Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ndeki Yunanistan Heyeti Başkanı Dora Bakoyanni, Kıbrıs sorunu ile Kosova konusunun bir şekilde ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığını, iki farklı konu olduklarını söyledi.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ndeki (AKPM) Yunanistan Heyeti Başkanı aynı zamanda Kosova’nın Avrupa Konseyi’ne üyelik başvurusu raportörü olan (eski Dışişleri Bakanı) Dora Bakoyanni, “Politis” gazetesine Kosova konusundaki görüşlerini anlattığı bir röportaj verdi.
Bakoyanni röportajında, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM), kendi raporu doğrultusunda, Kosova’nın Avrupa Konseyi’ne katılımıyla ilgili öneriyi onaylamasının ardından, “başka ayrılıkçı varlıklar” için emsal yaratıldığına dair yapılan yoğun eleştirileri kesinlikle reddettiğini söyledi.
Bakoyanni, aşırı sağ saldırılara maruz kaldığını belirterek Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in meselenin Kıbrıs’la ilgisinin olmadığını çok iyi bildiğini ifade etti.
Lahey Mahkemesi’nin ilgili kararına da atıfta bulunan Bakoyanni, Kıbrıs sorunu ile Kosova konusunun bir şekilde ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığını, iki farklı konu olduklarını söyledi.
Bakoyanni açıklaması çerçevesinde “Kıbrıs’ta işgalin ve istilanın bulunduğunu, Kosova’nın tarihiyle bir ilişkiye sahip olmadığını” savundu.
Kosova’nın statüsüyle ilgili bir kararın alınmasının söz konusu olması halinde zaten kendisinin böyle bir raporu üstlenmeyeceğini söyleyen Bakoyanni, kendi görüşünün, Kosova’yı tanımayan ülkesinin görüşüyle de örtüştüğünü belirtti.
Bakoyanni, Kosova ile ilgili raporun sadece insan haklarıyla ilgili olduğunu da vurguladı.
Kıbrıs sorunu konusundaki bir soru üzerine Bakoyanni, Ankara’ya seslenerek görüşmelerin BM kararları temelinde yeniden başlayabileceğini söyledi.
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in atanmasıyla, bir diyaloğun başlaması konusunda bir ümidin bulunduğunu ifade eden Bakoyanni, diyaloğun iki kesimli iki toplumlu federasyona yönelik BM kararları temelinde olması gerektiğini belirtti.
Bakoyanni, “bununla birlikte Türk tarafının talep ettiği geriye kalanların ise diyalog için zemini teşkil edemeyeceğini, Türklerin çerçevenin değişmeyeceğini, BM nedeniyle değişmesinin mümkün olmadığını anlaması halinde, bir diyaloğun da başlayabileceğini” savundu.
Türk-Yunan ilişkilerindeki pozitif gündemin, Kıbrıs sorununa bir ivme kazandırmasının mümkün olup olmadığı sorusu üzerine Bakoyanni, atmosfer açısından bunun faydalı olabileceğini ancak Türk-Yunan ilişkilerinde özlü konuları konuşmaktan çok uzak olduklarını, sonuçta Kıbrıs olmadan Türk-Yunan ilişkilerinin olamayacağını, Başbakanın da bunu söylediğini ifade etti.