Bulgaristan’daki kriz sürerken hükümet karşıtı protestolar da ivme kazanıyor

Bulgaristan’daki hükümet karşıtı protestolarda 82 gün geride kalırken, başbakan ile cumhurbaşkanının karşılıklı istifa çağrıları gösterilere ivme kazandırıyor.

Bulgaristan‘da 9 Temmuz’da başlayan hükümet karşıtı protestolarda 82 gün geride kalırken, birbirine muhalif cumhurbaşkanı ile başbakanın karşılıklı istifa çağrıları gösterilere ivme kazandırıyor.

Uzmanlar, 2013 sonrası iktidara karşı ikinci kez düzenlenen protestoların sona ermesinde, Başsavcı İvan Geşev‘in ve Boyko Borisov hükümetinin istifa etmesinin etkili olabileceğini düşünüyor.

Liberal Stratejiler Merkezi Siyasi Analiz Uzmanı ve Sofya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Daniel Smilov, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, hükümetin ve başsavcının istifalarının “şifa verici” toplumsal bir etkiye sahip olacağını öne sürdü.

Protestoların başlangıcının iki önemli olaya bağlı olduğunu anımsatan Smilov, bunlardan birinin Başbakan Boyko Borisov’un iktidar koalisyonunun, ülke siyasetinde daima kilit rol oynayan ve üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) ile “gizli ilişkisine” duyulan tepki olduğunu savundu.

Tekne gezisi ile başlayan protestolar

Halkın ilk tepkisi, temmuz ayı başında parlamento dışındaki sağcı Demokratik Bulgaristan Partisi lideri Hristo İvanov’un denizden tekneyle HÖH Onursal Başkanı Ahmet Doğan’ın Karadeniz’in Rosenetz burnunda inşa edilen lüks malikanesine yanaşırken Doğan’ın korumaları tarafından darbedilmesi, taşıdığı Bulgar bayrağının yere atılmasıyla başladı.

Ardından Borisov hükümetine yakınlığıyla bilinen Başsavcı İvan Geşev’in talimatıyla yapılan polis destekli operasyon sırasında soruşturma görevlileri Cumhurbaşkanlığına zorla girip arama yaptı.

Smilov, bu iki olayın 9 Temmuz’da başlayan ve sosyal medya üzerinden organize edilen protestoları tetiklediğini belirterek, savcılığın sıklıkla siyasi amaçlı kullanıldığının da görüldüğünü öne sürdü.

İktidar yolsuzluklarına karşı ikinci büyük protesto

Smilov, 2013’te Başbakan Plamen Oreşarski ve 2020’de Başbakan Boyko Borisov hükümetlerine karşı başlatılan protestoların nedenlerinin birbiriyle aynı olduğunu kaydederek, iki protestonun da ana unsurlarından birinin yolsuzlukla mücadele olarak tanımlanabileceğini söyledi.

Siyasi arenadaki başroller farklı olsa da yan rollerdekiler arasında ortak yanlar olduğunu ve bu nedenle protestolar arasında benzerlikten söz edilebileceğini ifade eden Smilov, “Şu anda farklı olan Başbakan Borisov’a şahsen dokunan, birikmiş skandallar olması. Bu skandallar, kumar sektöründeki büyük isimlerden Vasil Bojkov’un ödediğini iddia ettiği ancak devlet bütçesine ulaşmamış 350 milyon avro ile başlamış ve ardından basına yansıyan tapeler, gizli çekilmiş fotoğraf ve görüntülerle devam etmişti.” ifadelerini kullandı.

Bahsi geçen bu fotoğraf ve görüntülerde, Borisov’un yaşadığı evinin yatak odasında milyonlarca avro ve altın külçeleri gösterilmiş, Borisov’a ait olduğu öne sürülen ses kaydında yerel ve Avrupa’daki siyasi çevrelere karşı ağır hakaretler yer almıştı. Borisov ise bu kayıt ve çekimler için Cumhurbaşkanı Rumen Radev’i suçlamıştı.

Farklı siyasi çevreler protestolardan çıkar sağlamaya mı çalışıyor?

Smilov, protestolarda siyasi partili katılımcıların da olduğunu ve bu kişilerin kendi parti bayrakları ile gösterilerde yer aldığını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülkenin en büyük muhalefet gücü olan Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) garip bir şekilde bu protestolardan kendine yarar sağlayamadı. Zira oy potansiyeli aşağıya inmiş durumda. Aynı etki iktidardaki Bulgaristan’ın Avrupalı Gelişimi İçin Yurttaşlar (GERB) partisi için de geçerli. Bu gelişmeler protestocuların BSP’yi iktidara bir alternatif olarak görmediğini ortaya koyuyor. Ancak kesinlikle şunu görüyoruz ki meydanlarda protestocuların arasında sabit siyasi tarafı tutmayan birçok insan da var.”

Hükümetin kaderi HÖH’ün elinde

Başbakan Borisov’un istifa edip etmemesinin, hükümetin parlamentoda HÖH’ten alacağı desteğe bağlı olduğunu belirten Smilov, hükümetin ayakta kalmasında HÖH’nün rolünün çok önemli olduğunu vurguladı.

Smilov, HÖH milletvekillerinin parlamentoda yeterli sayıda katılım sağlamaması durumunda Borisov hükümetinin iktidarda kalmasının imkansız olacağını kaydederek, HÖH’nün zaman içerisindeki politikası ne olursa olsun siyasette ve parlamentodaki temsilinin hep sabit kaldığına dikkati çekti.

Böylesine sağlam bir siyasi temsilin arkasında partinin 30 yıl içinde kurduğu ekonomik imparatorluğun durduğunu ileri süren Smilov, “Partinin onursal lideri Ahmet Doğan, bir termik santrale ve bir limana sahip. Milletvekili Delyan Peevski sayesinde parti ayrıca bir medya imparatorluğuna da sahip. Partinin kapital gücü üzerinden siyasete etkisi toplumda sorun olarak görülüyor. Bu ortamda HÖH’nün nasıl bir tavır alacağı önemli. Hiçbir şey olmamış gibi mi davranacak, yoksa başka bir yol mu izleyecek?” diye konuştu.

Bu arada, protestolara mesafeli duran HÖH’nün milletvekillerinden Halil Letifov, daha önce yaptığı açıklamada, ülkenin krizde olduğunu belirterek, “Siyasi kriz sürerken kurumlar arasında gözle görülür bir savaş da sürüyor. Hem hükümeti hem de cumhurbaşkanını istifaya çağırıyoruz.” demişti.

Protestolar ülkedeki siyasi peyzajı değiştirdi mi?

Smilov, yaklaşık 3 aydır süren protestoların ülkedeki siyasi peyzajı değiştirdiğini savunarak, “Son kamuoyu araştırmalarına baktığımızda görüyoruz ki Bulgaristan’daki siyasi tablo oldukça değişti. İktidardaki GERB ile ana muhalefet BSP destek kaybederken, yeni bazı oluşumlar ön plana çıkıyor. Popüler şovmen Slavi Trifonov’un kurduğu ‘Böyle Bir Devlet Vardır’ adlı parti de bunların arasında yer alıyor. ‘Demokratik Bulgaristan’ isimli parti de destek potansiyelini ikiye katladı.” diye konuştu.

Bulgaristan’da 2021’in mart ayında yapılacak genel seçime geri sayımın başladığına işaret eden Smilov, sözlerini şöyle tamamladı:

“Çok önemli bir mesele daha var. Hükümet istifa etmezse seçmenlerin talepleri karşısında iktidar bir istifayla cezalandırılmamış olacak. Yani başka bir deyişle, iktidardakilerin davranışları cezasız kalmış görünecek. Hükümetin ve Başsavcı Geşev’in istifaları ‘şifa verici’ toplumsal bir etkiye sahip olur ve siyasi partilere gelecekteki çalışmaları konusunda uyarıcı bir sinyal verebilir.”

Protestolarda 3 aya yaklaşıldı

Sosyal medya üzerinden organize olan protestocular, başta parlamento ve hükümet binaları olmak üzere çeşitli siyasi partilerin genel merkezleri önünde eylemler yapıyor.

Göstericiler 25 Eylül Cuma günü HÖH’ün başkent Sofya’daki merkez binasına yumurta ve domates attıktan sonra protestoların 81. gününde de Sofya merkezinde kalabalık bir rock konseri düzenledi.

Başbakan Borisov ve Başsavcı İvan Geşev, sokağın baskısı altında istifa etmeyeceklerini ifade ediyor.

En son haberler

ARNAVUTLUK, TİKTOK VE SNAPCHAT’İ YASAKLAMAYI TARTIŞIYOR

ARNAVUTLUK’TA AKRAN ŞİDDETİNE KARŞI PROTESTO DÜZENLENDİ

BOSNA HERSEK’TEN GELEN HASTA VAN’DA SAĞLIĞINA KAVUŞTU