Milorad Dodik’in ateşli destekçilerinin toplandığı Bosna-Hersek’teki taraf hatlarıyla ilgili dün yaşanan “gösteri”, küçük BH cumhurbaşkanına gerçek destek sağlamaktan ziyade Dodik’in siyasi taktikleri hakkında daha fazla bilgi verdi.
Bu “gösterinin” nedeni, Dodik’in Yüksek Temsilcinin kararlarını yayınlamayı anayasaya aykırı bir şekilde reddetmesi nedeniyle BH Savcılığı tarafından kendisi ve SC Resmi Gazete müdürü Miloš Lukić hakkında açılan iddianamesiydi.
Tehlikeli dönüş
Manipülasyon ustası Dodik’in, anayasaya aykırı eylemlerini “Sırp Cumhuriyeti’ne saldırı” bahanesiyle örtbas etmek, halkın arkasına saklanmak istediği anlaşılıyor. Başlangıçta Bosna-Hersek Mahkemesi önünde protesto gösterileri planlanmıştı ancak Saraybosna’daki polis bu toplantıya izin vermeyi reddettiği için Dodik’in ekibi bir alternatif üzerinde karar kıldı.
“Sınır var” sloganlı pankartlar bu dönüşün ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor. Bosna-Hersek’teki taraflar arasında sınırın olmadığı, yalnızca idari bir hattın olduğu doğru, ancak bu, görünen o ki Dodik’in destekçilerinin gerçekleri manipüle etmeye devam etmesini engellemedi.
Temel olarak protestolarda, “Sırbistan’a yönelik saldırılar” iddialarıyla ilgili aynı eski hikayeleri ve “bunun sadece bir kostümlü prova olduğu” tehditlerini gördük. Tuhaf partinin zirvesinde, tişörtlerde ve bayraklarda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yüzünün yer aldığı yazıların yanı sıra hastalıklı mesajlar da ortaya çıktı.
Bu olaylar ne yazık ki birçok Bosna Hersek vatandaşına, Bosna’ya yönelik saldırının başlamasından önceki travmatik anları hatırlattı. Yerel Sırp halkının kurduğu barikatların Hırvatistan genelinde ortaya çıkmaya başladığı “Balvan Devrimi”. Binaların yüksekliğinden “düzeni” koruyan SC MUP’un keskin nişancıları bile Saraybosnalılara dört yıl süren kuşatma sırasında yaşadıkları karanlık günleri hatırlattı.
Yüksek Temsilci Schmidt’in tepkisi, en hafif tabirle hayal kırıklığı yarattı. YTD “iki taraf arasında hareket özgürlüğünün sağlanması gerektiğini” belirtmesine ve taraf hattını sınır olarak gösterme girişimlerini kınamasına rağmen somut bir adım atılmadı.
Gerilimin kasıtlı olarak yükseltilmesi
Sonuç olarak bu saçmalık, Dodik’in kendisine yönelik iddianameyi Sırplara ve Sırp Cumhuriyeti’ne yönelik bir saldırı olarak göstermek için kasıtlı olarak gerilimi tırmandırdığını gösteriyor. Bu aynı zamanda uluslararası toplumun bu tür olaylara karşı zayıf tepkisini de ortaya koyuyor.
Yerli liderlerin ve uluslararası aktörlerin Dodik’i onarılamaz bir zarara yol açmadan durdurmak için somut yasal adımlar atmasının zamanı geldi./Balkan Postası