Nufüs sayımları Sırbistan ve çevresinde yaşayanlarınn sayısına ilişkin tahminlerde demografik bir düşüş yaşanıyor. Demografik düşüşün yanında bölgenin verdiği göçte büyük bir sorun oluşturuyor. Almanya bölgedeki nüfusunun büyük bir çoğunluğunu kendine çekiyor.
Sırbistan’da 2011 yılında yapılan nufüs sayımlarında ülke nufüsü 7.18 milyon olarak sayılmıştı. Bu yıl yapılacak olan nufüs sayımlarında nufüsun 6.55 milyon olduğu tahmin ediliyor. Bu rakam bile iyimser olarak kabul ediliyor.
Nüfus sayımından önce bile bazı medya organları “Sırbistan ölüyor” değerlendirmesinde bulundu. Ancak ortaya çıktığı gibi, “Sırbistan ölüyor ve göç ediyor” demek daha doğru olur.
Belgrad Sosyal Bilimler Enstitüsü’den demograf İvan Marinkoviç, Göçün şimdiye kadar sorun olmadığını asıl sorunun doğum oranlarını olduğunu kaydeden Marinkoviç, artık göçün de endişe verici olmaya başladığını kaydetti.
Nüfus sayımı cumhurbaşkanının sunduğu rakamı doğruluyorsa, insan sayısının daha da az olduğu dikkate alınmalıdır, diye açıklıyor Marinković, çünkü birçoğu yurt dışına çıktıktan sonra kaydını sildirmiyor ve akrabaları onları oradaymış gibi kaydettiriyor.
“Ölüm sayısı ile doğum sayısı arasındaki farka bakarsak, on yılda yaklaşık 470 bin kişiyi kaybettik. Şimdi negatif göç dengesinde 200.000 veya daha fazlasını kaybetmiş olabiliriz” dedi.
Yakın çevrede, aslında Slovenya dışında tüm eski Yugoslavya ve Arnavutluk’ta benzer bir eğilim var. Hırvatistan’da yapılan son nüfus sayımı, ülkede nüfusun yüzde onu olan son sayımdan yaklaşık 400.000 daha az insan olduğunu gösterdi.
Bosna Hersek’te işler daha da endişe verici görünüyor. Bosna Hersek’te Sürdürülebilir Geri Dönüş ve Entegrasyon Birliği’nin verilerine göre, Temmuz 2013 ile Aralık 2021 arasındaki dönemde 485.000 kadar insan ülkeyi terk etti.
Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyada diasporada yaşayan nüfusun oranı bakımından Bosna-Hersek Guyana’dan sonra ikinci sırada (yüzde 34), Arnavutluk ise üçüncü sırada (yüzde 30,7). Kosova listede daha üst sıralarda olabilir, ancak veriler yalnızca BM’de sandalyesi olan bölgeler için mevcuttur.
Almanya mıknatıs gibi Balkan halklarını çekiyor
Bölge insanının çoğu uzun zamandır iş için Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya’ya gidiyor.
Pandemi ve Ukrayna’daki savaş da dahil olmak üzere bir dizi krize rağmen veriler, Almanya’nın emek açlığının doyumsuz olduğunu ve Batı Balkanlar’ın yeni gelenlerin havzalarından biri olarak görüldüğünü gösteriyor.
Yalnızca bu yıl, Almanya’da ortalama 853.000 iş boştu. Yaşlılara bakıcı bulmak en uzun süreyi (ortalama 239 gün boş kadro) bulurken, tesisatçı ve kaloriferci (224 gün), yüksek yapılarda eleman (221) ve hemşire (188) bulmak da zor. .
Haftalık Spiegel dergisi bu yaz bir kapak haberinde “Bu sadece başlangıç” diye yazdı.
Yalnızca demografik gelişme nedeniyle, Almanya 2035 yılına kadar yedi milyon kadar işçiden yoksun kalabilir. İşte o zaman, son “baby boomers” emekli olur. Haftalık Alman gazetesinin de belirttiği gibi tek çare, her yıl 400.000 kişinin göç etmesidir.
Nüfus bilimci Marinković, “Almanya’nın da aşırı yaşlı bir nüfusu var, ancak bu nedenle çok sayıda genci ithal ediyor” diyor.
Balkanlar her zaman iş gücü kaynağıdır
Alman restoran işletmecileri bu yaz pandemiden sonra tekrar tam gaz çalışmaya başladıklarında, işçileri yoktu, bu nedenle dernekleri hükümete acilen Batı Balkanlardan işgücünün gelmesine izin vermesi çağrısında bulundu.
Karantina sırasında yaşanan bir işten çıkarma dalgasının ardından acilen insan arayan ve yine Türkiye ve Batı Balkanlar’dan gelenleri hedef alan havalimanlarında da benzer bir şey yaşandı.
Ayrıca, Batı Balkanlar, AB dışında, insanların herhangi bir vasıfları olmasa bile çalışmak üzere Almanya’ya göç edebildiği tek bölgedir. Yıllık kota 25.000 vasıfsız işçidir ve 2015 yılında mülteci krizinin başlamasıyla birlikte Sırbistan, BH veya Kuzey Makedonya’dan gelen insanları sığınma talebinden caydırmak için tasarlanmıştır.
Almanya bir zamanlar Sırbistan ve Bosna-Hersek (ve Tunus ve Filipinler) ile tıbbi işgücü ithalatı konusunda Üçlü Kazanma adlı bir anlaşma imzaladı. 2019’da eski Hıristiyan Demokrat Sağlık Bakanı Jens Span, gazetecilere, Almanya’nın yalnızca fazla personele sahip ve nüfusun “özellikle genç” olduğu ülkelerden sağlık çalışanlarını getirdiğine dair güvence verdi.
Bu söz konusu iki Balkan ülkesi için kesinlikle geçerli değil, hatta Sırbistan dünyanın en yaşlı nüfuslarından birine sahip. BM tahminlerine göre, Sırbistan kendisini bugünden 2050’ye kadar nüfusunun beşte birini daha kaybedecek olan beş ülkenin hüzünlü birliğinde bulacak. Diğer dördü ise Bulgaristan, Ukrayna, Letonya ve Litvanya.
Uluslar yok olabilir mi?
Aynı zamanda, bölgenin yaşlanması ve ölmesiyle durum, örneğin 1968’de sosyalist Yugoslavya’nın Almanya ile “misafir işçiler” konusunda bir anlaşma imzaladığı zamandan önemli ölçüde farklıdır. O zamanlar, yeterince insanı olan bir ülkeden hala işsizlik ihracatıydı.
Nüfus bilimci Marinković, “Bugün, baby boomer’lar emekli olurken, Sırbistan bile işgücünden yoksun,” diyor. “Emeklilik fonu, nesiller arası dayanışma programı olarak tasarlandığı için soruna bu şekilde giriyor.”
Öte yandan, diaspora gerçekten de eve döviz gönderiyor. Bazen ev ekonomisi için çok önemli bir ölçüde ve birçok aile bu sayede hayatta kalıyor.
“Beyaz veba” ve bu kadar çok göç alan Balkan ülkelerinin tamamen yok olup olmayacağı sorulduğunda Marinković, “Tabii ki, kitlesel göç olmadan nüfusun biyolojik olarak yenilenmesinin imkansız olduğu bir noktada eşik aşılabilir. Ancak nüfus değişiklikleri tarih boyunca her zaman olmuştur.”/Balkan Postası