırp Belediyeler Birliği’nin kurulması ile bu krizler arasında sıkı bir bağ mevcut. Kuzey’deki mesele Sırp Belediyeler Birliği ile alakalı iken, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ile farklı bir yön alarak başka bir anlam kazanmaya başladı. Burada yaşanan krizler daha önce Balkanları ilgilendirirken Ukrayna savaşı ile birlikte bu bir Avrupa krizine doğru evrildiğinden yaşanan gerginlikler karşısında AB farklı bir tutum sergilemekte.Nitekim 31 Temmuz’da kuzeyde yaşanan gerginlik nedeniyle AB üst düzey alarma geçti ve acil bir şekilde tarafları Brüksel’e çağırdı.18 Ağustos’ta Brüksel’de bir araya gelen taraflar herhangi bir uzlaşıya varamadı ancak bu toplantıdan sonra ortaya çıkan gelişmeler yeni bir anlaşma için somut öneriler ortaya atıldığını gösterdi. Fransız-Alman önerisi olarak ortaya çıkan bu belgenin aslında bir Avrupa önerisi olduğunu taraflar kaydetti.
Kuzey’de yaşanan son gerginlikten sonra Kosova kurumlarında bulunan tüm Sırplar polis, yargı, meclis vb. Tüm kurumlardan istifa etmiş ve Kosova kurumlarında bir boşluk oluşmuştu.Aynı şekilde 8 Kasım’da da dört Sırp belediyesinde belediye başkanları da istifa etmişti.Bunun üzerine Kosova hükümeti Anayasal durumu düzeltmek için Belgrad ile arası iyi olmayan Nenad Raşiç’I bakan olarak atadı.Bu atamaya Sırbistan Cumhurbaşkanı sert çıkarak Kosova başbakanı Kurti’ye ‘terörist’ nitelemesi yaptı.Kosova Seçim Komisyonu da 18 Aralık’ta istifa eden belediye başkanlarının yerine yeni başkanların seçilmesi için seçimlerin yapılacağını ilan etti. Ancak kuzeydeki durum hiçbir şekilde seçim yapılmasına müsait değildi.Bunun üzerine hem ABD’nin talebi hem de mevcut şartlardan dolayı seçimler şimdilik 23 Nisan 2023’e ertelendi.
Kuzey’de yaşanan güvenlik boşluğu kısmen EULEX polisleri tarafından giderilmeye çalışıldı ancak bu yetersizdi.Bu sefer kuzeyde silahlar ve bomba sesleri yükselmeye başladı.Her köşe başında maskeli ve silahlı Sırp grupları belirdi.Durumun daha da gerginleşmemesi için ne Kosova polisi ne de NATO/KFOR duruma müdahale etmedi.Kosova polisi, eski bir polis memuru olan Dejan Pantiç’I bombalama eylemi nedeniyle tutukladı.Bu sefer Sırplar bunu bahane ederek 10 Aralık’ta yeniden barikatlar kurmaya başladı. Halihazırda Kosova’nın kuzeyi bu paramiliter yapıların kontrolü altında bulunmaktadır. Bu barikatlar konusunda Kosova Başbakanı Albin Kurti ‘‘KFOR barikatların kaldırılması için bizden biraz daha süre istedi ancak buna uzun zaman tahammül etmemiz mümkün değil’’ ifadelerini kullandı.
Kuzey’de bulunan barikatlarda sadece Sırp paramiliterler bulunmuyor aynı şekilde Rus paramiliterler de mevcut.Nitekim Rus aşırılıkçı grubu ‘‘Gece Kurtları’’ lideri Aleksandr Zostanov telegram kanalından yayın yaparak barikatlarda kendi üyelerinin de bulunduğunu, ‘‘Sırbistan’ın zaferi Rusya’nın zaferidir’’ parolasını kullanarak Sırp ‘kardeşlerini’ nasıl desteklediklerini açıkladı. Aynı şekilde Rusya’da da birçok Sırp Ukrayna’ya karşı savaşmaktadır. Bu göstergeler Rusya’nın Sırbistan’da ne kadar güçlü olduğunu ortaya koymaktadır. Kamuoyuna yansıyan bazı bilgiler Rusya’nın Sırbistan’da darbe yapabilecek kadar güçlü olduğunu göstermektedir. Nitekim 2003’te öldürülen Sırbistan başbakanı Zoran Cinciç’in suikastinin arkasında da Rusya’nın olduğu iddia edilmektedir. Bu yüzden Sırbistan Avrupa’nın tüm dayatmalarına rağmen Rusya’ya yaptırım uygulamamaktadır. Bunda hem ikili işbirliği hem de içerde var olan dengeler etkili olmaktadır. Bu bakımdan Kosova meselesi NATO ile Rusya arasında bir çekişme alanı olmuştur ve olmaya devam etmektedir.Sırbistan Rusya’nın bir kalesi iken Kosova’da NATO’nun bir kalesini temsil etmektedir.
Durumun gerginleşmesi nedeniyle Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç BM 1244 sayılı kararına ve Kumanova askeri teknik anlaşmasına dayanarak KFOR’dan 1000 Sırp asker ve polisinin Kosova’ya yerleşmesi için talepte bulunacaklarını açıkladı.Ancak, Vuçiç bu taleple ilgili başvuracaklarını söylerken bile bunun kabul edilmeyeceğini bilerek talepte bulunuyorum dedi. Bu talep karşısında hem ABD hem Almanya bunun kabul edilmesinin mümkün olmayacağını vurguladılar. Kurti ise Sırbistan’ın bu talebinin onların ne kadar aciz durumda olduğunun göstergesi olduğunu belirtti. Hem Sırp kamuoyu hem de uluslararası çevreler Vuçiç’in bu talebinin gerçekçi olmadığına inanıyor.
Doğal olarak bu kriz ile birlikte AB ve ABD diplomatik çalışmalarını hem Priştine hem de Belgrad’ta artırmaya başladı. İlk başta durumla ilgili göze çarpan en önemli mesele bu konuda AB veABD’nin acele etmediğidir.Ortada kontrollü bir kaos olduğunu gösteren veriler mevcut.ABD Batı Balkan Özel Temsilcisinin Escobar barikatlarının onları kuran kişiler tarafından kaldırılması gerektiğini belirttiğini görüyoruz.Aynı şekilde AB temsilcisi Lajçak’ta barikatların buldozerlerle değil diplomatik yollarla kaldırılması gerektiğini vurguluyor.
ABD özel temsilcisi Escobar, her ne olursa olsun Kosova’nın Sırp Belediyeler Birliği’ni kurmakla yükümlü olduğunu vurgulayarak bunun uluslararası bir yükümlülük olduğunu ve Kosova’nın bunu yerine getirmeye mecbur olduğunu dile getirirken Alman Şansölyesi de tarafların taviz vermeye hazır olmaları gerektiğini açıkladı. Bütün bu gerginliğin bir anlaşma ile son bulma ihtimali çok yüksek. Bazı açıklamaların satır aralarında aslında anlaşmaya varıldığı ancak bu gelişmelerle kamuoyunun hazırlanmaya çalışıldığıda anlaşılıyor.Kosova hükümetinin er yada geç Sırp Belediyeler Birliği’ni kurmayı kabul edeceği vurgulanıyor. Nitekim Escobar ‘‘bu sürecin sonunda barikatların kaldırılacağını ve istifa eden Sırpların görevine tekrar döneceğini’’ göreceğiz diyerek adeta anlaşmanın sinyallerini veriyor.
Her ne kadar sürecin sonunda Sırp Belediyeler Birliğinin kurulacağı ve bir anlaşma gerçekleşeceği öngörülse de sürecin diğer aktörlerini de yabana atmamak gerek. Rusya ve Sırbistan’ın çıkarı statükonun devam etmesi ve özellikle Rusya’nın çıkarı Avrupa’yı oyalayacak yeni krizlerin oluşmasıdır.Bu yüzden anlaşmaya yaklaşıldıkça aynı zamanda daha büyük krizlerin de oluşma riski çok yüksek.Rusya, gerçek anlamda Balkanları da karıştırmak için elinden geleni yapıyor. Balkanlarda Kosova’nın, Bosna’nın, Karadağ’ın, Kuzey Makedonya’nın karışması Rusya’nın işine geldiği kadar Sırbistan’ın da işine gelmektedir.
Sonuç olarak Kosova’nın kuzeyi meselesi Sırbistan’ın ve Kosova’nın meselesinden çok daha büyük bir mesele. Burası Avrupa’nın içerisinde bir kara nokta olarak kalmaya devam ediyor. Ancak burada olanlar sadece Balkan coğrafyasını etkilemekle sınırlı değil; bölge ile ve büyük güçlerin bölgedeki çıkarları ile alakalı meseleler. Bir güç bir adım attığı zaman diğer gücün nasıl bir hamle yapacağını kestirmek zor. Bunun için daha önce Kuzey Makedonya’da meclise yapılan baskına bakmamız aynı şekilde Karadağ’da yapılan darbe teşebbüsünü incelememiz lazım.