Konsolosluk Saldırısı ve Algı Yönetimi

Bayram POMAK

 

28 Kasım sabahında Prizren’de bulunan T.C. Başkonsolosluğuna yapılan saldırı güne gölge düşüren en önemli olaylardan biriydi. Kosova medyası 28 Kasım Arnavut Bayrak Gününden çok bu olayla ilgilendi hatta muhtemelen son 16 yıl içinde Kosova’da ilk defa bir diplomatik misyona saldırılıyor. Çünkü yeni kurulan Kosova gibi bir devlette sadece dost ülkelerin yabancı misyonları olur ve bunlarda Kosova halkının genelde sevdiği, Kosova’nın devletleşme sürecine katkı sunmuş devletlerdir. Kosova’nın devletleşmesinde en önemli ve en özel rolü olan devlet Türkiye’dir. Türkiye Kosova için diğer devletlerden daha farklı bir devlettir tarih, kültür, Türkiye’nin Kosova’ya özel önem vermesi Kosova için özel lobicilik faaliyetleri yapması birilerinin veya bir yerlerin her zaman gözüne battı ve batmaya da devam ediyor. Çünkü Türkiye Kosova için yaptığı herşeyi göze batırarak yapmıyor ancak Kosova devleti, diplomasisi, bürokrasisi, polisi, silahlı kuvvetleri bunların hepsini bilmektedir. Tabii bunlarla birlikte bunlardan rahatsız olanlarda! Dolayısıyla bütün bunları üst üste koyduğumuzda ve bugünlerde medyada olan bazı somut şeylere baktığımızda konsolosluk saldırısının o kadar da basit, adi bir vaka olduğunu söyleyemeyiz.

Daha açık söylemek gerekirse mesela 27.11.2016 Kosova medyasına bakalım. 27.11.2016 tarihli KLAN KOSOVA’nın Prizrenle alakalı yaptığı haberde Prizren Belediyesinin neden Arnavut, Kosova bayraklarıyla birlikte asıldığını sorguluyordu halbuki Arnavutluk ve Kosova bayraklarının dışında başka diğer devletlerin de bayrakları direklerde asılıydı. Haberde Türk bayrağının yüzyıl sonra yine Prizren’de asıldığı anlatılırken kullanılan dil ve bunun yanında da haberin 1 dakikasının 6 saniyesinde bir Avrupa devletinin direkte asılı bayrağına zoom yapılarak ‘Bunun yanında Kosova’nın dost devletlerinin de bayrakları direklerde asılıydı’ demeleri de manidardır.

Aynı şekilde 27-28.11.2016 tarihli Zeri gazetesinin DİTARİ adlı kısmında 3.sayfada bir Türk şirketinin ismi verilerek haber ‘TÜRK ŞİRKETİ BAYRAK GÜNÜ’ne’ saygı göstermiyor diyerek Türk Şirketi diyerek Türkiye’yi ön plana çıkarıyordu. Evet şirketin çalıştığı doğruydu ancak Priştine’de olan tüm yabancı şirketlerin de çalıştığı doğruydu. Ancak ne hikmetse bu gazete Türk şirketini özellikle seçmiş ve açık açık hedef göstermiştir.

Gazetaexpress.com sahibi Berat Buzhala’da facebook hesabından yaptığı yorumda Prizren’de Türk bayrağının asılmasının Priştine’de Sırbistan bayrağını asmakla eşdeğer olduğunu belirtmiştir. Aynı şekilde 27.11.2016 tarihinde gazetaexpress.com Zona Express adlı belgeselin isminin de ‘HARAÇİ TURK’ Türk haracı diyerek bir Türk şirketi üzerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saldırması da ayrıca manidar bir şey.

Bütün bunları ortaya koyduğunuzda ve o gece Türkiye başkonsolosluğuna ve Türk bayrağına yapılan saldırıyı karşılaştırdığımızda bunu organize bir hareket olduğunu açık ve net bir şekilde görmekteyiz çünkü hiç kimse sabahın dördünde molotofla dolaşmaz.

Asıl sorulması gereken soru bütün bunlarla ne amaçlanıyor? Türkiye’nin Kosova’da bulunmasını kimler hazmedemiyor? Sürekli şekilde Türkiye karşıtlığı pompalayarak, böyle bir kitle oluşturmak isteyenlerin amacı ne? Yani konsolosluk saldırısı öyle adi bir vaka olarak görülemez çünkü veriler açık ve net ortada. Hatta savcılıkta bu olayı adi bir vaka olarak değerlendirmemelidir, yukarda belirttiğimiz somut verileri de mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Bu haberlerde açık seçik şekilde nefreti körükleme, hedef gösterme var ve savcılık bunun görmezden gelemez.

Sonuç olarak puzzle tamamladığımızda karşımızda adi bir olay değil organize bir hareket olduğunu göreceğiz çünkü bu kadar tesadüf çok fazla!!!

En son haberler

TRT’NİN DİZİSİ SIRBİSTAN’I NEDEN RAHATSIZ ETTİ?

11 TEMMUZ SREBRENİCA SOYKIRIMI ANMA GÜNÜ NEDEN ŞİMDİ BM’DE KABUL EDİLDİ?

KOSOVA, AVRUPA KONSEYİ ÜYESİ OLMA YOLUNDA