KOSOVA’NIN KUZEYİNDE YAŞANAN GERGİNLİĞİN ARKA PLANI

Bayram POMAK

Temmuz ayının son gecesi Kosova’nın kuzeyinde yaşanan gerginliğin detayları her geçen gün daha çok ortaya çıkıyor. Olayın üzerinden bir haftadan fazla zaman geçerken, taraflar gerginlikle ilgili detayları ve görüşlerini açıklamaya devam ediyor. Bu açıklamalar neticesinde o gergin gece yaşananların arka planını daha iyi okuma fırsatı buluyoruz.

31 Temmuz akşamı yaşananlar konusunda hem Kosova Başbakanı Albin Kurti, hem de Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç konuştu. Kurti, yaptığı açıklamada 31 Temmuz’da yaşananların Belgrad ve Raşka’da (Kosova sınırına yakın Sırp Belediyesinde) hazırlandığını belirtti. Sirenlerin çalmasıyla birlikte barikatların 10 dakika içerisinde çok profesyonelce bir şekilde konduğunu belirten Kurti, bu kadar profesyonel barikatları ancak bir devlet aklının oluşturabileceğini ifade etti. Barikatların aynı şekilde daha öncekilerden farklı olarak, saldırı için de uygun olduğunu açıkladı. Yani, barikatların sadece araçların geçmesi için değil aynı zaman da çatışma için de uygun olduğunu belirtti. Barikatların etrafında maskeli ve silahlı kişilerin olduğu ifade edildi. Kurti, bu kişilerin organize suç örgütü üyesi oldukları ve uyuşturucu ticareti yaptıklarını belirtti. Şimdiye kadar Kosova polisi kuzeyde beş uyuşturucu laboratuvarı tespit etmiş ve buralara baskın yaparak bu laboratuvarları kapatmıştır. Aynı şekilde 31 Temmuz akşamı ile birlikte Kuzeyde bir yıl içerisinde 14 saldırı yapıldı. Bu saldırıların 10’u Kosova polisine yönelik yapılan saldırılar olmuştur. Kurti, Sırbistan’dan Kosova’ya gizli, illegal geçişlerin olduğunu ve polisin bunların çoğunu kapattığını açıkladı. Ancak Kurti, bu konuda uluslararası kurumlardan, KFOR/NATO birliklerinden yeterli desteği alamadıklarını ve Sırpların bazı geçişleri yeniden açtıklarını belirtti.

Vuçiç, ise konan barikatların ve organize edilen protestoların tamamen Kosova’daki Sırp halkının özgür iradesiyle gerçekleştirildiğini iddia etti. Vuçiç, Kurti’nin barikatların başındaki Sırpları organize suç örgütü üyeleri olarak tanımladığını, ancak bunun tamamen yalan olduğunu belirtti. Orada bulunanların Sırp halkı olduğunu ve kendilerini savunmak için barikat kurduklarını ifade etti. O gece yaşananların çok tehlikeli olduğunu ve her an çatışma yaşanması ihtimalinin bulunduğunu açıkladı. Daha önce de bu tür olayların olduğunu ancak bu defa yaşanan gerginliğin farklı olduğunu ifade etti. Vuçiç, biz barıştan yanayız ancak Sırp halkına biri dokunur veya pogrom yapmak (sürgüne yol açmak) isterse o zaman işlerin nasıl değişeceğini herkes görür diyerek, alttan alta bir tehdit savurdu. Vuçiç, devamında o gece halkın çatışma için hazır olduğunu ama kendisinin barışı korumak için çok uğraştığını iddia etti. Aynı şekilde Vuçiç, Sırbistan’ın Kosova’ya saldırmasının söz konusu olamayacağını, çünkü Kosova’nın zaten uluslararası hukuka göre Sırbistan’ın bir parçası olduğunu iddia etti.

Kurti ise o gece yaşananların arkasında Sırbistan’ın yaptığı büyük bir dezenformasyonun payının olduğunu ifade etti. Sırbistan’ın aylarca Kosova hükümetinin Sırplara ‘Oluja’ (Hırvatistan’ın 1995’te Sırplara yaptığı operasyon, bu operasyon sonucu Sırpların çoğu Hırvatistan’dan kaçtı) gibi bir operasyon yapmaya hazırlandığı konusunda propaganda yaptı. Kurti, “Biz bunu bilmemize rağmen, çok fazla bunu önemsemedik. Mütekabiliyet uygulaması konusunda Sırplara daha fazla bilgilendirme kampanyası yapmalıydık, bu konuda hata yaptık’’ifadelerini kullandı. Kurti, yaptığı açıklamada kuzeyde faaliyet gösteren 10 Sırp paramiliter örgütü olduğunu açıkladı. Bunların genelde dini ve milli bayramlarda ve bu tür barikat olaylarında aktif rol aldıklarını belirtti. Bu grupların Belgrad’la olduğu kadar Moskova ile de bağlantılı olduğunu ifade etti. Kurti, Rusya’nın Balkanlarda istikrarı bozmak ve kamuoyunun dikkatini Ukrayna’dan çekmek için Sırbistan’ı bir platform olarak kullandığını ifade etti. Vuçiç ise Kuzeydeki olayların kullanılarak Sırbistan’a Rusya konusunda baskı yapılmaya çalışıldığını ve bu şekilde Sırbistan’ı Rusya’dan koparmaya çalıştıklarını belirtti. Vuçiç, Sırbistan’ın bu baskılara boyun eğmeyeceğini ifade etti.

6 Ağustos tarihinde Kosova polisi Rus gazeteci Daria Aslamova’yı Sırbistan Kosova sınır kapısında gözaltına aldı. Daria Aslamova, Kremlin yanlısı Komsomolskaya Pravda gazetesinin gazetecisiydi. Ancak Çeçenistan, Karabağ, Ukrayna ve benzeri yerlerde bulunmuş olan gazetecinin aslında Rus askeri istihbaratına çalıştığı yönünde ciddi iddialar mevcut. Kosova İçişleri bakanı Xhelal Sveçla, Aslmova’nın istenmeyen kişi ilan edildiğini ve Kosova’ya beş yıllık giriş yasağı konulduğunu açıkladı. Daha önce de 26 Temmuz günü iki Fransız vatandaşı, Rus plakalı bir araçla Kosova’ya illegal olarak girmiş, ancak polis tarafından yakalanarak bu kişiler gözaltına alınmıştı. Bu gelişmeler Rusya’nın da Kosova’nın kuzeyinde ne kadar aktif olduğunu göstermektedir.

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borell, Kurti ve Vuçiç’i 18 Ağustos’ta Brüksel’e davet etti. Hiç kimse iki liderin bu görüşmesinden herhangi bir sonuç çıkması hususunda iyimser değil. Vuçiç, kendisi bile “Oraya gideceğim ama ne konuşacağımızı ben bile bilmiyorum’’ dedi. Aynı şekilde Vuçiç, Kurti ile barış olamayacağını herkesin anlaması lazım ifadelerini kullandı. 18 Ağustos’taki görüşme için kimse heyecanlı değil, asıl mesele 1 Eylül’de ne olacağı?

Kurti, her ne kadar 1 Eylül’de Mütekabiliyetin uygulanacağını söylese de bu söylem her geçen gün gücünü daha da fazla kaybediyor. Çünkü Kurti, bunun uygulanmasının Batı’nın Sırbistan’a yapacağı baskı ile de alakalı olduğunu belirterek, uygulama için baskı şartını da dillendiriyor. Kurti, kuzeyin organize suç örgütlerinden temizlenmesi için uluslararası kurumların desteği gerektiğini vurguluyor. AB ve diğer kurumlar ise bölgedeki statükonun bozulmasını pek istemiyor gibi gözüküyor. Dolayısıyla Mütekabiliyet kararının 1 Eylül’de yürürlüğe girmesi zor bir ihtimal olarak gözüküyor.

En son haberler

ARNAVUTLUK, TİKTOK VE SNAPCHAT’İ YASAKLAMAYI TARTIŞIYOR

ARNAVUTLUK’TA AKRAN ŞİDDETİNE KARŞI PROTESTO DÜZENLENDİ

BOSNA HERSEK’TEN GELEN HASTA VAN’DA SAĞLIĞINA KAVUŞTU