Bosna Hersekli Remzija Balagic, unutulmaya yüz tutan, babadan kalma 56 yıllık “fırçacılık” zanaatını, Saraybosna’daki küçük dükkanında icra ediyor.
Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’daki tarihi Başçarşı’da, Çizmeciluk Sokağı’ndaki baba mirası “fırçacı” dükkanını işleten Balagic, küçük ama tarih kokan dükkanının kapısını AA muhabirine açtı.
Ülkede neredeyse unutulmaya yüz tutmuş “fırçacılık” zanaatını ayakta tutmaya çalışan Balagic, baba mesleğiyle ilgili düşüncelerini anlattı.
Balagic, mesleğin kentteki “son taşıyıcısı” olduğunu belirterek “Fırçacılığı rahmetli babamdan öğrendim. Çocukken dükkana geliyordum ve bu zanaatı sevdim. Bugün de mesleği aynı şekilde seviyorum, çalışıyorum ve ayakta tutmak için uğraşıyorum.” diye konuştu.
Babası Ago Balagic’in Livno yakınlarındaki bir kasabadan Saraybosna’ya geldiğini ve mesleği zamanın büyük ustası Jahijela Fincija’dan öğrendiğini ifade eden Balagic, şöyle devam etti:
“Babam 1954’te kalfa olarak başladığı eğitimi 1958’de usta olarak tamamladı. Sonrasında askerlik görevini yerine getirmek için orduya katıldı. Askerlik sonrası geri döndü ve o zaman emekliliğe ayrılan Fincija’dan dükkanı ve zanaatı devraldı.”
Başçarşı’daki dükkan 1987’den beri çalışıyor
Babası Ago’nun 1966’da devraldığı ilk dükkanlarının, zamanın Gazi Hüsrev Bey şimdiki Zlatarska (Kuyumcular) Sokağı’nda yer aldığını kaydeden Balagic, “Babam sonrasında dükkanı Mareşal Tito Caddesi’ne taşıdı ve 10 yıl kiracı olarak orada kaldı. 1987’de bu dükkanı aldık ve o yıldan beri dükkanımız burada.” ifadesini kullandı.
Endüstriyel üretim fırçaların raflarda yerini aldığı günümüzde, baba mesleğini devam ettirmek için mücadele eden Balagic, küçükken tarihi Başçarşı’yı çok sevdiği için sürekli olarak dükkana gelmeye başladığını ve mesleği babasını izleyerek öğrendiği ve sevdiği işi yapmaktan vazgeçmediğini kaydetti.
Balagic, ürettiği fırçalarda genellikle at kuyruğu ya da yelesi ile tel ve tahta kullandığını belirterek hazırladığı fırçaları ince bir ustalıktan geçirmek zorunda kaldığını, kullandığı telin etrafına sardığı at tüylerinin yanmaması için “çevirme” işlemini belli bir hızda yapmak zorunda olduğunu anlattı.
“Eskiden siparişleri yetiştirmek için geç saatlere kadar çalışırdık”
Yıllar geçtikçe daha az fırça ürettiğini ifade eden Balagic, “Eskiden siparişleri yetiştirmek için geç saatlere kadar çalışırdık ve çalışmaktan ellerimiz ağrırdı. Şimdi ise 10-15 sipariş almak için neredeyse 5 yıl beklemek gerekiyor.” diye konuştu.
Balagic, günümüzde popüler olan “vücut masajı fırçaları” üretmeye başladığını, bunun yanı sıra at tüyünden tıraş fırçası ürettiğini, sağlıklı beslenmek isteyenlerin, meyve ve sebzelerini doğal ürünlerle temizlemek istediği için buna uygun fırçalar da hazırladığını ve ayakta kalabilmek için yenliklere uyum sağladığını ifade etti.
Endüstriyel üretime karşı koyamadığını kaydeden Balagic, “Fabrikalarda günlük binlerce belki de on binlerce fırça üretiyorlar. Fabrikaların yüzlerce çalışanı var, fiyatları minimum seviyede ama benim o fiyatlara ve o miktarda üretim yapmam mümkün değil.” dedi.
Balagic, tüm zorluklara rağmen, tarihi çarşıdaki küçük dükkanını ayakta tutabilmek için mücadele vermeye devam edeceğini sözlerine ekledi.