Köşe Yazıları

Yunanistan uluslararası hukuka rağmen imkansızı zorluyor

Yunanistan, Türkiye’ye yakın Yunan adalarında tam kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge (MEB) talebiyle aşırıcı tutumunu sürdürmeye devam ediyor. Yunanistan‘ın adalara deniz yetki alanları bakımından istisnasız ve koşulsuz olarak “tam etki” verilmesi gerektiğine yönelik tezinin, uluslararası mahkemelerce benzer durumlarda alınan kararlar incelendiğinde, imkansızı zorladığı görülüyor. Gerek bölgede hidrokarbon rezervlerinin bulunduğunun anlaşılması gerek Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum yönetiminin (GKRY) Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nin haklarını göz ardı ederek attığı tek taraflı adımlar ışığında, Doğu Akdeniz son yıllarda uluslararası gündemin üst sıralarında yer alıyor. Kıbrıs Adası’nın tek hakimi gibi davranan GKRY’nin 2003, 2007 ve 2010 yıllarında sırasıyla Mısır, Lübnan ve İsrail’le imzaladığı anlaşmalar Türkiye tarafından tanınmıyor. Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının kıyıdaşlar arasında uluslararası hukuk, hakkaniyet ilkesi ve özel durumlar […]

-

Balkanlar’da ‘normalleşme’ gerekçesiyle siyasi süreçler kontrol altına alınıyor

Admir Fazlagikj   Kosova ile Sırbistan liderleri tarafından Beyaz Saray’da imzalanan “ekonomik ilişkilerin normalleşmesi” anlaşması, bugüne kadar AB gözetiminde gerçekleşen diyalog süreçlerinin artık ABD kontrolüne girdiği şeklinde yorumlanabilir. Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin geçtiğimiz asrın 90’lı yıllarında dağılmasıyla bu yapının parçası olan devletlerin bağımsızlığını ilan etmesi, Balkanlarda henüz çözüme kavuşturulamayan, ancak uluslararası aktörlerin bunlardan yararlanabilmek için mümkün olan her yolu denedikleri birçok sorunu gün yüzüne çıkardı. Son yıllarda Balkanlar’da, uluslararası toplumun çözümü için olağanüstü ilgi gösterdiği üç açık sorun olduğu herkesçe biliniyor. Bunlar; Makedonya ile Yunanistan arasında var olan ancak 2018 yılında imzalanan Prespa Anlaşması ile ismini Kuzey Makedonya olarak değiştirmesiyle sona eren, çeyrek asrı aşkın isim sorunu; ikincisi Kosova-Sırbistan diyalogu; sonuncusu da Bosna-Hersek’in işlevsizliği, yani savaşın ardından Federasyon ve Sırp Cumhuriyeti […]

-

Kosova-Sırbistan ‘Anlaşması’: Bol gürültü, bahse değmez muhteva

Dr. İdlir Lika Trump yönetimi, 4 Eylül’de Beyaz Saray’da Kosova ve Sırbistan arasında -en başından beri çarpık bir yapıda olagelen- normalleşme sürecini bir sonuca bağlamak kastıyla iki ülkenin heyetlerine ev sahipliği yaptı. Trump yönetimi, 4 Eylül’de Beyaz Saray’da Kosova ve Sırbistan arasında -en başından beri çarpık bir yapıda olagelen- normalleşme sürecini bir sonuca bağlamak kastıyla iki ülkenin heyetlerine ev sahipliği yaptı. Oval Ofis’te düzenlenen gösterişli imza töreninde Sırbistan ve Kosova, bir dizi taahhüde imza koyarak münasebetlerini “ekonomik normalleşme” ekseninde ilerletmeyi kabul etmiş oldular. Oval Ofis’te imzalanan şey açıkça Trump’ın yeniden seçim amaçlarına hizmet etmeye matuf kısa vadeli bir hedefe sahip ve Beyaz Saray’ın Kosova-Sırbistan diyaloğunu ilerletme yönünde uzun vadeli yahut herhangi bir taahhüdünü yansıtmıyor. Ne var ki her iki tarafın […]

-

Avrupa Birliği’nin Batı Balkan politikası

Yakın zamana kadar, Batı Balkanların AB’ye tam üyeliği konusunda, AB tarafının isteksizliğine bağlı olarak yaşananlar, yeni bir sürece girmiş görünüyor. Eski Yugoslavya 1991 yılında dağılmaya başlamasıyla hızlı bir iç savaş sürecine girdi. Bilhassa kendisini eski Yugoslavya’nın doğal mirasçısı gören Sırbistan, bağımsızlığı askeri çözümde görerek eski Yugoslavya’dan bağımsızlığını ilan eden diğer ülkelere saldırdı. Slovenya ve Hırvatistan’ın Sırbistan’ın gazabından kurtarılıp Avrupa Birliği’nin (AB), daha doğrusu Almanya’nın koruma şemsiyesi altına alınması ve sonradan bu ülkelerin AB tam üyeliğine alınması, bu süreçte önemli siyasi olaylardan biri olarak öne çıkıyor. Geride kalan ülkeler arasında başlayan savaşlar ve çekişmeler, bölgedeki sorunların derinleşmesine yol açtı; halihazırda çatışmalar sona ermiş görünse de, bu durum geçmişten gelen sorunların etkisiyle bölgeyi barut fıçısı haline getirdi. Almanya Başbakanı Angela Merkel tarafından, AB üyesi olmayan, eski Yugoslavya’dan doğan […]

-

Kosova-Sırbistan müzakerelerinde her şey başa mı dönüyor?

AB’nin 5 üye ülkesinin tanımamasından dolayı AB’ye üyelik başvurusu bile yapamıyor Kosova. Üstelik AB ve ABD tarafından talep edilen ve Sırbistan’a uygulanan gümrük vergilerini ve mütekabiliyeti kaldırıp uluslararası kurumlara üyelik istemeyeceğini vaat etmesine rağmen… Eğer AB müzakereler konusunda bir umut vermek istiyorsa, artık bazı taşları yerinden oynatmalı… DAHA önce Kosova-Sırbistan müzakere sürecini ve meydana gelen gelişmeleri ele almıştık. İlk olarak teknik müzakerelerle başlayan süreç, daha sonra siyâsî müzakerelerle devam etti. Ancak gümrük vergisi meselesi ve Sırbistan’ın Kosova’yı tanıyan ülkeler üzerinde yaptığı tanımaları geri alma noktasındaki lobi faaliyetleri sonucu müzakereler durduruldu. En son Kasım 2019’da başlayan süreçle birlikte ABD Başkanı Donald Trump, özel temsilcisi Richard Grenell aracılığıyla devreye girerek müzakerelerin devam etmesi için gereken yolların açılmasını sağladı. 27 Haziran’da Washington’da yapılması plânlanan […]

-

ABD’nin Almanya’dan asker çekmesi ne anlama geliyor?

ABD Başkanı Trump’ın Almanya’dan asker çekme kararı, fevri kararlarından biri olarak görülse de ABD-Almanya ilişkilerinin menfaat çatışmaları sebebiyle onarılmaz şekilde bozulmakta olduğunu ifade edenler iki tarafta da azımsanmayacak sayıda. Polonya Devlet Başkanı Andrzej Duda’nın 2019 Haziran ayında ABD Başkanı Donald Trump’ı ziyareti esnasında Trump Duda’ya, Polonya’daki asker sayısını 4 binden 6 bine çıkarma sözü vermişti. Bunun öncesinde, ABD’nin eski Berlin Büyükelçisi Richard Grenell, ABD’nin Almanya’da bulunan askerlerini ve üslerde çalışanları finanse etmesini kendileri açısından hakaretamiz bulduklarını ifade etmiş, ekonomisi iyi olan Almanya’nın bütçe fazlalıklarını, Almanya’yı savunan ABD’li askerleri beslemek yerine milli çıkarları için kullanmasını eleştirmişti. Askerlerin bir kısmının sevk edileceği İtalya’da bulunan ABD üslerinin Karadeniz’e yakın olmanın yanı sıra harekât ve ilgi sahasının hem Kuzey Afrika hem kaynayan kazan Akdeniz […]

-

Priştine’de ki Büyük Camii’ye Kim, Neden Karşı?

Bayram POMAK Ekim 2012’de dönemin Cumhurbaşkanı Atifete Jahjaga ile dönemin başbakanı Hashim Thaçi’nin de katıldığı ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın yatırımıyla yapılacak olan Priştine Merkez Camii’nin temel atma töreni yapıldı. O dönemden bu yana bazı teknik nedenlerden dolayı caminin inşâtına başlanamadı. En son 15 Temmuz 2020’de caminin inşatına başlandı. Caminin inşâsı başladıktan sonra sanki daha önce orada caminin olacağı belli değilmiş gibi medya bunu gündeme getirmeye başladı. Hemen hemen her akşam ekranlarda sözde analistler, sözde uzmanlar konuşmaya başladı. Bu konuşmalarda aslında kimin ne dediği çok fazla anlaşılmıyordu. Bağırılıyor, çağırılıyor, bir sürü cümle sarf ediliyor ama sonuçta ne denildiği anlaşılmıyordu. Genellikle kullanılan cümleler: ‘‘Camii’ye karşı değiliz ama….’’ ile başlayan ve kendi içerisinde bir mantık bulunmayan cümleler. ‘‘21. y.y.’da geçmiş yüzyıllara ait mimari […]

-

Kosova’da UÇK tasfiye mi ediliyor?

Kosova Kurtuluş Ordusu’nun eski üyelerinin son dönemlerde karşı karşıya kaldığı suçlamalar, bağımsızlık yanlısı savaşçıların yaptığı mücadelenin, yine Batı’nın rızasıyla “tarihin tozlu raflarına kaldırıldığı” yorumlarını gündeme getirdi. Kosova‘nın 1990’lı yılların sonunda Sırp zulmüne ve Slobodan Miloseviç‘in baskıcı politikalarına karşı verdiği bağımsızlık mücadelesi sırasında Arnavutların direniş hareketi olarak kurulan ve ardından Batı’nın da desteğini alan Kosova Kurtuluş Ordusu‘nun (UÇK) eski üyelerinin son dönemlerde karşı karşıya kaldığı suçlamalar, bağımsızlık yanlısı savaşçıların yaptığı mücadelenin, yine Batı’nın rızasıyla “tarihin tozlu raflarına kaldırıldığı” ve unsurlarının bir bir “lağvedildiği” yorumlarını gündeme getirdi. Avrupa’nın en genç ülkesinin en yüksek kademelerine geçtiğimiz son 10 yılda nüfuz eden ve UÇK’nin bağımsızlık mücadelesi süresince yöneticiliğini yapan isimler, Lahey’deki Kosova Özel Savcılığı’nın hedefi haline gelmeye devam ediyorlar. Son olarak Cumhurbaşkanı Haşim Thaçi ile eski Meclis Başkanı […]

-

Nazizm ve Büyük Sırbistan hareketi mukayesesi bağlamında Bosna soykırımı

Hitler’in “Avrupalı ​​Yahudileri” ortadan kaldırmak için yola çıktığı müşterek suç girişimi ile Bosna-Balkan İslam’ını yok etmek için yola çıkan Karaciç ve Miloşeviç’in müşterek suç girişimi birbirlerine çok benziyor. Bize, yani Boşnaklara, yani Bosnalı Müslümanlara uygulanan soykırımın sona ermesinin 25. yıldönümünde, bizden vicdan sahibi olan ve gelecek nesillerimizi düşünen her bir fert kendine şunu sormalı: Sahi, o başımıza gelenler de neydi? Bu kapsamda burada, soykırım-sonrası birkaç çok mühim hadiseye ışık tutacak ve birkaç tez öne süreceğiz. Lahey Mahkemesi’nin Radovan Karaciç aleyhine verdiği hükümden şu kesin sonuç çıkarılabilir: Münhasıran eski Yugoslavya’daki savaş suçlarını kovuşturmak için 1992’de kurulan Lahey Mahkemesi, Büyük Sırbistan hareketinin ve Bosna-Hersek topraklarındaki müşterek suç girişiminin liderine soykırımdan dolayı (da) hüküm giydirdi, evet; lakin Batı’nın -belli ki bu hareketle ortak bir şekilde- icat ettiği […]

-

Büyükelçi Çağrı Sakar: FETULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ (FETÖ) KOSOVA İÇİN DE BİR TEHDİTTİR

Çağrı Sakar: T.C. Kosova Büykelçisi Türkiye’nin maruz kaldığı en kanlı terörist saldırı olan 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden dört yıl geçti. Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) düzenlediği bu hain saldırıyı, yüzbinlerce sivil vatandaşımızın tankların, savaş uçaklarının ve helikopterlerin karşısında demokrasimizi cesaretle savunması sayesinde akim bıraktık. Hainlere katılmayı reddeden asker ve polisimizin demokratik direnişe verdiği destek ve başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, siyasi liderlerimizin sergilediği dirayetli tutum sayesinde darbeye geçit vermedik, demokrasimizi, ülkemizi ve insanımızı koruduk. Her 15 Temmuz’u “Demokrasi ve Milli Birlik Günü” olarak idrak ediyoruz. Bugün tüm Türkiye olarak, bu hain terörist saldırıda şehit düşen 251 kahramanımızın aziz hatıralarının ve yararlanan 2000’den fazla gazimizin fedakarlıklarının önünde saygıyla eğiliyoruz. Halkımızın kendi iradesi üzerinde bir güç tanımayacağımızı ve demokratik kazanımlarımızdan asla vazgeçmeyeceğimizi […]

-

8372 kez unutmayacağız

Sevilay Ünal/ Yazar Srebrenica Anma Merkezi, soykırımın 25. yılında Srebrenica Soykırımı İnkâr Raporu’nu yayınladı. Rapora göre 2019 Nobel Edebiyat Ödülü’nün, Avusturyalı yazar Peter Handke’ye verilmiş olması, soykırım inkârının Batı’nın entelektüel sınıfının üst katmanlarında endişe verici yayılımını gösteriyor. Srebrenica soykırımını inkâr edenler, Srebrenica kurbanlarının sayı ve kimliklerini tartışmaya açarak adli makamların kabul ettiği kurban sayısını (8 bin 372) reddiyor ve bu rakamın en fazla 2 bin civarında olduğunu ileri sürüyor. Potočari Anıt Mezarlığı’nda gömülü olan kişilerin bir kısmının Boşnaklar tarafından katledilmiş ve Müslüman isimlerle defnedilmiş Sırplar olduğunu dahi söyleyecek kadar ileri gidiyorlar. “Tarafımız olmalı. Tarafsızlık kurbanın değil, saldırganın işine yarar. Sessizlik işkenceciyi cesaretlendirir, işkence göreni asla.” ElieWiesel “Srebrenica (Srebrenitsa) Anma Merkezi’ndeki ofisimin karşısında gösterişli balkonuyla dikkat çeken iki katlı beyaz bir […]

-

Hashim Thaçi’yi Yargılayacak Olan Özel Mahkeme Nasıl Kuruldu?

Özel Mahkeme kurulması fikri İsviçreli Senatör Dick Marty’nin raporunun Avrupa İnsan Hakları Parlamenterler Meclisince 16 Aralık 2010 tarihinde kabulüyle başladı. Dick Marty’ninraporundan sonra uluslararası tarafsız bir mahkemenin, raporda belirtilen suçlamaların araştırılması gerektiği konusunda sesler yükselmeye başladı. Onaylandıktan sonra Kosova Hükümeti bunun Sırbistan ve Rusya tarafından ısmarlama bir rapor olduğu yönünde görüşler bildirdi. Zamanın Başbakanı Hashim Thaçi, Dick Marty hakkında suç duyurusunda bulunmasına rağmen kısa sürede bu rapor Kosova Hükümetince kurumsal anlamda resmen incelemeye alındı. Avrupa Komisyonu Parlamentosu Asamblesi de raporu büyük bir çoğunlukla 25 Ocak 2011 tarihinde kabul etti. Rapora sadece 8 kişi karşı çıktı. Asamble organ kaçakçılığı hakkında Kosova’da ve Kuzey Arnavutluk’ta incelemelerin başlanması çağrısında bulunda. Thaçi, Avrupa Komisyonuna mektup yazarak Kosova’nın inceleme sürecine hazır olduğunu belirtti. Bu gelişmeler […]

-

Kosova Sorununun Çözümünde ABD ve AB’nin Derin Ayrılığı

Bayram POMAK 2020 yılının dünya için genel olarak kayıp bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. Hem ekonomik hem siyasi olarak çok farklı gelişmelerin yaşandığı bu yılda Balkanlar’da dünyanın gündemi olan pandemi ile birlikte kendine has siyasi sorunlaryaşamaya devam etmektedir. Bu sorunların başında,uluslararası çapta önemli gelişmelerden biri olanKosova-Sırbistan diyalog süreci gelmektedir. Kosova’nın 2008’de bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Sırbistan’la arasında sürendiyalog sürecini nihayete erdirmek için,BM tarafından 2011 yılında bir karar çıkarılmıştır. Bu karar,Kosova-Sırbistan diyalog sürecinin AB gözetimi ve kolaylaştırıcılığında yapılmasını yetkilendiriyordu. 2011 yılından itibaren devam eden diyalog sürecinde yapılan anlaşmaların bazıları yürürlüğe girdi, bazıları ise yürürlüğe girmeyi bekliyor. Diyalog sürecine rağmen, Sırbistan’ın uluslararası alanda Kosova’nın İNTERPOL,UNESCO gibi uluslararası kuruluşlara üyeliğini engellemeye yönelik attığı adımlara karşı Haradinaj hükümeti 2018 yılının sonunda Sırbistan mallarına %100 gümrük […]

-

Yunanlıların Çamerya Soykırımı

Osmanlı tarihini okuyanlar iyi bilir ki, Arnavutlar eğer isteseydi, şu anda yeryüzünde bir tane bile Yunan bulunmazdı. Fakat hiçbir Arnavut Müslüman, düşmanına, hele silahsız ise, gereksiz yere kılıç kaldırmamış, vahşet uygulamamıştır. Buna karşılık: Defalarca görüldüğü üzere, masum ve savunmasız insanlar karşısında bile, Yunan her zaman Yunanlılığını göstermiştir. Sadece Müslümanlara değil, yeri geldiği zaman, kendilerinden olanlara karşı bile. Çünkü merhamet duygusundan yoksunlar. Acıma duygusunu, ancak canları yanınca hatırlıyorlar.  Yunanlılar, Anadolu ve Balkan coğrafyalarında, sayısız düşmanca harekete ve cinayete imza attılar. Onların, Müslüman Türk milletine ne gibi fenalıklar yaptığını herkes biliyor. Fakat Arnavutlara karşı yaptıkları pek bilinmez, konuşulmaz. Birçok kişinin adını dahi bilmediği Çamerya bölgesinde yaşayan binlerce Arnavut; Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’dan çekilmek zorunda bırakılmasıyla, defalarca sürgün, tecavüz, soykırım ve asimilasyona maruz bırakıldılar, bırakılıyorlar. Arnavutluk’un güneyi ve Yunanistan’ın […]

-

Kosova’da Siyasi ‘‘Darbe’’ ve Kosova – Sırbistan İlişkilerinin Geleceği

Bayram Pomak Kosova, bağımsızlığını ilan ettikten sonra ki dönemden bu yana son yıllarda ki en çalkantılı siyasi günlerini yaşıyor. Haradinaj hükümeti kurulmadan önce başlayan siyasi çalkantılar bugüne kadar devam etmektedir. Özellikle 6 Ekim 2019 seçimlerinden sonra Kosova siyasi arenası olağanüstü zamanlardan geçiyor. Bütün dünya koronavirüs gündemi ile meşgul olurken, Kosova siyaseti ve kamuoyu hükümetin düşürülmesiyle meşgul oluyordu. Yeni kurulmuş, halkın büyük desteğini almış, daha önce denenmemiş ve ortada dünyayı ilgilendiren bir pandemi konusu varken, yangından mal kaçırır gibi hükümetin düşürülmesinin nedeni Kosova’nın iç siyasetiyle alâkalı değildir. Balkanlar ve Kosova hakkında ABD ve AB arasında var olan derin anlaşmazlıklar bu dönemde açıkça günyüzüne çıktı. Devam eden Kosova-Sırbistan müzakere süreci son yıllarda gelişen bazı olaylardan dolayı çıkmaza girdi. Bu olayların başında Sırbistan […]

-