AB liderleri, Batı Balkanlar’a doğru genişleme konusunu ele almak üzere Brüksel’de 6 Balkan ülkesi Arnavutluk, Bosna-Hersek, Kosova, Kuzey Makedonya, Karadağ ve Sırbistan liderleriyle kritik bir toplantı yapıyor.
Avrupa Birliği ile bu 6 ülke arasındaki zirvede siyasi ve güvenlik konularının yanı sıra, 6 Batı Balkan ülkesinin büyümesine ve bölgesel pazarlarına yönelik destek ele alınıyor.
Batı Balkan ülkelerinin AB ile ilişkileri birbirinden farklılık gösteriyor; bazıları neredeyse 20 yıldır bekleme odasında, bazıları ise hala iç sorunları aşamadığı için uyum göstermekte zorlanıyor. Ancak Ukrayna’daki savaşın ardından AB’nin Ukrayna ve Moldova’ya Birlik tarihinde görülmemiş bir hızla üyelik müzakerelerini açma kararı eşiğine gelmesi, Balkan ülkelerini kızdırıyor.
AB liderleri Perşembe ve Cuma günü yapılacak AB Devlet ve Hükümet Başkanları zirvesinde, Ukrayna, Moldova ve Bosna-Hersek ile üyelik müzakerelerinin açılıp açılmayacağına karar verecek.
Bir Elysee diplomatı VOA Türkçe’nin de aralarında bulunduğu bir grup gazeteciye, “Bizim için bu zirvenin 3 ana amacı var” diyerek; zirve hedeflerini, “Birincisi, Avrupa Birliği’nin taahhütlerini yeniden teyit etmek. İkinci hedef Balkan ortaklarını bölgesel işbirliklerini güçlendirmeye devam etmeye teşvik etmek. Tabii ki aklımızda Sırbistan-Kosova diyaloğu var. Üçüncü hedef, Batı Balkan ülkeleriyle ekonomik yakınlaşmanın desteklenmesiyle Avrupa Birliği entegrasyonu kavramının neleri kapsadığını somut olarak görmektir” diye özetledi.
“Orban hariç herkes Ukrayna’nın üyeliğine ‘evet’ dedi”
Uzun süredir, umutsuzca Birliğe katılmayı bekleyen 6 ülke, Ukrayna’nın kendilerini geçmesinden büyük rahatsızlık duyuyor. AB’nin 2003’te Selanik Zirvesi’ndeki vaatlerinden bu yana, bu ülkeler arasındaki hayal kırıklıkları devam ediyor. Gelecek yıl, Kuzey Makedonya üyelik başvurusunun 20. yıldönümünü kutlayacak. Sırbistan müzakerelerin kritik aşamasına 2014’te, Karadağ ise 2012’de ulaştı. Arnavutluk ilk hükümetler arası konferansını Temmuz 2022’de düzenledi ve ikincisini bekliyor. Kosova ile müzakereler, beş üye devletin onu tanımayı reddetmesiyle durma noktasına geldi.
Tek olumlu beklenti; 2022’de savaşın Avrupa’ya geri dönmesi nedeniyle kırılgan hale gelen Bosna-Hersek’in katılım müzakerelerini hafta sonunda başlatılması umudu. Ancak Orban’ın Ukrayna vetosu bu projeyi de rayından çıkarabilir. Elysee kaynakları, Orban’ın hala Ukrayna’nın AB’ye girmesi konusundaki vetosunun sürdüğünü, geri kalan 26 üyenin tümünün, Ukrayna ile müzakerelerin başlamasına “evet” dediğini belirtiyor.
Bu önemli zirve arifesinde AB liderleriyle bir araya gelecek olan Batı Balkan ülkeleri, Brüksel’in talep ettiği reformlarda kimi zaman Kiev’den çok daha ileri düzeyde olmalarına rağmen, kendilerinin geride bırakılmasından rahatsız. Elysee diplomatları Karadağ örneğini veriyor ve katılım yolunda ilk sırada yer alan Karadağ’ın kriterlere Ukrayna’dan daha yakın olduğunu belirtiyor.
Rusya, Çin, etkisi…
AB içinde açık bir biçimde, Balkanlar’ın “Rusya’ya kayması” ve “Çin’in ekonomik etkinliği” altına girmesi korkusu var. Çin Balkanlar’da AB’den sonra ikinci büyük ekonomik partner. Üstelik, bazı Balkan ülkelerinin AB dış politikasıyla aynı çizgide olmadığını göstermesi gibi rahatsızlıklar da var. Örneğin, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç’in, Putin rejimiyle bağlarını sürdürmesi ya da Balkanların Rusya’nın politik etkisinin yanı sıra Çin ve Türkiye’nin ekonomik etkisine girmesi…
Vuçiç’in 16 Ekim’de Arnavutluk’un başkenti Tiran’da yapılan son AB-Batı Balkanlar zirvesine gelmeyip, aynı gün Çin ile ticaret anlaşması imzalamak üzere Pekin’e gitmeyi tercih etmesi hafızalardan silinmedi. Vuçiç’in bu seçimi, siyasi anlaşmazlıklarla parçalanan bu bölge ile AB arasındaki ilişkilerin karmaşıklığını net biçimde gözler önüne seriyor.
İç çatışmaların AB’ye taşınması korkusu
AB’nin bir başka korkusu da, Balkan ülkelerinde hukukun üstünlüğüne ilişkin sorunların (yargı ve medyanın bağımsızlığı, yolsuzlukla mücadele…) çözülememesi; Victor Orban’ın liderliğindeki Macaristan gibi “yönetilmesi zor yeni ülkelerin” AB’ye katılması.
AB, Balkanlar’ın iç çatışmalarını Birliğe taşımalarından da endişe ediyor. Elysee diplomatları, bu endişeyi, Sırbistan ile Kosova arasındaki anlaşmazlıklara veya Bosna’daki topluluklar arasındaki gerilimlere atıfta bulunarak, “Avrupa Birliği’ne çatışmaların ithal edilmesine dair gerçek bir risk var” diye açıklıyor.
Batı Balkanlar’a 6 milyar Euro
Kasım ayında AB Komisyonu, AB’ye resmi katılım olasılığı hala uzak görülen bu 6 ülke’ye (Arnavutluk, Bosna-Hersek, Kosova, Kuzey Makedonya, Karadağ, Sırbistan) “malların ve insanların serbest dolaşımı” gibi belirli avantajlar sunması beklenen bir “büyüme planı” önerdi.
AB, bu planla Balkan ekonomilerini güçlendirmek istediğini ve bu bölgeye olan bağlılığını dile getirmek istiyor. Altı Balkan ülkesinin ekonomisi, en fakir AB ülkesi Bulgaristan’dan bile daha yoksul. Üstelik Karadağ gibi en gelişmiş ülke ile Kosova gibi en az avantajlı ülkeler arasında önemli farklar var.
Zirvede, reformların uygulanması ve ortak bölgesel pazarın geliştirilmesi şartıyla 2024-2027 yılları arasında bu ülkelere 2 milyarı hibe olmak üzere, 6 milyar Euroluk yardım sağlanacağına ilişkin karar alınacak. Bu fonlar, yararlanıcı ülkelerin ekonomik ve siyasi reformları uygulamaları halinde 2024-2027 dönemi boyunca tahsis edilecek.
Le Monde gazetesine konuşan Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde (IFRI) uzmanı Florent Marciacq, AB’nin ekonomik yardım planını, “Bu, hem ilişkileri sakinleştirebilir, yatırımcıları çekebilir hem de AB ile yakınlaşmayı teşvik edebilir” diye analiz ediyor. Ancak diplomatlar, Avrupa bütçesinin revizyonunda yer alan bu miktar üzerinde, “henüz bir anlaşma olmadığına” dikkat çekiyor.
Ukrayna’ya “pembe gözlük”, Balkanlara “büyüteç”
Uzmanlar, Batı Balkan hükümetlerinin, Ukrayna ve Moldova’nın hızlı kabulü nedeniyle kendilerinin “başarısız” olarak algılanmasından da rahatsız. Arnavutluk Başbakanı Edi Rama bu rahatsızlığı, Ağustos 2023 sonunda Bled Forumu’nda yaptığı konuşmada, her zamanki ironik üslubuyla, “Üyeliği Ukrayna’dan daha hızlı elde etmek için aramızda kim kime saldırmalı? Bir savaş çıkarırsak, belki Ukrayna ile aynı terene binebiliriz” sözleriyle dile getirdi.
Ancak bu endişeler bazı üye devletler tarafından da dile getiriliyor. Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg, Financial Times’a yaptığı açıklamada, Komisyon’un “Ukrayna’ya pembe gözlüklerle ve Batı Balkanlar’a büyüteç altında bakmasının jeostratejik bir felaket olacağını” söyledi. Karar 14-15 Aralık’ta, Balkan zirvesinin hemen ardından toplanacak AB liderler zirvesinde alınacak.